Belediye avukatlarının maarifetleri saymakla bitmiyor!

Belediye avukatlarının maarifetleri saymakla bitmiyor!
Yayınlama: 24.05.2019
Düzenleme: 13.12.2022 15:28
A+
A-

Bilindiği üzere Adalar Belediyesi’nde Fulya Erkan isimli memurun yaşı tutmadan, ortaokul diploması olmadan belediyeye alınmış olması ve yıllar sonra bununda şikâyete konu olması neticesinde olay yargıya yansımış İst. And. 10. Ağır Ceza Mahkemesinde davası görülmüş, 2 YIL 6 AY HAPİS VE 83.320,00 TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, sanığın TCK  53/1-a, b, d, e bentlerinde sayılan haklardan aynı kanunun 53/2 md. Gereğince cezanın infazının tamamlanmasına kadar yoksun bırakılmasına, TCK53/1-c maddesindeki haklardan aynı kanunun 53/3 maddesi gereğice şartla salıverme tarihine kadar yoksun bırakılmasına 22/12/2015 tarihinde karar verilmiş, adalet geçte olsa tecelli etmişti.

            Belediye avukatlarının marifetleri işte bu noktada başlıyor. Belediyede aslında bir avukat var. Oda sözleşmeli memur olarak görev yapan Nilüfer Hasançebi.  Belediyeyi temsile yetkili olan belediye başkanı sözleşmeli memura yetki veriyor. Bu yetki ile belediyeyi mahkemelerde temsile yetki kazanan Nilüfer Hasançebi ilk usulsüzlüğünü burada yapıyor taşeron elemanı olan Av. Tarık Değirmenci’ye vekalet verip belediyeyi mahkemelerde temsile izin veriyor. İşte bu mümkün değil. Kanunlara göre belediye temsiline yetkili olacak kişilerin memur statüsünde olması gerekiyor. Belediyeyi temsile yetkiyi de ancak belediye başkanının vermesi gerekiyor. Atilla Aytaç zamanı göreve başlatılan sözleşmeli avukatlardan biri taşeronda çalışan diğerine vekalet vermesi ile belediyenin temsil edilmesi mümkün değilken yapılıyor ve bir sürü davaya yetkisiz yetkili olarak Tarık Değirmenci giriyor. Daha sonra Tarık Değirmenci Cumartesileri çalışmamasına rağmen puantajına çalışmış gibi imza atan sözleşmeli Avukat Nilüfer Hasançebi kamu zararı meydana getirildiği iddiası ile şikâyet ediliyor ve müfettiş soruşturma izni veriyor ama ne hikmetse aynı aşağıdaki İdari Mahkeme kararına benzer bir karar ile soruşturma izni bozuluyor. Yani ne hikmetse İdari mahkemeler, Adalar Belediyesi lehine kararları, peşi sıra veriyor.  Yeter ki karar İdari-İdare Mahkemelerine kalsın.

Bakınız aşağıdaki idare Mahkemeye taraf olarak katılan Adalar Belediyesinin itirazlarına, Fulya Erkan’ın İst. And. 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/12/2015 tarihindeki verilen kararı eklenmiş mi?

İdare Mahkeme Başkanı babanızın oğlu olsa, Erkan’ın İst. And. 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/12/2015 tarihindeki verilen karar varken, 26/07/2017 tarihinde Adalar Belediyesindeki idari işlemin iptali için açılan davaya, 14/03/2019 tarihinde Fulya Erkan’ın lehine karar vermez, veremez.

Davaya taraf olarak katılan belediyenin biri sözleşmeli diğeri taşeron elamanı (belki katılmamıştır) olan avukatlar İdari Mahkemeye yaptıkları itiraza Fulya Erkan’ın ceza aldığı, İst. And. 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/12/2015 tarihindeki verilen kararı eklemedikleri ortaya çıkmıştır.

Şimdi Adalar Belediye Başkanının şunu yapması gerekmektedir. Ortada bir kamu zararı vardır.  Rakam faizler hariç 83.320,00 TL’dir. Borçlanma yetkisi alıp faizle para arayan belediye başkanı öncelikler Kamu Zararı olduğu Mahkeme Kararı ile kesinleşen kişilerden bu paraları toplamalı ya da kararı gerekçe göstererek mallarına tedbir uygulamalıdır.

Avukat olarak kamu zararının tahsilini gerçekleştirmeleri için belediye başkanı tarafından Av. Nilüfer Hasançebi’ye vekalet verilmiştir. Diğer taşeron elemanı Av. Tarık Değirmenci prosedürlere göre yetkisiz yetkili gibi davalara katıldığı için aslında cezai sorumluluğu vardır yoktur oda ayrı araştırma konusudur. Ancak belediyedeki avukat kadrosunu dolduran Av. Nilüfer Hasançebi’nin mazereti yoktur. Hukuk işlerinden Mali Hizmetlere bu paranın tahsil edilmesi için yazışmaları yapmış mıdır?  Araştırılması gerekmektedir.

