Yaz geçti, sıcaktı dedik. Sonbahara girdik, nefes aldık dedik. Artık kışa adım atıyoruz. Gündüz vakti hava şerbet gibi fakat akşam üstü serin basıyor, akşam olmadan üşümeye başlıyoruz.
Az mevsimi boyunca ve Kasım ayında başlayan serin havada Kınalıadalıların şikayetini kaleme almak istedim.
Bildiğiniz gibi benim cici-bici dediğim adabüsler yani M tipi araçların kullanma ruhsatı 30 Nisan 2024 tarihinde bitmiş yasalar adalıları kışın kullanılması daha uygun olan L tipi araçları kullanmak zorunda bırakmıştı. Adalılar bu yeni adabüsleri adaların yapısına uygun bulmadılar. Kınalıadada yalnız ada turu yapan M tipi adabüsler niçin diğer adalarda örneğin Burgaz adasında benim de bindiğim gibi çalışır durumdalar?
Yokuşlarımızın elverişli olmadığını biliyorum fakat sistem iyice yerleşmemiş olacak ki yeni L tipi adabüsler Büyükadada çalışıp Kınalıadaya yalnızca Pazar kurulduğu salı günleri hizmet verebiliyor ve adalı bundan memnuniyet duyuyor. O zaman eğer bu sistem şekillenecekse eski L tipi adabüsler Çandarlı sokağına kadar çıkabilirler ve * yeni düzenlemeye kadar * Korkut sokağı ve Manastıra giden yolcular son yokuşu yürüyerek evlerine gidebilirler.
Yaşadığımız bu durumun toparlanabilmesi için ilgili Bakanlıktan yeni bir kanun çıkarmasını veya kanuna ek bir madde eklemesini sabırla beklemekteyiz ve madem ki İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin böyle bir yaptırıma imza atabilecek imkanı ve yetkisi yok o zaman tüm ricaların, şikayetlerin, Büyükada saat meydanında, yolcu vapurunda değil de ilgili Bakanlığa yapılması sağlanmalıydı. Bu durumda keskin, yaralayıcı, aşağılayıcı hatta alaylı bir ağız ve ifadenin yapıcı olacağını zannetmiyorum.
Yaşlı, engelli, emekli, hasta, ameliyatlı, çocuklu Kınalıadalı vatandaşlar İETT taksi kullanmak zorunda bırakılmıştır dolayısı ile maddi ve manevi ihtiyaç sahiplerine daha fazla hizmet verilmesi gerekirken onlara zor ve pahalı bir hayat sunulmaktadır.
Yazın bunaltıcı sıcağında ve Kasım ayının rüzgarlı akşam karanlığında araç beklerken sürekli kuyruk oluşuyor ve insanlar ayakta beklemekten oldukça rahatsız oluyorlar. Yaz aylarında da çoğu kez hepsi de çok nazik ve saygılı olan sürücü arkadaşların hastalanıp rapor almaları taxi hizmetini iki veya üç araca bıraktı. Hem İETT hem de adalılar zor durumda kaldılar.
Korsan taksiciliğe gelince, o işte de çoğalma yaşandı. Fahiş fiyata taşımacılık yapanlar olduğu gibi yıllar önce adaya yerleşmiş olan bazı arkadaşların makul ödemelerle yaptıkları bu iş artık adalıya hizmet niteliğinde görünmeye başladı. Tasvip etmememe rağmen her nedense içimden kızmak da gelmiyor.
Akülü araçlara gelince, her şeye rağmen izinsiz ve plakasız araç sürenlerin her halde yasalara uyarak araç kullanmaları için engel teşkil eden bir durumları var ki yasal rahatlığı seçemiyorlar. Hala genç yaşta, ehliyeti olmadan, plaka almadan veya alamadan uygun saatleri kollayıp veya arka yolları kullanarak, hatta pazarın içinden geçecek kadar rahatlığı marifet sayan sürücüler var. Gönül bu durumun da toparlanmasından yanadır çünkü neticede herkes tanıdık veya dosttur. Kimse kimsenin sıkıntı çekmesini istemez ama onların da durumlarını düzeltmeleri gerekiyor.