Mahkeme kararının tam metni

DAVANIN ÖZETİ : İstanbul ili, Adalar ilçesi, Büyükada Nizam Mahallesi, ……….parsel sayılı taşınmazların maliki olan davacı tarafından; taşınmazları da kapsayan alanda yapılan 12.05.2023 tasdik tarihli Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi, İstanbul İli, Adalar İlçesi Koruma Amaçlı 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planı’nın; haksız ve hukuka aykırı olduğu, kazanılmış hakların ortadan kaldırıldığı, sahibi olduğu parsellerin turizme uygun bir alan olduğu, planlama sırasında bu husus göz önüne alınmadan plan yapıldığı, plan notlarının bir kısmının belirsizlikler ve tanımsızlıklar barındırdığı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ (Adalar Belediye Başkanlığı) : Savunma süresinde verilmemiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ (İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı) : Usûl yönünden; davanın süresinde açılmadığı, esas yönünden; dava konusu planların üst ölçekli planlar ile uyumlu olduğu, plan ana kararlarının, sürekliliğinin ve bütünlüğünün korunduğu, planların yapımı sırasında koruma ve kullanma dengesinin gözetildiği, bilimsel, teknik ve nesnel gerekçelere dayanılarak planlama sürecinin tasarlandığı, dava konusu planların planlama ilkelerine, şehircilik esaslarına ve kamu yararına uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

SAVUNMANIN ÖZETİ (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı) : Usûl yönünden; davacının dava açmakta menfaatinin bulunmadığı, esas yönünden; planlama alanının 04.11.2021 tarihli ve 4758 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile tescil ve ilan edilen Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde kaldığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Adalar Belediye Başkanlığı tarafından iletilen plan tekliflerinin değerlendirilmesi sonucunda Bakanlık Makamı tarafından onaylandığı, dava konusu planların planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren İstanbul 11. İdare Mahkemesi tarafından, davalı idarelerin usûle ilişkin itirazları yerinde görülmeyip, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler incelenerek işin gereği görüşüldü.
I. DAVANIN KONUSU
Dava; 12.05.2023 tasdik tarihli Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi, İstanbul İli, Adalar İlçesi Koruma Amaçlı 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planı’nın iptali istemine ilişkindir.
II. İLGİLİ MEVZUAT
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun “Çevrenin korunması” başlıklı 9. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde; “Çevrenin korunması amacıyla; (…) Ülke ve dünya ölçeğinde ekolojik önemi olan, çevre kirlenmeleri ve bozulmalarına duyarlı toprak ve su alanlarını, biyolojik çeşitliliğin, doğal kaynakların ve bunlarla ilgili kültürel kaynakların gelecek kuşaklara ulaşmasını emniyet altına almak üzere gerekli düzenlemelerin yapılabilmesi amacıyla, Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak tespit ve ilan etmeye, bu alanlarda uygulanacak koruma ve kullanma esasları ile plân ve projelerin hangi bakanlıkça hazırlanıp yürütüleceğini belirlemeye Cumhurbaşkanı yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir.
383 sayılı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname’nin “Amaç” başlıklı 1. maddesinin birinci fıkrasında; “Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı 2872 sayılı Çevre Kanununun 9.maddesine göre “Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak ilan edilen ve edilecek alanların sahip olduğu çevre değerlerini korumak ve mevcut çevre sorunlarını gidermek için tüm tedbirleri almak, bu alanların koruma ve kullanma esaslarını belirlemek, imar planlarını yapmak, mevcut her ölçekteki plan ve plan kararlarını revize etmek ve re’sen onaylamak üzere Çevre Bakanlığına bağlı ve Tüzel Kişiliğe sahip Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığının kurulması ile bu Kurumun teşkilat ve görevlerine ilişkin esasları düzenlemektir.” hükmü yer almıştır. (08.08.2011 tarihli ve 648 sayılı KHK’nın 15. maddesi ile 29.06.2011 tarihli ve 644 sayılı KHK’nın ek 1. maddesinde yapılan değişiklikle bu KHK ile kurulan Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı kapatılmış ve bu KHK’da belirtilen iş ve işlemlerin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı tarafından uygun görülen Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının birimlerince yürütüleceği hüküm altına alınmıştır.)
383 sayılı KHK’nın “Başkanlığın Görev ve Yetkileri” başlıklı 10. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde; “Başkanlık, Kurulun kararlarını da dikkate alarak aşağıdaki görevleri yapar: (…) Bölge ile ilgili her ölçekteki yeni plan ve projeyi re’sen onaylar.” hükmüne yer verilmiştir.
