08/12/2018 tarihinde “Adalar Belediyesinin avukatlarına EDİMİN İFASINA FESAT’tan soruşturma izni verildi!” haberimizde Adalar Belediyesi’ndeki avukatların karıştığı soruşturma izni “Adalar Belediyesi için Tuzun koktuğu andır” benzetmesini yapmıştık.
Adalar Belediyesinde Ön İnceleme yapan Mülkiye Müfettişlerinin 2016/73636 İ.K.N. Yardımcı Avukat Personel Hizmet Alımı İşinde pazarlık ihalesi ile 2017 yılında İKN: 2016/609073 no ile ihale edilen Yardımcı Avukat Personel Hizmet Alım İşi İhalesi olmak üzere toplamda iki ayrı yılda, içeriği aynı olan her iki ihalede de belediye avukatlarının karıştığı edimin ifasına fesat fiili işlendiği şahit ve belgeler ile net şekilde ortaya konmuş, suçun işlediği sübuta ermiş ve soruşturma izni verilmişti.
Soruşturma iznine sebep şikayet ise, Adalar Belediyesi’nde yardımcı avukat hizmet alım işinde çalışan Av. Tarık DEĞİRMENCİ’nin ihale boyunca istisnasız her cumartesi günü çalışmamasına rağmen Denetim Komisyon Başkanı ve üyelerince belediye avukatı Nilüfer HASANÇEBİ’nin meslektaşı avukata sanki çalışmış gibi ihale boyunca tüm cumartesi günleri çalışmıştır diye aylık puantaj çizelgesine çarpı işareti koyarak gerçekleşmeyen edimin yapılmış gibi gösterilmesi ile EDİMİN İFASINA FESAT karıştırdıkları gerekçesi ve KAMU ZARARI iddiası ile soruşturma izni verilmesiydi. Üstelik belediyedeki güvenlik personelleri de taşeron firmada çalışan Tarık DEĞİRMENCİ’yi hiçbir cumartesi belediyeden içeri girmediği beyanını yapmışlar, haftasonu vardiya defterlerinde de geldiğini gösterir bir kayıta rastlanmamış ve şüpheye yer vermeyecek şekilde Edimin İfasına Fesat iddiası ve kamu zararı doğrulanmış ve Adalar Kaymakamlığı’nca bu karar taraflara bildirilmişti.
Adalar Belediyesine yardımcı avukat hizmet alım pazarlık ihalesi ile iş başı yaptırılan Av. Tarık DEĞİRMENCİ hem 2016 yılında hemde 2017 yılında iki hizmet alım ihalesinde de çalışmış, iki ihalede de aynı şekilde çalışmadığı halde çalışmış gibi Cumartesileri günlerinin parasını aldığı kamu zararı yaratılırken, edimin ifasına fesat yapıldığı tereddüde mahal vermeyecek şekilde tespit edilmişti. İki ayrı ihalede ayrı ayrı yapılmış olması da zincirleme suça girdiği içinde Edimi Kabul eden Av.Nilüfer HASANÇEBİ için alacağı mahkumiyet cezası kesin avukatlık mesleğini bitirecekti.
İşte bu noktada eğer ki, İdari Mahkeme Başkanına bir etki, rica, talimat, yada herhangi bir örgüt ilişkisi yoksa (Adalar Belediyesi’nde FETÖ’nün Belediyeler İmamı Erkan KARAARSLAN’ın semineler verip belediye personelimi eğittiği, Belediye Başkanı Atilla AYTAÇ’ın bizzat katıldığı bilinmektedir), bu seferde hukukçu dayanışmasının devreye girdiği, bu kadar net suçun sübuta ermiş durumu ortadayken, soruşturma izni verilenler arasında hukukçu meslektaşları var diye iptal kararı vermeleri, hukukta “İdari Mahkemelerde de tuzun koktuğu andır.”
