Prens Adalarının tarihsel süreci (Bizans Öncesi Dönemi)

Prens Adalarının tarihsel süreci (Bizans Öncesi Dönemi)
Yayınlama: 03.10.2020
Düzenleme: 13.12.2022 15:20
A+
A-

Kültürel miras veya kültür mirası daha önceki kuşaklar tarafından oluşturulmuş ve evrensel değerlere sahip olduğuna inanılan eserlere verilen genel bir isimdir.

Prens Adalarının tarihsel süreci (Bizans Öncesi Dönemi)

Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi kültür mirasını üç sınıfta gruplandırmaktadır:

Anıtlar: Bu gruba mimari yapılar, heykeller, resimler, arkeolojik eserler, kitabeler, mağaralar ve eleman birleşimleri girmektedir. Bu grupta yer alan eserler tarihi veya sanatsal veya bilimsel olarak evrensel değerlere sahiptirler.

Yapı toplulukları: Bu gruba giren yapı toplulukları bulundukları konum nedeniyle tarihi veya sanatsal veya bilimsel olarak evrensel değerlere sahiptirler.

Sitler: Bu gruba giren sit alanları ya insan ürünüdür ya da doğal bir şekilde oluşmuştur. Ya da bu ikisinin kombinasyonudur. Bu gruba giren sit alanları ya estetik, ya etnolojik ya da antropolojik bakımdan evrensel değerlere sahiptirler.

BİZANS ÖNCESİ DÖNEM

Tarihçi Timones’e göre tarihlenebilen ilk önemli olay, Makedonya Kralı Büyük İskender’in komutanlarından Antinogos’un oğlu Dimitrios Poliorkites’in M.Ö. 311 ‘de Çanakkale ve İstanbul Boğazlarını Lisimakhos ve Kasandros’a karşı kurtarma harekâtına giriştikten sonra M.Ö. 298’de babasının adına ve anısına o dönemdeki adı “Panormos” olan Burgazada’da bir kale inşa ettirmesi ve Ada’ya da Antigoni adını vermesidir. Nitekim Burgazada’nın tepesinde bulunan üzeri Latince yazılı bir mezar taşı ile 1930’da Büyükada’da bulunan ve içinde Büyük İskender’in babası Makedonya Kralı II. Filip’e ait altın paralan içeren Büyükada definesi, bunu yeterince doğrulamaktadır.

Adalar, tarih boyunca sürgün yeri olarak adından sıkça söz ettirmiştir. Batı kaynaklarında Adalar’a verilen “Prens Adaları” adı, Doğu Roma İmparatorluğu döneminde imparator ailesinden birçok şahsın buraya sürgün edilerek, manastırlara hapsedilmiş olmasından ileri gelmektedir. Doğu Roma İmparatoru Büyük Konstantin zamanında (M.S. 350) Emıenistan Kralı II. Arşak tarafından kendisine elçi olarak gönderilen Ermeni Gatoğigosu I. Nerses ve beraberindeki 10 kişilik heyetin Yassıada’ya sürülmesi Adalar’daki ilk sürgün olarak bilinmektedir.

Adalar’da tarihin ilk çağlarından hiçbir iz ve bulguya rastlanmadığından, arkeoloji denenince akla sadece Bizans dönemi eserleri, yani kilise, manastır, ayazma, kale ve liman kalıntıları gelir. Bin yıllık Bizans devrinde Adalar’da tarlalar, üzüm bağları, zeytinlik ve meyve bahçeleri, balıkçı kulübeleri ile birer liman olan küçük köyler ve özellikle manastırlar bulunmaktaydı. Tarihi manastır ve kiliseler çeşitli olaylarla ya tümüyle yıkılmış kaybolmuş ya da harabe haline gelmiş veya onarım ve eklentilerle şekil değiştirmiştir.

Bir Yorum Yazın

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Exit mobile version