CNN TÜRK Yorumcusu Hakan Çelik, Paris’teki Notre Dame katedrali için ortaya konan ilgi ve dikkatin Türkiye’nin risk altındaki kültür varlıkları için de gösterilmesi çağrısını yaptı.
İstanbul Büyükada’daki zirvede yer alan, Avrupa’nın en büyük ahşap binası durumundaki 120 yıllık Rum Yetimhanesi, Notre Dame için ilk gün toplanan paranın onda biriyle eski ihtişamlı günlerine döndürülebilir.
CNN TÜRK Yorumcusu Hakan Çelik’in tarihi ve mimari özellikleriyle kültür mirası niteliğindeki Rum Yetimhanesi için canlı yayında şu bilgileri verdi:
Paris’teki Notre Dame Katedrali, çatısında çıkan yangında ağır hasar alınca “Aman, kendi kültür varlıklarımıza gözümüz gibi bakalım, zor durumda olanlara elimizi uzatalım” demiştim. İşte, onların en önemlilerinden biri, İstanbul’da yorgun bekleyiş içinde.
Bahsedeceğim yapıyı hiç duymamış veya görmemiş olabilirsiniz. Büyükada Rum Yetimhanesi’nden söz ediyorum. Burası dünyanın ikinci, Avrupa’nın en büyük ahşap yapısı olarak kabul ediliyor.
120 yıl önce inşa edildi. Mimarı, Pera Palas Oteli’ne de imza atan Fransız Alexander Vallaury. Avrupa jet sosyetesinin büyük rağbet gösterdiği “Orient Express Treni” yolcuları için İstanbul’a geldiklerinde konaklamalarına uygun bir yer aranıyordu. İşte, bu amaçla Padişah II. Abdülhamit’in izniyle Büyükada’daki bu yapı “Prinkipo Palas” adıyla otel olarak inşa edildi. Fakat daha sonra otel ruhsatı verilmediği için açılış yapılamadı. 1900’lerin başında Eleni Zarifi isimli bir Rum tarafından satın alınan bina, yetimhane olarak kullanılması şartıyla İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesi’ne bağışlandı. 21 Mayıs 1903’teki törene II. Abdülhamit de katıldı, hatta mali yardımda bulundu. Savaşlar sırasında bina farklı amaçlarla kullanıldı, ancak kapandığı 1964 tarihine kadar yetimhane fonksiyonunu sürdürdü.
Binanın mülkiyetiyle ilgili tartışmalar uzun yıllar devam etti. 2010’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), yapının Rum Patrikhanesi’ne devredilmesine karar verdi.
(120 yaşındaki 5 katlı ahşap binanın tam 206 odası var. Çok acil önlem alınmazsa binanın çökme riski çok yüksek)
Bu muhteşem yapıyı defalarca ziyaret ettim. Binanın yapımında birinci sınıf malzeme kullanılmış. Girişte mermer merdivenler dikkat çekiyor. Mutfaktaki eşyalar yerinde duruyor, zemindeki parke bile doğanın yıpratıcı etkisine karşın hâlâ sağlam. İçerideki harap piyano ise o dönemin güzel hatıralarını hüzünlü bir şarkı gibi günümüze taşıyor.
Rum Yetimhanesi “Avrupa Yatırım Bankası” ve “Europa Nostra” tarafından “Avrupa’nın Tehlike Altındaki 12 Kültürel Mirası” arasında gösterildi. Rum Patrikhanesi’nin imkânları yeterli olmadığı için yapı kaderine terk edilmiş durumda.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne çağrıda bulunuyorum. Acil adım atılmazsa Osmanlı ve İstanbul tarihinde çok önemli yeri bulunan bu özel yapıyı tamamen kaybedeceğiz.
Notre Dame yangını sonrasında daha ilk günden 700 milyon euro toplandı. Onda birinden daha az bir tutarla kültür mirasımıza sahip çıkabilir ve Rum Yetimhanesi’ni ayağa kaldırabiliriz.