Kışın nüfusu 15 bin kişi olan, yaz aylarında ise 300 bin kişiye ulaşan, İstanbul’daki Prens Adaları’nın belediye gelirlerini arttırmak için, kanun teklifi hazırlandı. Teklif uyarınca adaları ziyaret edenlerden belediye meclisi tarafından belirlenecek oranda ‘turist vergisi’ alınacak
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal tarafından TBMM’ye sunulan kanun teklifi, ”Prens Adaları” olarak bilinen Büyükada, Heybeliada, Burgazadası, Kınalıada ve Sedefadası’nın yanı sıra Çanakkale yakınlarında, Ege Denizi’nde bulunan Gökçeada ve Bozcada’yı da kapsıyor.
Adalar batıya açılan pencere
Adalar’ın Türkiye için ve hatta dünya için önemli bir konuma sahip olduğunu belirten CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, kültürel, tarihi ve doğal değerleri ile Adalar’ın batıya açılan pencere olduğuna vurgu yaptı. İstanbul Adalar ile, Gökçeada ve Bozcaada Belediyelerine, kış nüfusuna göre bütçeden pay verildiğini, bunun da yetersiz kaldığını belirtti.CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal , adaları ziyaret edenlerden hizmet bedeli alınmasını teklif etti. Ayrıca, adaların bulunduğu ilçe belediyelerine büyükşehir belediyesi tarafından bir yıl önce ilçede gerçekleşmiş olan bütçe geliri toplam tutarının yüzde 50’si oranında yardım yapılmasını da istedi.
İmza kampanyası düzenlenmişti
Ada sakinleri, change.org’da ‘Adalar’a giriş ücretli olsun’ başlıklı bir kampanya yürütmüştü. Adalar’daki sıkıntıların ayakbastı parasıyla çözüme kavuşacağını savunan bir grup Ada sakini internette imza toplamıştı.
Kampanyayı başlatan grup, gerekçelerini de şöyle anlatmıştı: “İstanbul’un çok eski dönemlerden beri incisi, tarihi yapısı bozulmamış, havası tertemiz ve huzurlu kalan tek yeri olan Prenses Adaları’na günübirlik gelen, yaz döneminde her gün binlerce kişinin adaya akın etmesi yüzünden hem yürüyecek hem nefes alabilecek yer kalmamıştır. Ada sakinleri olarak artık huzurlu ve güvenli bir şekilde yaşayamıyoruz. Bu kalabalığın üstüne bir de sayısına sınırlama veya yasak getirilmeyen elektrikli bisiklet kullananlar ekleniyor. Her sokaktan korna çalarak geçen bisikletlilerin yarattığı gürültü kirliliği dayanılmaz boyutlara ulaştı. Çözüm olarak Adalar’a günübirlik gelenlerden 5-10 TL arası bir ücret talep edilen veya buna alternatif sistemlerle bu yığılmanın biraz olsun hafifleyeceğini düşünüyoruz. Bu konuların belediye meclislerinde ve ilgili platformlarda tartışılması, görüşülmesi ve bir an önce gerekli projelerin hayata geçirilmesini talep ediyoruz.”
Ancak bu kampanya, ada sakinlerini ikiye böldü. Kimsenin seyahat özgürlüğünün kısıtlanamayacağını söyleyen ada sakinleri de var. Adalılar arasında sosyal paylaşım sitelerinde tartışma çıkartmıştı. Bazı Ada sakinleri de kampanyaya, ‘Parayla ilçeye giriş ne demek? O zaman örneğin Şişli’ye de parayla giriş mi konulsun’ diye karşı çıkıyor. Sahi, bu kampanyayı başlatan Ada sakinleri, acaba İstanbul’un merkezinde herhangi bir ilçeye para vererek girmek zorunda kalsa ne hisseder acaba? İşte bu soruyu, kampanyayı başlatan Ada sakinlerine sordum. Ve şu yanıtı aldım: “Kışın Ada nüfusu 16 bin ama yazın 200 bin. Bu normal bir durum mu? Dünyanın birçok şehrinde parayla girilen bölgeler var. Bunun özgürlüklerle ilgisi yok. Her demokraside bazı kurallar vardır. Kalabalık nedeniyle Adalar’ın kimyası bozuldu. Buna bir kota gelmesi gerek.”
İstanbul’un diğer ilçeleri de isteyebilir mi?
Teklifin kabul edilmesi durumunda İstanbul’un diğer ilçelerin de bu haktan yararlanıp yararlanmayacağı tartışılıyor. Örneğin son zamanlarda art arda dükkanların kapandığı Taksim İstiklal Caddesi’ndeki duruma göre Taksim’e de giriş çıkış veya Turist Vergisi adı altında vergi talep edebilecek. Sultanahmet de en çok turistin geldiği yer, buralardan da vergi talebi istenebilecek.
İç Turizmi etkiler mi?
Uzmanlar Rusya krizi sonrası oluşan olumsuzlardan etkilenen turizm gelirlerinin eğer bu karar emsal kabul edilir diğer ilçelerinde uygulaması halinde zaten sıkıntılı günlerden geçen turizm gelirlerinde ciddi bir düşüş olacağını belirtiyorlar. Bu kararın uygulanması için Anayasa’da bir düzenleme yapılaması gerekiyor. Adalı esnaf ise teklife sıcak bakmıyor.