Çin kadar hangi Asya ülkesi tüm dünyaya kendisinden bahsettirmeyi başardı?
Askeri güçleri ile dünyaya hükmetmeseler bile, o ufak tefek insanlar dünya ekonomisini ucuz eşya politikaları ile sarstılar fakat diğer kıtalar nereden bilsinler “Ucuz etin yahnisi tatsız olur” atasözünü. Ne güzel kandırdılar insanları. Çin malı ucuzluk sunmakla kalmadı, pazarlama işini kolaylaştırmak için sunuma albeni de kattı, kullanıma kolaylık ve renklilik de getirdi. Güzel değil ama şirinlikle, sağlam değil ama fettanlıkla cezbetti herkesin önemsediği diğer ülkelerin insanlarını. Dünya ekonomisi bu akımdan etkilendi ama sonunda İngilizlerin bir sözü ülkeden ülkeye, dilden dile dolandı :”Ucuz mal alacak kadar zengin değilim.”
Çinliler durumdan üzülmüş olacaklar ki tekrar gündeme gelmek istediler ve asırlarca ne pislik yemişler, ne içmişler de dünyaya musallat ettiler diye düşündüğümüz Corona Virüsü hızla yaydılar. Suçlamakta kendimi haklı buluyorum çünkü gerçi inanılmaz önlemler aldıklarını gözlüyoruz fakat acaba gerekli olan acil önlem zamanında alındı mı?
Endişeliyiz, korkuyoruz, üzgünüz. Ev ortamında karantinada olmakla iş bitmiyor. İnsanların bu noktada egolarını da yüksek tutmamaları gerekiyor çünkü bir virüs daha var yürek kemiren: Ya evladım? Ya sevdiklerim? Ya Dünya? Global dünyada artık insanların diğer ülkelerle, sosyal ekonomik ve kültürel bağları var. Ya turizm? İçim titriyor.
Corona aşısı için türlü spekülasyonlar var. Hangisine inanayım? Sylvia Brown’un kitabında yazıldığı gibi yakın zamanda geldiği gibi gidecek mi, yoksa 10 yıl sonra tekrar ziyaretimize gelip öyle mi tamamen ortadan kalkacak?
Cancer tedavisinin bulunduğuna ve kesinlikle Küba ile sınırlı kalmadığına inananlardanım. Bu kez farklı bir senaryo oynanıyor. İnsanlığın tozla duman olup, savaşların çıktığı, insanların öldüğü, çocukların öksüz kaldığı dünyamızda, Corona virüsünün ilaç firmalarına sermaye olduğuna inanmak istemiyoruz belki ama paranın gücü ve cazibesi, yaşamlarının eninde sonunda cehenneme döneceğinden emin olduğum bazı şeytani ruhlarda, zafere ulaştığını da ispatlamış durumdayız.
Dünya Sağlık Örgütü durumu paniğe sevk etmekle suçlanıyor. İnsanların ruh hali, milyon dolarlarla ölçülen maliyet ile oyun oynanıyor. Bu paraların fonu bellidir. Acaba edinilen kâr yine dünya sağlığı için harcanacak mı? Biz mücadele içindeyiz. Acaba savaşı kim veriyor? Sağlık sektörü mü? Ticaret sektörü mü? Vicdanlarını kullanıyorlar mı? Yoksa kullanılan biz miyiz?
Sosi Cındoyan