Diyanet İşleri Başkanlığı, 92 ülkeden 131 katılımcıyla ‘Filistin ve Gazze’ konulu uluslararası toplantı düzenledi. Toplantıda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Filistinlilerin topyekun bir soykırıma maruz bırakıldığını söyledi. Toplantı sonrası ortak bildiri açıklandı.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından, Dünya Müslüman Dini Liderleri ile ‘Filistin ve Gazze’ gündemiyle çevrim içi ‘Acil Gazze Toplantısı’ düzenlendi. Toplantıda, İsrail’in Gazze’ye ve Filistinlilere yönelik saldırıları karşısında yaşananlarla ilgili yapılabilecekler konusunda istişarelerde bulunuldu. Toplantıda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Kudüs’ü konuşmanın, sadece bir şehri konuşmak olmadığını belirterek, Kudüs’ü konuşmanın, İslam ümmetinin izzetini, insanlığın geleceğini konuşmak olduğunu söyledi. Filistinlilerin, soykırıma maruz bırakıldığını vurgulayan Erbaş, böyle bir vahşetin açıkça destek bulduğu bir dünyada, insanlığa huzur, barış ve refah getirme iddiasıyla ortaya çıkan bütün ideolojilerin, politikaların inandırıcılığını kaybettiğini ifade etti.
‘VİCDAN, MERHAMET GİBİ KAVRAMLAR, ONLAR İÇİN ANLAM İFADE ETMİYOR’
İşgalci İsrail’in Filistin’de uyguladığı vahşetin sadece zalimce bir siyasetin neticesi olmadığına dikkat çeken Erbaş, “Bu insanlık dışı davranışlarının altında kirli ve sapkın bir inanç vardır. Bu inanca göre onlar, kendilerini dünyanın efendisi görüyorlar. Yeryüzünü kendi özel mülkleri kabul ediyorlar. İslam coğrafyasında, kendi lisanlarınca tanrının kendilerine vadettiğine inandıkları ve ‘arz-ı mev’ud’ kavramıyla ifade edilen bir coğrafyayı ele geçirip orada cenneti yaşayacaklarına inanıyorlar. Siyonistler, işte bu batıl inancın peşinde Filistin’i kan gölüne çeviriyorlar. Kendilerine tam destek veren bazı güç merkezlerinin önde gelenleri de aynı batıl inanca mensuplar. Bunun için hak, hukuk, ahlak, vicdan, merhamet gibi kavramlar, onlar için bir anlam ifade etmiyor” dedi.
‘ORTAK BİR TAVIRLA BİR AN ÖNCE HAREKETE GEÇMELİYİZ’
Gazze’yi, Filistin’i işgal edenlerin, İslam toplumlarını dağınık ve zayıf gördüklerinden dolayı kendilerinde bu cesareti bulduklarını kaydeden Erbaş, “Mazlumların feryadı arşa uzanırken, yegane çözüm ümmet-i Muhammed’in bir araya gelerek zulme ve işgale engel olmasıdır. Kudüs ve Gazze bizi vahdete çağırıyor. Her alanda birlikte çalışmaya davet ediyor. Bu sebeple Kudüs bilincini güçlendirmeli ve İslam dünyasını birleştirecek çalışmalara hız vermeliyiz. Yüreklerimizi ve dualarımızı birleştirdiğimiz gibi, gücümüzü ve imkanlarımızı da Filistin ve Kudüs için birleştirmeliyiz. Ortak bir tavır ve kararlılıkla bir an önce harekete geçmeliyiz” diye konuştu.
Kudüs’ün, tam anlamıyla tekrar darusselam’a dönünceye kadar hiçbir çalışmanın yeterli olmayacağının altını çizen Erbaş, “İnanıyorum ki, vahdet şuuruyla birbirimize kenetlendiğimiz gün, başta Gazze olmak üzere ümmet coğrafyasının asırlardır beklediği huzur ve barış kendiliğinden gelecek; İslam’ın hayat veren ilke ve değerleri yeryüzüne yeniden nizam verecektir. Bizlere düşen, bu ideal uğrunda var gücümüzle çalışmaktır” ifadelerini kullandı.
Sözlerinin sonunda katılımcılara teşekkür eden Başkan Erbaş, “Yaşadığımız dünyayı yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in evrensel hakikatleriyle mamur etmek için bizlere azim, irade, basiret ve feraset vermesini Yüce Allah’tan niyaz ediyorum” dedi. Aralarında, Türkmenistan, Kamerun, Somali, Moritanya, Azerbaycan, Tacikistan ve Afganistan’ın da bulunduğu 92 ülkeden 131 kişinin katıldığı toplantının ardından sonuç bildirgesi yayımlanacak.
92 ÜLKEDEN ORTAK BİLDİRİ
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, toplantının ardından ortak bildiriyi açıkladı. Erbaş, İsrail rejiminin, kirli Siyonist emelleri uğruna Gazze’de tam anlamıyla bir soykırım yaptığını belirterek, “Bu alçakça saldırı ve soykırım karşısında Batılı devletler, adeta Siyonist İsrail tarafından esir alınmışçasına derin bir sessizlik ve karanlığa gömülmüş vaziyettedir. İnsanlığa huzur, barış ve refah getirme iddiasıyla ortaya çıkan bütün ideolojiler ve politikalar inandırıcılığını kaybetmiştir. Savunduğunu iddia ettiği bütün değerleri ayaklar altına alan Batı, artık iflas etmiştir” dedi.