Hal böyleyse, Göker Otomotivde yargılanmaları istenen memurların hiç suçu yoktur. Çünkü ihalede belediye başkanının gelini ve dünürünün şirketine iş verilmesi talimatının kimden geldiği bellidir. İhalenin kimlere menfaat sağladığı kuşku götürmeyen gerçek olarak bilinirken memurların yargılanmasına karar verip perde arkasındaki belediye başkanının ihale kararında ve belgelerinde imzasının olmaması nedeniyle soruşturma kapsamı dışında tutulup soruşturmanın belediye başkanının hısım akrabalık ilişkilerinin soruşturulmadan görmezden gelinmesi, belediye başkanının da aynen avukatların korunuyor olması gibi olduğunu göstermiştir.
Yani belediyelerde siyasi olan belediye başkanlarının işledikleri suçları müfettişler görmez iseler mahkemelerde meslektaşları avukatların bu kadar net deliller ile suçları sübuta erdiği tespit edilmişken yargılanmamaları için kararlar alınırsa bunlara şahit olan halka “aman kanunlara uyun diye kimse fetva vermesin” Kimsede aksi bir söze yasadışı konuşuyorsun mahkeme kararlarına laf mı söylüyorsun demesin kusura da bakmasınlar. İdari Mahkemenin bu kararına çok isyan edecek olacaktır.
28.02.2016 Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Gül’ün (şu an Adalar Belediye Başkan adayı) tahliyesine ilişkin, “Anayasa Mahkemesinin verdiği karara uymuyorum, saygı da duymuyorum” dediği gibi gazetemizde İdari Mahkemenin verdiği bu karara saygı duymamaktadır.
Kanunlar gariban memurlar ile halka uygulanacak, belediye başkanlarının oğlunun karısını abat etmek uğruna emrindeki memurlar günah keçisi olarak yargılanacak, belediye avukatları birbirlerine çıkar sağlayacak, edimin ifasına fesat karıştırıp birbirlerine menfaat sağlayacak, hem de bunu senelerce yapacaklar ama en iyi ihtimalle düşünülürse hukukçu oldukları için mahkemeler meslektaşlarını kollayacak ve sadece onların dahil olduğu soruşturmalara izin vermeyecek ama yalnız memurlar var ise mahkemelerde kendilerini aklasınlar diyecek. Bu çifte standart kabul edilemez.
Demokrasinin ilk koşulu, güven altına alınmış toplumsal adalet olduğu unutulacak, kanunlar kişilere göre uyarlanacaksa bu ülkede toplumsal adaletten, demokrasiden söz etmek sömürgenlerin halkı kandırmaca oyunundan öteye gitmeyen bir olgu olarak halkın hafızalarına kazınacaktır. Halkın adalete güven duymadığı, kuşku ile karşıladığı bir ülke toplumsal karışıklıklar çabuk yeşerir. Dış mihrakların terör örgütlerini harekete geçirmelerindeki geniş kitleleri galeyana getirmelerinde en baş istismar konusudur eşitsizlik, adaletsizlik, yargısız infaz, çifte standart, kendilerinden olanların kayırılırken istemedikleri muhalefette olanların ise sudan sebeplerle sözde resmi belgeler ile sahtecilik yaparak, suç uydurarak, sahte deliller üretilerek cezaevlerine tıkılmaları ve bu eylemlerin mütemadiyelik kazandırılması. İktidarı devamlı eleştiren CHP’lilerin, kendi belediyelerinde olanlardan haberi yok deseniz yok değil.
Adagazetesi olarak Adalar’da olanları Adalar Kamuoyunun bilgisine belgeleriyle beraber anlık sunmaktayız. Haberlerimiz aynı zamanda tüm siyasi partilerin genel merkezlerine ve yetkili kişilerine ve hatta genele başkanlarına kadar mesaj olarak iletilmektedir. Yani CHP Genel Merkezi de, Genel Başkanı da, Adalar’da ne olup bittiğinden haberdardır ama düzeltilmesi içinde bugüne kadar hiçbir düzeltici işlem yapmamıştır. Tek yapılan ise Atilla AYTAÇ’ın bu dönem belediye başkan adayı olarak gösterilmemesidir.