05.11.2021 tarihli ve 31650 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 04.11.2021 tarihli ve 4758 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın eki Karar’ın (Karar) 1. maddesinin birinci fıkrasında; “Kıyı kenar çizgisi esas alınarak hazırlanan ekli krokide sınırları gösterilen alan, Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak tespit ve ilan edilmiştir.” hükmü yer almıştır.
Karar’ın 2. maddesinin birinci fıkrasında; “Marmara Denizi ve adalar Özel Çevre Koruma Bölgesinde 19/10/1989 tarihli ve 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uygulanır.” hükmü yer almıştır.
III. İNCELEME VE GEREKÇE
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının İstanbul ili, Adalar ilçesi, Büyükada Nizam Mahallesi, ……………..parsel sayılı taşınmazların maliki olduğu, davacıya ait olan taşınmazların da aralarında bulunduğu Marmara Takımadalarının 31.03.1984 tarihinde sit alanı olarak ilan edildiği, söz konusu alanda planlama sorunlarının ve uygulama farklılıklarının giderilebilmesi amacıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın 08.03.2007 tarihli ve 2007-S37 sayılı oluru ile planlama çalışmalarına başlanıldığı, bu çalışmaların ardından hazırlanan 1/5.000 ölçekli Adalar Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 16.06.2011 tarihli ve 1344 sayılı kararı ile kabul edildiği ve 21.09.2011 tarihinde onaylandığı, 21.09.2011 tasdik tarihli koruma amaçlı nazım imar planına karşı açılan davada, İstanbul 8. İdare Mahkemesi’nin 30.11.2017 tarihli ve E: 2017/984 K: 2017/2628 sayılı kararı ile 1/5.000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planının iptaline karar verildiği, bu iptal kararının Danıştay 6. Dairesi’nin 13.12.2021 tarihli ve E: 2018/3217 K: 2021/13702 sayılı kararı ile bozulduğu, ancak bu bozma kararının ardından söz konusu alanın 04.11.2021 tarihli ve 4758 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile özel çevre koruma bölgesi ilan edilmesi nedeniyle Bakanlıkça yeniden değerlendirilmediğinden yürürlüğe girmediği, anılan ilk derece mahkemesi kararının ardından söz konusu alanın plansız kalması üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından hazırlanan 1/5.000 ölçekli nazım imar planının İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’ne iletildiği, hazırlanan planın onama süreci devam ederken söz konusu alanın 04.11.2021 tarihli ve 4758 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile özel çevre koruma bölgesi ilan edilmesi nedeniyle planlama çalışmalarının anılan karar doğrultusunda yürütülmesi gerektiğinden planların ilgili birime iade edildiği ve söz konusu karar esas alınarak düzenlenen 1/5.000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı teklifinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Şehir Planlama Müdürlüğü’nün 07.04.2022 tarihli ve 515735 sayılı yazısı ile ve 1/1.000 ölçekli koruma amaçlı uygulama imar planı teklifinin ise Adalar Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 27.09.2022 tarihli ve 8362 sayılı yazısı ile davalı Bakanlığa iletildiği, söz konusu plan tekliflerinin Bakanlık Makamı’nın 12.05.2023 tarihli oluru ile onaylanarak 28.07.2023 – 28.08.2023 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı, davacı tarafından 14.08.2023 tarihli dilekçe ile planlara itirazda bulunulduğu, davacı tarafından planlara yapılan itirazın yasal cevap verme süresi içerisinde cevap verilmemek suretiyle zımnen reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümü teknik ve özel bilgi gerektirdiğinden Mahkememizin 27.03.2024 tarihli ara kararı ile yerinde bilirkişi heyeti ile keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve 17.07.2024 tarihinde yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi icra edilmiş olup tanzim edilen 27.08.2024 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Dava dosyası kapsamında yapılan incelemede, dava konusu idari işlemlerin 12.05.2023 onaylı Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi, İstanbul İli, Adalar 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar
Planı olduğu, dava konusu parsellerin ise İstanbul ili, Adalar ilçesi Büyükada Nizam Mahallesi ………………..olduğu tespit edilmiştir. Dava konusu parsele yönelik Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün parsel sorgulama sistemi (parselsorgu.tkgm.gov.tr) ve dava dosyasındaki belgeler üzerinden yapılan incelemede, dava konusu Nizam Mahallesi ……………………….yüz ölçüme sahip “Üç ev ve bahçe” vasfında, …………………………….. yüz ölçüme sahip “Bahçe” vasfında ve ………………….. 2.420,21 m² yüz ölçüme sahip “Tarla” vasfında olduğu tespit edilmiştir. (…) Keşif günü yapılan tespitlerde, dava konusu Adalar ilçesi Büyükada Nizam Mahallesi …………..parsel üzerinde 2 normal katlı yığma yapım tekniği ile yapılmış bir yapı ve eklentilerinin, …………..parsel ve ……………. parsel üzerinde ise betonarme eklentilerin olduğu ancak alanın büyük bir kısmının boş olduğu tespit edilmiştir. (…) Dava konusu 12.05.2023 onaylı Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi, İstanbul İli, Adalar 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planında dava konusu İstanbul ili, Adalar ilçesi Büyükada Nizam Mahallesi ……………………………………………… sayılı taşınmazlar, 2. Derece Sit Alanı sınırları içerisinde “Doğal Karakteri Korunacak Alanlar” lejantında kalmaktadır. 12.05.2023 onaylı Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi, İstanbul İli, Adalar 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı plan notlarında “Doğal Karakteri Korunacak Alanlar” fonksiyonuna ilişkin aşağıdaki ifadeler yer almaktadır.
“Doğal Karakteri Korunacak Alanlar”

  1. Doğal yapısı, bitki örtüsü, ağaçlık karakteri vb. özellikleri ile korunması gerekli alanlardır.
  2. Bu alanların sınırlı kullanım kararları dışında doğal yapısı ve karakteri ile çevresel değerleri aynen korunacaktır.
  3. Kesin korunacak hassas alanlar, nitelikli doğal koruma alanları, I. derece doğal sit alanları, kentsel sit alanları ve kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kalan alanlar mevcut hali ile korunacaktır.
  4. Kesin Korunacak Hassas Alanlarda herhangi bir yapı yapılmamak kaydıyla arıcılık faaliyetleri yapılabilir.
  5. Sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanlarında, II. ve III. derece doğal sit alanlarında suni gübre, kalıcı ve zehirli zirai mücadele ilaçları kullanılmayan zirai faaliyetler, seracılık gibi örtü altı faaliyetleri ile bu faaliyetlerin gerektirdiği 10 m²lik takılıp sökülebilir yapı ilgili koruma bölge kurulu/komisyonu uygun görüşüyle yapılabilir.
  6. Örtü altı tarım yapılan parsellerde, sera zemininde ve çevresinde betonlama yapılamaz.
  7. Bu alanlar içinde yer alan tescilli veya kesin korunacak hassas alanların dışında kalan ruhsatlı yapıların kullanımı devam ettirilecek olup yeni yapı yapılamaz.
    Diğer yandan; dava konusu parsellerin de içinde bulunduğu alanda geçerli olan çevre düzeni planı 15.06.2009 onaylı 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’dır. Dava konusu parsellerin de içinde bulunduğu alan 15.06.2009 onaylı 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda “Orman Alanı” ve “Meskun Alan” lejantlarında kalmaktadır. (…) Bu kapsamda, yapılaşmanın olmadığı ve hassas bir ekosistemin devamı niteliğindeki dava konusu alanda; yapı ve nüfus yoğunluğunu artırmayan plan kararlarının geliştirilmesi, beklenen kamu yararı ile örtüşmekte ve İstanbul Çevre Düzeni Planı’nın genel ilkeleri ve ana kararları ile de uyuşmaktadır. Dolayısıyla dava konusu parsellere verilen “Doğal Karakteri Korunacak Alanlar” fonksiyonunun parsellerin orman sınırında yer almaları ve 2. Derece doğal sit alanı sınırları içerisinde yer almaları nedeniyle uyumlu olduğu ve aynı zamanda bu fonksiyonunun üst ölçekli çevre düzeni planı ana kararları ile de uyumlu olduğu kanaatine varılmıştır. (…) Dava konusu parseller, 21.09.2011 onaylı 1/5000 ölçekli Adalar İlçesi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planında Rekreasyon Alanı ve Eğlence Parkı fonksiyonlarında kalmaktadır. Dava konusu 12.05.2023 onaylı Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi, İstanbul İli, Adalar 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı (Şekil 3) ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planında (Şekil 4) dava konusu İstanbul ili, Adalar ilçesi Büyükada Nizam Mahallesi ……………………………….. sayılı taşınmazlar, 2. Derece Sit Alanı sınırları içerisinde “Doğal Karakteri Korunacak Alanlar” lejantında kalmaktadır. Yukarıda yer alan ifadelerden de anlaşılacağı üzere, dava konusu parseller kapsamında mer’i ve mülga planlar arasındaki farklılığın, parselin mülga planlardaki Rekreasyon Alanı ve Eğlence Parkı fonksiyonlarının mer’i planlar ile “Doğal Karakteri Korunacak Alanlar” fonksiyonuna dönüştürüldüğü tespit edilmiştir. Ancak belirtmek gerektir ki, dava konusu 12.05.2023 onaylı Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi, İstanbul İli, Adalar 