‘GAZZE HALKININ MÜCADELESİ MEŞRU VE ONURLU’
İsrail’in, emperyalistlerin desteğini arkasına alarak sergilediği insanlık dışı politikaları ve zulümlerinin dünyayı topyekun bir felakete sürüklediğini işaret eden Erbaş, “İsrail, Gazze’ye ve Filistinlilere yönelik saldırılara derhal son vermelidir. Filistinlilerin evlerinden ve yurtlarından çıkarılması, topraklarının işgal edilmesi asla kabul edilemez. İsrail’in işgal ve istila girişimine karşı Gazze halkının verdiği mücadele, din, ahlak ve uluslararası hukuk açısından meşru ve onurlu bir mücadeledir. Bu asil mücadeleyi her bakımdan desteklemek ve yaşanan soykırımı durdurmak için maddi manevi mücadele etmek, her Müslüman için iman ve kulluk sorumluluğudur. Kudüs Müslümanlarındır, Filistin ve Gazze Müslüman yurdudur ve kıyamete kadar da öyle kalacaktır” diye konuştu.
‘ULUSLARARASI KURULUŞLAR HAREKETE GEÇMELİ’
İsrail’in, temellerini kirli ve sapkın bir inanca dayandırdığı saldırılarıyla Gazze’de bir soykırım yaptığını söyleyen Erbaş, “Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası kuruluşlar bu soykırımı durdurmak için bir an önce harekete geçmelidir. Mazlumları korumak için bir an önce bölgeye barış gücü gönderilmelidir. Bu minvalde, Gazze’ye acilen insani yardım koridoru açılması, başta elektrik ve su olmak üzere temel yaşam ürünlerinin Gazze’ye ulaştırılması, yaralıların çevre ülkelerdeki hastanelere intikalinin sağlanması için gerekli tedbirler alınması geciktirilemez bir zorunluluktur. İşgalci İsrail’in katil yöneticileri şunu bilmelidir ki haksız yere insanların malına, mülküne, canına kasteden hiçbir iktidar, emellerine ulaşamamıştır. Zalimlerin sonu hüsrandır, cehennemdir. Zulüm ve haksızlık, tarihin hiçbir döneminde insanlığa huzur getirmemiştir. Başta Müslümanlar olmak üzere vicdan sahibi herkes, Siyonizmin kirli planlarına karşı daima ayakta duracaktır” ifadelerini kullandı.
‘KUDÜS VE GAZZE, MÜSLÜMANLARI VAHDETE ÇAĞIRIYOR’
Gazze’yi, Filistin’i işgal edenlerin, İslam toplumlarını dağınık ve zayıf gördüklerinden dolayı kendilerinde bu cesareti bulduklarını belirten Erbaş, “Kudüs ve Gazze, Müslümanları vahdete çağırıyor. İslam ülkelerinin bir araya gelerek ortak bir tavır ve kararlılıkla bir an önce harekete geçmesi, zulme ve soykırıma engel olması tarihi bir sorumluluktur. Yüreklerin ve duaların birleştiği gibi güç ve imkanlar da Filistin ve Kudüs için birleştirildiğinde başta Gazze olmak üzere yeryüzünün asırlardır beklediği huzur ve barış kendiliğinden gelecek; İslam’ın hayat veren ilke ve değerleri dünyaya yeniden nizam verecektir” dedi.
‘ORTAK BİR EYLEM PLANI HAZIRLANMASI ÖNEM ARZ ETMEKTEDİR’
Erbaş, Gazze’de yaşanan vahşet ve soykırımın bütün insanlığın ortak sorunu olduğunu vurgulayarak, şöyle dedi:
“Siyonist İsrail hükümetinin bu katliam ve saldırıları, tüm insanlığın geleceğine kastetmektedir. Fütursuzca işlenen bu cinayetlerin ve soykırımın karşısında durmak, insan olmanın bir gereğidir. Sağduyulu Yahudilerin, Siyonist İsrail hükümetinin bu soykırım ve katliamlarını tasvip etmediğini biliyoruz. Onların seslerini daha fazla yükseltmeleri, insan onurunu hiçe sayan ve birlikte yaşama hukukunu yok etmeye çalışan bu saldırıların durdurulmasına önemli katkı sunacaktır. Bu sebeple insaf ve vicdan sahibi insanların gücünü birleştirmek üzere diğer din mensupları ile de iletişim kurması ve insanlığı felakete sürükleyen bu barbarlığı durdurmak için ortak bir eylem planı hazırlanması önem arz etmektedir.”
‘GÖSTERİLERE DEVAM EDİLMELİ’
İsrail’in saldırılarına destek veren devletlere de çağrıda bulunduklarını belirten Erbaş, şunları kaydetti:
“Vicdanları yaralayan bu vahşete rağmen İsrail’e destek veren yönetici ve hükumetlerin konumlarını yeniden gözden geçirmeleri ve kararlarını insanlığın ortak geleceği doğrultusunda değiştirmeleri için dünyanın her yerinde hukuk ve ahlak ekseninde gösterilere devam edilmelidir. Aksi halde Filistin ve Gazze’de işlenen soykırıma destek veren, eşi görülmemiş bu vahşete sessiz kalanlar gibi, gözlerini ve kulaklarını buna kapatanlar da tarih sayfalarında zillete mahkum olacaktır.”
Erbaş ayrıca, bildiride dile getirilen hususların hayata geçirilmesi için bir takip komisyonu kurulmasına karar verildiğini söyledi.