Bir yılı daha iyisi ile kötüsü ile geride bırakmak nasip oldu. Yeni Yılı neşe ile karşılamaya çalışanlar, 2023 yılına hüzünlü girenler, gönlü kırık olup üzülmeyi bile gereksiz bulanlar, acılara rağmen hayatta enerjik kalabilmek için tutunacak bir dal bulup bir ümide sarılanlar bilsinler ki çaba sarf etmeden emek vermeden, karar almadan, bu hayat yaşanmaz.
Kimin acısı olmamış, kim sıkılmamış, kim mücadele etmemiş, kim hayat yolunda sürekli dümdüz yürüyebilmiş? Gözyaşı dökmeyen, hiç yıpranmayan, hiç yorulmayan var mı? Varsa eğer onlar kesin başkasına bağımlı yaşayan ve kendi hayatlarını bilemeyen insanlardır.
Önümüzde uzun bir yıl var ve 2023 yılının çok kolay geçeceğini zannetmiyorum. Hayat gittikçe zorlaşıyor bari biz kendimizi bir nebze ferah tutalım, günlerimize renk katalım, sevgiden ve sevenden uzak yaşamayalım.
Geriye sarmayalım hayatı, eskiyi unutmak ve eskiyi yaşamak mümkün değil. Tüm özlemlerimize emeğimizi katarak eğer bugün ayakta kaldıysak, kendimize başkasına muhtaç olmadan bir hayat kurabildiysek, bunun için şükretmeyi bilmeliyiz.
Fotoğraflardan ve Yılbaşı Gecesini Kınalı Adada kutlayanlardan öğrendiğime göre, o gece umulmadık bir kalabalık varmış adamızda ve hatta yer ayırmadan adaya çıkanlar boş masa bulmadıklarını söylediler.
Çok güzel bir gelişme. İnanın çok sevindim fakat bu coşkunun sayılı günlerde olduğunu biliyorum. Yaz gelince biz yine aynı ikamet sayısı ile Prens Adalarında yaz mevsimini geçirmeye gidersek, Prens-Prenses gibi karşılanmayacağımızın bilincindeyim. El vermediğimiz hiçbir konunun temel zorluklarını, imkânsızlıklarını bilemeyiz. Anlattığımız zaman da pek çok kişi konunun mana ve ehemmiyetini kavramak istemiyor.
İkametlerin Adalara alınması için bazı kolaylıklar gösterilmesini diliyoruz.
“Eskiden Adalarda” diye başlayan nostalji cümleleri de kurmasak mı acaba diyorum. Ailelerimiz de biz çocukken aynı cümleleri kurmazlar mıydı? Eskileri anarken Adada birçok zorluk yaşadığımızı unutmayalım. Şimdi kolaylıkların bize göre olmasını istemek gibi bir bencilliğe kapıldık. Ada ziyaretçilerimizin profili değişti. Kalabalık gün geçtikçe çoğaldı. Adamız için büyük bir bahçedir orası derken şimdi zaman zaman bir insan seli, yollarında hiçbir şekilde hazmedilmeyen bir trafik oluştu.
Biz tembel değildik. Ne zamandan beri yürüyemez olduk?