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı nitelik olarak “yeni plan” niteliğindedir. Yeni plan niteliğinde olan planlarda mülga plan kararlarının devam ettirilmesi gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Diğer yandan; dava konusu 12.05.2023 onaylı Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi, İstanbul İli, Adalar 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planına ilişkin plan paftaları incelendiğinde dava konusu parseller gibi sit alanı sınırı içerisinde kalan ve orman alanları ile sınır olan parsellere de dava konusu parsellere olduğu gibi “Doğal Karakteri Korunacak Alanlar” fonksiyonunun önerilmiş olduğu tespit edilmiştir. Bu durumun planların temel prensiplerinden olan eşitlik ilkesi ile uyumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Tarafımıza sunulan dava dosyası içerisinde yer alan dava konusu koruma amaçlı nazım ve uygulama imar planına ilişkin plan açıklama raporu incelendiğinde ise, Korunan Alanlarda Yapılacak İmar Planı Teklifi Usul ve Esaslarına Dair Genelgede öngörülmüş olan aşamaların tamamının yerine getirilmiş olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, Korunan Alanlarda Yapılacak İmar Planı Teklifi Usul ve Esaslarına Dair Genelgede, koruma alanlarında yapılacak imar planlarında alınması gereken kurum görüşlerine ilişkin ise, “Korunan Alanlarda Yapılacak İmar Planı Teklifi Usul ve Esasları Kontrol Formu (EK-I) 4 üncü başlığı olan “Kurum Görüşleri”ne uygun olarak hazırlanacaktır” ifadeleri yer almaktadır. Bahsi geçen “Korunan Alanlarda Yapılacak İmar Planı Teklifi Usul ve Esasları Kontrol Formu (EK-I) 4 üncü başlığında ise görüş alınması gereken kurum ve kuruluşlar ise Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı (İnşaat Emlak NATO Güvenlik Yatırımları Dairesi Başkanlığı), Jandarma Genel Komutanlığı, Maliye Bakanlığı (Milli Emlak Genel Müdürlüğü), Orman ve Su İşleri Bakanlığı, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, TEİAŞ, TEDAŞ ve Dağıtım Şirketleri, BOTAŞ Genel Müdürlüğü, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve Büyükşehir Belediyesi, İlçe veya Belde Belediyesi, İl Özel İdaresi şeklinde sıralanmıştır. Dava konusu planlara ilişkin plan açıklama raporunun yer alan “Kurum Görüşleri” başlıklı Ek incelendiğinde ise, yukarıda bahsi geçen tüm kurum ve kuruluşlardan görüş alınmış olduğu tespit edilmiştir. Yine Korunan Alanlarda Yapılacak İmar Planı Teklifi Usul ve Esaslarına Dair Genelgede doğal sit/tabiat varlığı statüsü içeren alanlarda planlama süreci ise, plan teklifinin Valilik Teknik İnceleme Raporu ile birlikte ilgili Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu (TVKBK) kararı alınmak üzere Komisyonun bulunduğu İl Müdürlüğüne iletilmesi, Komisyon kararının alınmasını takiben, plan teklifine konu alanın bulunduğu İl Müdürlüğünce Bakanlığa (Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne) sunulması gerektiği ifade edilmiştir. Tarafımıza sunulan dava dosyası içerisinde yer alan bilgi ve belgeler doğrultusunda ise dava konusu planların İstanbul 2 Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun 06.07.2021 tarihli ve 02-1583 sayılı kararı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün 16.07.2021 tarih ve 1367387 sayılı kararı ile onaylandığı tespit edilmiştir. Bir diğer ifadeyle, dava konusu planların hazırlanma süreçlerinin Yine Korunan Alanlarda Yapılacak İmar Planı Teklifi Usul ve Esaslarına Dair Genelgede öngörüldüğü şekilde gerçekleştirilmiş olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak; dava konusu 12.05.2023 onaylı Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi, İstanbul İli, Adalar 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planının mevzuatta yer alan usul ve esaslara uygun olarak hazırlandığı kanaatine varılmıştır. Kanaat olarak; Dava konusu İstanbul ili, Adalar ilçesi Büyükada Nizam Mahallesi …………………………….. kapsamında; dava konusu 12.05.2023 onaylı Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi, İstanbul İli, Adalar 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı ile dava konusu parsellere yönelik öngörülmüş olan fonksiyonlarının plan hiyerarşisine uygun olması, mevzuatta yer alan usul ve esaslara uygun olarak hazırlanması, doğal sit alanı statüsüne uygun olarak planlanması açısından şehircilik ilke ve esaslarına, planlama tekniklerine ve kamu yararına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.” şeklinde görüş ve kanaatte bulunulduğu görülmüştür.
    Anılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup söz konusu rapora karşı davacı tarafından 12.09.2024 havale tarihli dilekçe ile itirazda bulunulduğu (davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından 16.09.2024 havale tarihli dilekçe ile aleyhe olan hususlara ilişkin olarak itirazda bulunulduğu görülmüştür.) görülmüştür.
    Ayrıca 04.11.2021 tarihli ve 4758 sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istemiyle açılan davada, “Bu durumda, Marmara Denizinin biyoçeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilirliliğinin sağlanarak gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla kıyı kenar çizgisi esas alınarak ilan edilen dava konusu özel çevre koruma bölgesine, kıyı kenar çizgisinin kara tarafında kalan diğer karasal alanlardan farklı olarak Adaların (dava konusu Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesinin Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarını belirleyen kıyı kenar çizgisinin kara tarafında kalan kısmı) dahil edilmesinin, Prens Adalarının büyük kısmının zaten doğal sit alanı olduğu, buralara ilişkin planlama yetkisinin zaten davalı idareye ait olduğu, Kapıdağ Yarımadası, Marmara Adası ve Marmara Adalarına ilişkin olarak ise yeterli bilimsel araştırma ve yerinde yapılan gözlemler sonucunda elde edilen verilere dayanılmadığı göz önünde bulundurulduğunda, işlevsel ve ihtiyaç dahilinde olduğunun davalı idarece ortaya konulamadığı, Prens Adalarının mevcut koruma statüsünde korunmasının yeterli görülmemesinin, alanın daha üst bir koruma statüsünde korunması gerektiğinin nedeninin bilimsel verilere ve objektif kriterlere dayanılarak gerekçelendirilemediği hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi ilanına dair işlemin Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarını belirleyen kıyı kenar çizgisinin kara tarafında kalan kısmı (Adalar) yönünden hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.” gerekçesiyle Danıştay 4. Dairesi’nin 09.05.2024 tarihli ve E: 2023/11512 K: 2024/2868 sayılı kararı ile 04.11.2021 tarihli ve 4758 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarını belirleyen kıyı kenar çizgisinin kara tarafında kalan kısmı (Adalar) yönünden iptaline karar verildiği görülmüştür.
    Bu durumda; her ne kadar bakılmakta olan davada yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde tanzim edilen raporda dava konusu planların şehircilik ilke ve esaslarına, planlama tekniklerine ve kamu yararına uygun olduğu yönünde görüş ve kanaate yer verilmiş ise de dava konusu planların yapımına esas alınan ve planların hazırlanması sırasında davacıya ait taşınmazların da bulunduğu alanın statüsünü oluşturan, özel çevre koruma bölgesi statüsüne dayanak olan, 04.11.2021 tarihli ve 4758 sayılı Cumhurbaşkanı kararının yargı kararı ile Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarını belirleyen kıyı kenar çizgisinin kara tarafında kalan kısmı (Adalar) yönünden iptaline karar verildiği, böylece planlama sürecinin temelini oluşturan koruma statüsünün ortadan kalkmış olduğu, bu durumda ilgili alanın vaziyetinin anılan iptal kararı ile oluşan hukukî durum ve statü göz önüne alınarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından, dava konusu 12.05.2023 tasdik tarihli Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi, İstanbul İli, Adalar İlçesi Koruma Amaçlı 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planı’nda hukuka uygunluk bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
    IV. KARAR SONUCU
    Açıklanan nedenlerle; Dava konusu işlemlerin İPTALİNE,