Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda 12 Eylül askeri darbesinin 40. yılı nedeniyle ‘Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu’ yapılıyor.
Sempozyuma Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı Mustafa Şentop, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de katıldı. Sempozyumda MHP lideri Bahçeli ve TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un konuşmalarının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan kürsüye çıktı.
27 Mayıs darbesinin ardından Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın idamına karar verildiği Yassıada’nın ismi 27 Mayıs 1960 darbesinin 60. yılında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın katılımı ile düzenlenen programla Demokrasi ve Özgürlükler Adası adıyla değiştirilmişti. Adada bugün, 12 Eylül 1980 darbesinin 40. yıl dönümünde ‘Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu’ düzenleniyor.
Adalet Bakanlığı tarafından düzenlenen ve Türkiye’deki darbeler ile darbe yargılamalarının tartışılacağı sempozyumun açılışına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı Mustafa Şentop, MHP lideri Devlet Bahçeli, eski Başbakan Tansu Çiller, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve DP Genel Başkanı Gültekin Uysal ile milletvekilleri, yüksek yargı temsilcileri, akademisyenler ve STK temsilcileri katıldı.
Sempozyum kapsamında birer konuşma yapan MHP lideri Bahçeli ve TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un ardından kürsüye Cumhurbaşkanı Erdoğan çıktı.
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
* Her darbe bir öncekinin yarım bıraktığını, başaramadığının tamamlamak amacıyla yapılmıştır.
Sempozyum kapsamında MHP lideri Devlet Bahçeli bir konuşma yaptı. Bahçeli’nin konuşmasından satır başları:
* 12 Eylül darbesi Türkiye’nin on yıllarını çalmıştır. 12 Eylül zulümdür, rezalettir, cinayettir. 12 Eylül cuntasına bedel ve beyin olanlar ise tek kelimeyle zalimdir.
* Her darbe bir nevi işgaldir, gerilemedir, tarihin gerisine düşmek demektir. Her darbe kaos ve krizin serpilmesidir.
* Zor ve metanetli olan 12 Eylül vesayetinin milli ve siyasi hafızadaki vahim sonuçları hâlâ mevcuttur. Belirsizliği kuşatan esrar perdesi kaldırıldıkça, aziz millet varlığı kutlu iradesine tartışma kabul etmez istikbaline sarıldıkça 12 Eylül’ün karanlık yönleri bütünüyle ortaya dökülmüştür.
* Türkiye’ye her türlü müdahale ve operasyona müsait hale getirenler, dış teşviklerle millete silah doğrultanlar tarihin akış istikametinin tersine kürek çekmişlerdir.