Ayrıca, Davalı Adalar Belediye Başkanlığı adına davaya katılan Av. Nilüfer Hasançebi İdari Mahkemenin kararını direk etkileyecek İst. And. 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/12/2015 tarihli kararını koymamıştır ki belediye aleyhine böyle bir karar çıkmıştır.

Sözleşmeli avukat, görevini kötüye kullanmış, kamu zararını ve Fulya Erkan’ın hapis kararını, İdari Mahkemeden saklamış ve içi boş sözde savunma ile İdari Mahkemenin kararının yanlış verilmesine, belediyeye karşı taraf vekalet ücretinin, mahkeme masraflarının ödenmesine sebebiyet vermekle kamu zararı oluşmasına neden olmuştur.

Şimdi Adalar Belediye Başkanına düşen görev ise derhal idari soruşturma açtırıp, görevini kötüye kullanan, kamu zararına sebebiyet veren avukat/avukatlar hakkında işlem yaptırmak ve bu tip olayların tekrarlanmamasını sağlamaktır.

İdari Mahkemenin kararı, 2016 yılında oldukça polemiğe neden olan, Sayın Cumhurbaşkanının, Anayasa Mahkemesinin verdiği bir karar ile ilgili söylediği sözünü hatırlattı.

Ne demişti “Anayasa Mahkemesi bu şekilde bir karar vermiş olabilir. Ama onu kabul etmek durumunda değilim. Bunu da çok açık net söyleyeyim. Ve VERDİĞİ KARARADA UYMUYORUM, SAYGIDA DUYMUYORUM”

 İnanıyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanımız İst.Bölg. İdare Mahkemesi İkinci İdare Dava Dairesinin verdiği kararı ve ardındaki safhaları bilseydi hafızalarımıza yer etmiş bu lafları tekrarlardı diye düşünüyoruz.

Nasıl tekrarlamasın ki, bakınız gerekçelerde Fulya Erkan 03/09/1987 tarihinde memurluk için Adalar Belediyesine müracaatındaki beyanlarında yalan beyanı bulunmadığını şöyle kaleme almış.

“Ortaokul diplomasını alınca getireceğim”. Bundan anlaşılan nedir? Benin ortaokul diplomam var ama okuldan almadım alınca getireceğim mi yoksa daha ortaokulu bitirmedim ama inşallah derslerime çalışıyorum dışarıdan bitirip hak edince alıp getireceğim midir?

Hangi Kamu Kurumu ya da özel sektör, 18 yaşını doldurmayan ve ortaokul diploması bile olmayan birisini Bilgisayar elemanı olarak işe alır?

18 yaşını doldurmayan kişinin S.S.K girişi ancak çıraklık şeklinde olabilirken Fulya Erkan’ın S.S.K girişi nasıl yapılmıştır?

Yargılama aşamasında, S.S.K girişinin konu bile edilmemesi, büyük eksikliktir.

İşe girerken ben işe gireyim beni bir sene sonra SSK’lı yaparsınız mı demiştir?

 Ya da kendisine seni memur yapacağız ama bir sene sonra S.S.K lı yapabiliriz mi denmiştir? Çünkü yasalara göre 18 yaşından küçükler çalıştırılamaz. Hele hele Kamu Kurumlarında hiç mümkün değildir.

 Ortaokul diploması içinde, “biz seni işe başlatalım, sen zeki güzel bir 17 yaşında hayatının baharında bir kızsın, tabiî ki sana yardımcı olacağım, dışarıdan sınavlara girer alırsın ne olacak ki, altı üstü ortaokul diploması canım, sende yetenek var, lafımı olur bir diplomanın, sen sonra derslerine çalışır getirirsin, bizde senin özlük dosyana koyarız mı demişler ve işe alınmıştır.  Gerçekten Türkiye’mizde ne oluyor derler ama Adalarda olanlar olacak işler değil, dudak uçurtan cinsten.

“Ortaokul diplomasını alınca getireceğim” cümlesinin kıvraklığı takdirlik ama buna peki deyip kabul eden kişiye de bravo demek lazım.  Büyük cesaret. Tam bir görevi kötüye kullanma, makamını kamunun yerine başkalarının menfaati yerine kullanma. Yeri gelmişken Fulya Erkan’ı 17 yaşında Belediyeye alan kişinin daha sonra onun kocası Halil Erkan olduğunu öğrendik.  Bize göre asıl suçlu Fulya Erkan değildir. Küçük yaşta onu belediye ye sokmak ve memur yapıp, senin hayatını kurtaracağım vaadi ile düzmece evrakları kabul eden ve sonrasından kocası olan memurdur. Karşılıklı menfaat söz konusu olmuştur.  

Yargılama aşamasında kocası Halil Erkan’ı şahit olarak ismi konmuş olmasına rağmen savcılık aşamasında, nüfus kâğıdında 17 yaşında olduğunu görmesine ve ilkokul diplomasından başka evrağı olmamasına rağmen, “Ortaokul diplomasını alınca getireceğim” ibaresini yazdırıp Belediyeye girişinin yapılmasını sağlayan, daha sonrada Fulya Erkan ile evlenen, memurun adının geçmemiş olması inanılır gibi değildir.

