Geçenlerde Büyükada’da bir arkadaşın bahçesinde yapılan samimi bir toplantıda, akşamüstü serinliğinde çaylarımızı yudumlarken bir hanım ilginç bir gençlik hatırasını anlattı. Ada’nın ağır ağır inen akşam ışıkları, sohbeti daha da derinleştirmişti. Bu hanım, evlilik öncesi nişanlılık döneminde müstakbel eşini ailesine tanıtmış. Görüşmenin ardından babası ona bir defter uzatmış ve şöyle demiş:
“Bu defterdeki soruları kendi el yazınla cevapla kızım, sonra üstünde konuşalım.”
Defterin her sayfasında, nişanlıyla ilgili bir soru yer alıyormuş. Sorulardan bazıları şunlarmış:
1. Müstakbel eşin nereli?
2. Hangi okulu bitirdi? Yıl kaybetti mi?
3. Nerede çalışıyor? Nasıl bir iş yapıyor?
4. Kaç para kazanıyor, birikim yapıyor mu?
5. Üzerine kayıtlı mülk (ev, araba vb.) var mı?
6. Ailesinin politik tercihleri ne?
7. Sağlık sorunları var mı?
8. Ailesinde psikolojik problemler mevcut mu?
9. Çocukluk travmaları bulunuyor mu?
10. Alkol, sigara veya uyuşturucu kullanıyor mu?
Liste böylece uzayıp gidiyormuş.
O gün bahçedeki kalabalık sessizce dinledi. Bir yanda çam ağaçlarının arasında ötüşen kuşlar, diğer yanda evlilik yolunda en kritik sorular… Arkadaşım bu defterin aslında çok kıymetli bir öngörü aracı olduğunu fark ettiğini söyledi. Çünkü evlilik hazırlığında olan gençlerin, kendilerine benzer bir sorgulamayı yapmaları gerektiğini düşünmüş.
Evet, cevaplamak zor olabilir. Ama bu sorular üzerinde düşünmek kişiye kendisiyle hesaplaşma imkânı verir. Zira “aşkın gözü kördür”; sevgiyle başlayan birliktelik, evlilikle birlikte çok daha ciddi bir boyut kazanır. Problemli bir insanla ömür geçirmek kolay değildir. Ada’daki o akşamüstü sohbetinde, hepimiz içimizden “keşke herkes böyle bir defter tutsa” diye geçirdik.
Due Diligence Nedir?
İş dünyasında “due diligence”, genellikle şirket birleşmeleri ve satın almalarında kullanılır. Alıcı taraf için yapılan bu çalışmanın amacı; hedef şirketin finansal bilgilerini, stratejik, operasyonel ve ticari açıdan çok detaylı bir şekilde inceleyerek mevcut durumu ortaya koymak ve alıcıya rapor etmektir.
Büyükada sahilinde yürürken eski köşklerin duvarlarını kaplayan sarmaşıkların arasında, bu terimin hayatla ne kadar örtüştüğünü düşündüm. Nasıl ki yatırım yapmadan önce dikkatle araştırma yapılırsa, evlilik de benzer bir hazırlık ister.
Evlilikte Kişisel Due Diligence
Evlilik öncesinde yapılacak kişisel bir “due diligence” çalışması; müstakbel eş ve ailesi hakkında doğru sorular sormayı, verilen cevaplarla sağlıklı bir değerlendirme yapmayı içerir. Böylece evlilik yalnızca duygusal bir bağ değil, aynı zamanda bilinçli bir hayat ortaklığı haline gelir.
Defter yöntemi, Ada’da yapılan o bahçe toplantısında bizlere geçmişten bugüne taşınmış bir miras gibi geldi. Belki biraz geleneksel, belki de fazla sorgulayıcı görünebilir. Ama Büyükada’nın sakin dingin atmosferinde, martıların sesleri arasında şu gerçeği daha net hissettik:
Hayatta en önemli yatırım, doğru insanla yapılan yol arkadaşlığıdır.