Yeterlimi olmuştur! Bizce Adaların hizmet alması için kaybedilen koca beş sene boşa geçmiştir. Belediye avukatları birbirlerine daha fazla para almaları ile uğraşacaklarına ve bu uğurda kamu zararı yaratacaklarına, Adalar’da sahil işgalcileri, yol işgalcileri, sahile inen yolları kapatanlarla uğraşmaları, lodoslu havalarda mahkum olunan motorlara, kıyıların betonlaşmasına, imar rantlarını engellemeye çalışmaları için hukukta ne yapılması gerekiyorduysa onları yapmaları gerekirken, hem de bir hukukçu olarak meslek etiğine aykırı illegal işlere bulaşmaları buda yetmezmiş gibi balık baştan kokar misali belediye başkanı olan Atilla AYTAÇ’ın da oğlunun karısının şirketine iki araç kiralama ihalesi vermesi/verdirtmesi iddiaları CHP’li Adalar Belediyenin son durumunun ne kadar vahim halde olduğunu göstermiştir.
Bu ay sonu yapılacak yerel seçimlerde CHP’nin Adalar halkına ne söylemi, vaadi, plan, projesi ile kendilerinin bir kez daha Adalar’da belediye yönetimine talip olacakları da merak konusudur. Yaptıkları yapacaklarının teminatı ise fanatik CHP‘li Adalıların oylarını bile alamayacakları muhakkaktır.
Tüm siyasetlerini domates, biber, patlıcana üzerine tesis etmeleri de çok ucuz olur.
Bir ülke hangi ölçüde toplumsal adalet ölçüsüne yaklaşabilmişse o ölçüde demokratiktir. Ama İdari Mahkemenin belediye avukatlarının karıştığı ihaledeki edimin ifası ve kamu zararı iddialarına verilen soruşturma iznini kaldırırken, aldıkları talimatı yerine getirmekten başka suçu olmayan memurların belediye başkanının gelini ile dünürüne ait olan Göker Otomotive ihale verilmesindeki uygulamalardan dolayı soruşturma izninin, Belediye Başkanı Atilla AYTAÇ’ı içine alacak gibi soruşturmayı genişletmediği, sadece memurlar yönünden soruşturmayı onaylaması ile kamuoyunun İdari Mahkeme gıyabında yargının ne kadar güvenilir olduğunu sorgulamaya başladığına yol açtığı konuşulmaktadır.
Adalar Kamuoyunun her ayrıntısına kadar bildiği avukatların soruşturma izni ile, belediye başkanının gelini ile dünürünün şirketinden 35 ay bir, 16 ay süreli bir olmak üzere peşi sıra iki ihale boyunca toplam 51 ay süren araç kiralama ihalesinde tek kazanç sahibi taraf olan belediye başkanının birinci derece akrabaları ve belediye başkanı hakkında, soruşturma genişletilmemesi, sadece emir kulu memurlara soruşturma izni sonrasında yargılama çıkacak olması, esasa menfaat sahiplerinin yargı konusu olmaması, Adalarda infiale neden olmuştur.
Gazetemize göre İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Birinci İdare Dava Dairesinin bu karar Adalar Belediyesi’nden sonra İdari Yargıda da tuzun koktuğunu, davalara bakan hakimlerin verdikleri karalarda hiçbir tesir telkin rica talimat olmadıysa bile, hukukçu meslektaşlarını koruyucu, kollayıcı karar verdiklerine, ama adaletin terazisinin lafta kaldığı, bir örnek olmuştur.
Yaşar Kemal’in konu ile alakalı bir görüşünde demiş ki, ” Eğer bir ülkede adalet yozlaşırsa, o memleketin dibi oyulmuş demektir. Adaleti çökmüş bir milleti yok olmaktan hiçbir güç kurtaramaz. Kanun karşısında eşkıya İnce Memed de birdir, Başvekil İsmet Paşa da…” Adalar’da şahit olduklarımızla bizde buna ekleme yaparsak, belediyenin avukatları da, belediye başkanı da kanun karşısında bir olmalı ve er geç adalet yerini mutlak bulmalı çünkü bir memleket adaletle yaşar, adaletsizlikle yıkılmaya mahkum olur.
Yinede 24/01/2019 tarihinde İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Birinci İdare Dava Dairesinin Esas no: 2018/1510 Karar No: 2019/113 kararı ile her şey bitmiş değildir. Adalar Cumhuriyet Başsavcılığına güvenimiz tamdır. Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı İdari Mahkemenin kararına karşı en doğru kararı verecektir.
Şükrü Abanoz