“Ortaokul diplomasını alınca getireceğim” lafını kabul edip yalan beyan yapılmamıştır iddiasını kabul eden İdare Mahkemesi, Türkiye’de emsal karar oluşturmuştur.

Örneğin mahalle aralarında çalışan kırık çıkıkçılar artık hastanelere müracaat edip ortopedi servislerinde çalışmaya başlayabilirler.

 İşe müracaatta Tıp diploması mı isteniyor, “sorun değil canım, alınca getiririm” der geçerler. Bu beyanla mahalle aralarında çalışan kırık çıkıkçıların bile, Devlet ve Özel Hastanelerine girişlerinin önü açılmıştır. Almazlarsa kapı gibi İdari Mahkeme kararı var. Olmadı diploma yüzünden ret edilirlerse İdare Mahkemeye gitsinler ama İst.Bölg. İdare Mahkemesi İkinci İdare Dava Dairesine düşmeye baksınlar. Başka Mahkemeden bu kararın çıkması çok zor.

Tabi bu “Ortaokul diplomasını alınca getireceğim” yuvarlak sözüne bakıldığında hakket ten ilkokul mezunu ve yaşça da o seviyelerde olan bir çocuğun safça söylediği bir söz gibi görünse de bu sözü oraya dikte ettirenin eski kurt sonrasında kocası olan memurun, beyanı olduğu anlaşılıyor.  17 yaşındaki bir kızın şeytanın aklına gelmeyecek saflıktaki bir cümleyi bilebilmesi de mümkün değildir.

Esas suçlu bize göre belediye evraklarını kabul eden göz göre göre 18 yaşından küçük olduğunu bilen ve ilk okul diploması ile Belediyeye alan ve daha sonrası da kocası olan kişidir. 

Adalar Belediyesinin üstüne düşen vazife, ilk olarak Fulya Erkan’ı işe alan memur için Savcılığa şikâyet yapmaları sonrasında geçmiş zamanlardan bugüne kadar gelen ihbar ve şikayetlerin üstüne ciddiyetle gidip belediyede çalışan memurların tüm suçların soruşturmalarını acilen yapmaya başlamalarıdır. Temiz sayfa açmak isteniyorsa, Adalar Belediyesi’nde bugüne kadar suçlara karışmış personelini ayıklamalı, Kamu Zararına sebep olan memurları belediyeden uzaklaştırmalı, Kamu Zararlarının tahsilini sağlamalı, belediyede görevli avukatların belediyenin haklarını savunmak için girdikleri mahkemelerde tüm belgelerin tam ve eksiksiz davalara sunulmuş olup olmadığını kontrol etmeli/ettirmeli, eksikliklerinin olması halinde gerekli idari soruşturmalarının açılmasını sağlamalı, vasıfsız personelin sözleşmelerine son verip, Kamu Kurumlarından rotasyon ile  belediyeye sicili temiz memurların alınmasını sağlamak olmalıdır.

Maalesef takip ettiğimiz kadarı ile yeni yönetim, şimdiye kadar bunu yapmamış, üstüne üstlük de müdürlük makamında kalabilmek için her türlü usulsüzlüğü yapabilecek memurların hazırladığı yazıların içeriğini okumadan anlamadan, altına imza attıklarına, yanlış yapmaya devam ettiklerine şahit olmaktayız.

Resmi Kurum Kuruluşlara/Mahkemelere ve genel yazışmalardaki hatalara, üsluplara bakıldığında, yazışmalardaki hataların mazur görülecek yanı olmamasına rağmen, yapılan hataların yeni iş başına gelen belediye yönetiminin acemiliğinden dolayı, hata yapma hakkı kapsamında olduğunu düşünerek, şimdilik bu konulara girmiyoruz.

Umarız hatalar, acemilikten kaynaklanıyor olsun, daha önceki yolsuzları, usulsüzlükleri, kanunsuzlukları, kamu zararlarını kapatmak için bilinçli kaleme alınıyor, yapılıyor olmasın.

Fulya Erkan isimli memur hakkında İst. And.10.Ağır Ceza Mahkemesinin 22/12/2015 tarihli kararı ve İst.Bölg. İdare Mahkemesi İkinci İdare Dava Dairesinin 14/03/2019 tarihli kararı ile beklentimiz belediye avukatının İdari Mahkemeye verilen belediye savunmasında niye Fulya Erkan isimli memur hakkında İst. And.10.Ağır Ceza Mahkemesinin 22/12/2015 tarihli kararının konmadığının soruşturmasının açılmasıdır. İdare Mahkemenin belediye aleyhine karar vermesine sebebiyet verdikleri için ayrıca 2.075,00TL karşı taraf vekalet ücreti ve mahkeme masraflarının ödenmesi ile kamu zararına da sebebiyet verilmiştir.

Ayrıca Mali Hizmetler Müdürünün, mahkeme kararı ile varken neden Kamu Zararı tutarının halen neden tahsil etmediği soruşturmasının da yapılmasıdır.

Belediye avukatlarının maarifetleri saymakla bitmiyor!

İŞTE SKANDAL MAHKEME KARARI

Bir Yorum Yazın

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

Ziyaretçi Yorumları - 8 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Exit mobile version