Şu sıralar Adalar Belediyesinde olanlar yok artık bu kadar da ciddiyesizlik olmaz denilecek derecede rahatsız edici.
Bilindiği üzere pandemi nedeniyle kamu kurumlarındaki memurlar dönüşümlü olarak mesai çalışması uygulanıyor. Haftada iki gün belediyede çalışan memurlar üç gün gelmiyorlar. Ama bu uygulama memurlar için geçerli, müdürler için geçerli değil.
Yani her gün belediyedeki günlük gelişlerini, gidişlerini gösteren İMZA DEFTERİNİ imzalamak zorundalar. İmzalamazlarsa mesaiye gelmediler demektir ki, kamu kurumlarında kafasına göre mesaiye gelmemek ciddi suç.
Daha düne kadar müdür olmak için dokuz takla atan, hak etmedikleri müdürlükleri kaybetmemek için İdari Mahkemelere, Danıştay’a kadar giden memurlar bile, şimdilerde mesaiye gelmeme getirisinin daha cazip olması nedeniyle, memur olsaydık diye düşünmeye başlamışlar. Maaş alırken müdür, mesaiye gelince memur statüsünde olmak isteyen memurların olduğu belirtiliyor.
Adaların gündemini bayağı bir meşgul eden, görevde yükselme sınavına girmeden, iki senelik yüksek öğretim mezunu olan ve yapılan atama ile müdür koltuğuna oturtulan Hacer Özdemir’in mesailere gelmemesi ile yoğunlaşmış durumda.
Özdemir, belediye binası için yıkım kararının olması ve can güvenliğinin olmamasını gerekçe gösterip yıkım kararını da ekine koyup belediye başkanına bir dilekçe ile başvurmuş. Dilekçesinde can güvenliğinin olmadığını öne sürüp mesaiye gelmeyeceğini belirtmiş. Gelen bilgi bu yönde…
Sayın Özdemir, belediye başkanı senin can güvenliğini sağlayacak binayı sana tahsis ederse müdür, tercihen asaleten başkan yardımcısı olarak atarlarsa mesaiye gelir çalışırım mı diyorsun? Hem işe gelmeyeceksin ama maaşını müdür sınıfından alacaksın ama başkan yardımcısı olursan çürük binaya rağmen gelip mesaine devam mı edeceksin? Senin canın canda mesaisine gelen memurların canı can değil mi? Sen bu kafana göre hareket etme güvenini kimden alıyorsun? Sana müdahale etmesi gereken Belediye Başkanı Erdem Gül ve Yardımcısı Engin Çelik’in sende açıkları mı var? Öyle ya sana kimse müdahale etmiyorsa bundan bunu mu anlamalıyız! Eğer açıkları varsa bunlar nelerdir? Kamuoyuna açıkla…
Üstelik belediye binasının yıkım kararı olduğu yeni bir şey değil. 17 Ağustos 1999 depreminden sonra yapılan tahkiklerde ortaya çıktığı ve bu durumu bilmiyorsa da öğrendiğinde şimdiye kadar başka bir belediyeye naklini istemesi gerekirken, şimdilerde bahane ediyor olması, memurların pandemi dönüşümlü çalışmasına müdürlüğünün engel olmasına alternatif olarak ileri sürdüğü iddia ediliyor. Yani etkisiz bir müdürlükte oturtulan Hacer Özdemir’in mesaiye gelmemek için bahane arıyor gözüküyor olması ancak işlem yapacak iradenin belediyede olmaması Özdemir’in bu kişilere karşı elinde ne gibi bir koz olduğunu bize düşündürüyor.
Şükrü ABANOZ
