Burgazada’da Yürüyüş Keyfi: Kalpazankaya ve Ötesi

Burgazada’da Yürüyüş Keyfi: Kalpazankaya ve Ötesi
Yayınlama: 27.10.2025
A+
A-

İstanbul’un kalabalığından uzaklaşıp doğayla baş başa kalmak isteyenler için Prens Adaları, hâlâ en yakın kaçış noktalarından biri. Bu adalar arasında Burgazada, doğallığını ve sakinliğini koruyabilmiş nadir yerlerden biridir. Ne Büyükada’nın kalabalığına, ne Heybeliada’nın yoğun yapılaşmasına sahiptir. Yalın, sade, dingin bir atmosfer sunar. Dar sokakları, çam ağaçlarının gölgelediği patikaları, denizin içe dönük maviliğiyle Burgazada, yürümek için adeta yaratılmıştır.

Burgazada’ya vapurdan iner inmez, adanın küçük çarşısından geçip sahil yoluna çıkarsınız. Buradan batıya doğru uzanan rota sizi doğrudan Kalpazankaya’ya götürür. Yaklaşık 30-40 dakikalık hafif tempolu bir yürüyüşle ulaşılan bu tepe, adanın en güzel manzarasını sunar. Gün batımında güneş, Sedef Adası ve Yassıada’nın üzerinden kaybolurken, Marmara ufkuna karışan turuncu-mor tonlar görülmeye değerdir. Kalpazankaya Tepesi’nin üzerinde yer alan aynı adlı restoran, hem manzarası hem de konumu itibariyle Burgazada’nın simgesi hâline gelmiştir. Burada bir çay ya da soğuk içecek eşliğinde manzarayı izlemek, yürüyüşün ödülüdür.

Adını eski bir söylentiden alan Kalpazankaya’nın hikâyesi de ada kadar ilginçtir. Rivayete göre Osmanlı döneminde burası, sahte para basanların saklandığı yermiş. “Kalpazanların kayası” zamanla “Kalpazankaya” olarak dillerde yer etmiş. Bugün bu hikâyenin tarihî bir kanıtı olmasa da, ada halkı arasında hâlâ anlatılır. Bu efsane, Burgazada’nın doğayla iç içe geçmiş, biraz da gizemli havasına ayrı bir anlam katar.

Kalpazankaya parkuru kolay sayılır, ancak son kısımda kısa bir yokuş tırmanışı vardır. Yolun çoğu taş döşelidir, bazı bölümleri toprak patika hâlindedir. Yaz aylarında gölge az olduğundan, şapka ve su bulundurmak şarttır. Patika, çam ormanlarının arasından ilerler ve ara sıra denizle buluşan açıklıklardan nefes kesici manzaralar sunar. Gidiş dönüş toplam yürüyüş süresi ortalama bir tempoyla bir buçuk saati geçmez.

Burgazada sadece Kalpazankaya ile sınırlı değildir. Adanın iç kesiminde yürümeyi sevenler için farklı güzergâhlar da vardır. Bayrak Tepe rotası, adanın en yüksek noktasına çıkar ve panoramik İstanbul siluetini görme fırsatı sunar. Kalpazankaya’dan başlayan uzun parkur, Bayrak Tepe’ye, oradan da diğer Tepe çevresine uzanarak adanın çevresini neredeyse tamamen dolaşır. Bu rota yaklaşık sekiz kilometredir ve üç-dört saatlik keyifli bir yürüyüş sağlar. Daha kısa ve sakin bir rota isteyenler için ise ada içi çamlık yollar idealdir; özellikle sabah erken saatlerde kuş sesleri arasında yürümek Burgazada’yı tanımanın en güzel yollarından biridir.

Kalpazankaya’nın eteklerinde birkaç küçük koy bulunur. Yazın sabah saatlerinde buradan denize girenlere rastlanır. Deniz tabanı taşlı olduğu için dikkatli olmak gerekir, ancak berrak suyu ve sessizliğiyle yüzmek için mükemmel bir noktadır. Kış aylarında ise rüzgârın sesine karışan martı çığlıkları, adaya başka bir karakter kazandırır.

Burgazada, yürüyüşçüsüne sadece fiziksel bir deneyim değil, ruhsal bir arınma da sunar. İskeleye yakın kahvehanelerdeki sabah sessizliği, sokak aralarındaki begonviller, denize paralel uzanan çamların kokusu bu adayı eşsiz kılar. Kalpazankaya, Burgazada’nın batıya bakan yüzüdür; Bayrak Tepe ise doğuya dönüktür. Biri denizin sonsuzluğunu, diğeri İstanbul’un siluetini sunar. İkisinin arasında kalan küçük patikalar, doğanın ve tarihin sessiz hikâyelerini anlatır.

Burgazada’nın sakin doğası, sinemaya da ilham olmuştur. 1988 yılında Süreyya Duru’nun yönettiği, başrollerini Türkan Şoray ve Rutkay Aziz’in paylaştığı “Ada” filmi burada çekilmiştir. Döneminin unutulmaz yapımlarından biri olan bu film, Burgazada’nın dingin atmosferini, deniz kıyısındaki taş evlerini ve Kalpazankaya çevresinin büyüleyici manzarasını beyazperdeye taşımıştır. Ada, filmde adeta başlı başına bir karakter gibidir; yalnızlık, sevgi ve içsel hesaplaşma temaları Burgazada’nın doğal güzelliğiyle iç içe geçmiştir.

Son yıllarda adada yürüyüş yollarının bakımı yapılmış, bazı güzergâhlara yönlendirme levhaları eklenmiştir. Yine de Burgazada’da yürürken acele etmemek gerekir. Çünkü bu ada, zamanın yavaş aktığı, rüzgârın yönüne göre sessizliğin değiştiği bir yerdir. Kalpazankaya parkuru, Burgazada’yı tanımak için ideal bir başlangıçtır ama asıl güzellik, o patikaların insanı kente döndüğünde bile içinde taşıdığı huzurda gizlidir.

Haluk Direskeneli

Dipnotlar:
1. Ada (1988) – Yönetmen: Süreyya Duru, Oyuncular: Türkan Şoray, Rutkay Aziz. Yapım yılı: 1988, Türkiye. Film Burgazada’da çekilmiştir.
2. Kalpazankaya efsanesi, ada halkının sözlü anlatımlarında yer almakta olup yazılı tarihî kaynaklarda kesin olarak belgelenmemiştir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.