İnanması zor da olsa bir çocuğun gelecekteki sağlığı gebelik ve ilk iki yaşta (ilk 1000 gün) belirlenmektedir. Beyin fonksiyonlarının çoğu bu dönemde gelişmektedir. İlk iki yaş çocuğun fiziksel aktiviteye (yürüme, koşma vb), konuşmaya başladığı, sevmeyi, üzülmeyi, korkmayı ve daha pek çok şeyi öğrendiği dönemdir. Bu dönemdeki doğru beslenmenin, özellikle de iki yaşına kadar anne sütü almanın çok önemli olduğu, pek çok bilimsel çalışmayla desteklenmektedir. İlk 1000 gündeki yetersiz beslenme hem kronik hastalıkların, psikiyatrik bozuklukların artmasına, fiziksel ve zihinsel gelişmenin, metabolik fonksiyonların bozulmasına hem de bağışıklık sisteminin zayıflamasına dolayısıyla zatürre, ishal, menenjit vb. ciddi enfeksiyonların artmasına da yol açmaktadır.”
“Ülkemizde de tüm sosyoekonomik ve kültürel değişimlere rağmen doğru ve yeterli beslenmeyle ilgili sorunlar olduğu bilinmektedir. Bu sorunlar arasında;
fazla sayıda doğum yapma,
erken ve geç yaş gebelikleri,
gebelikler arası sürenin kısalığı,
beslenme ile ilgili olarak bilgi eksiklikleri,
gerekli besinlere ulaşma zorlukları ile anne sütünün yeterli sürede devam ettirilememesi sayılabilir.
Bu noktada söz konusu sorunların azaltılması için kız çocukların eğitimine odaklanmanın önemi ortaya çıkmaktadır. Eğitime odaklanmanın sosyal değişim için bir araç olarak işlev gördüğü,eğitimli kızların daha sağlıklı oldukları, daha geç evlendikleri ve daha az, ancak sağlıklı çocuk sahibi oldukları unutulmamalıdır. İlk 1000 günde iyi beslenmiş bir çocuğun bedensel, metabolik, zihinsel ve bağışıklık sistemi gelişimi daha iyi olmaktadır. Bu çocukların okul başarıları daha yüksek, çocuklukta ve yetişkin hayatta obezite, kalp damar sistemi hastalıkları, şeker hastalığı vb kronik hastalıkları ve ruhsal sağlık sorunları daha az olmaktadır.
Özellikle artan kronik hastalıkların topluma getirdiği yükler dikkate alındığında bu durum sağlık harcamalarında çok büyük bir kaynak israfına neden oluyor. Yeterli ve gerekli besinleri alamama nedeniyle ortaya çıkan eksik beslenme (malnutrisyon) bir yetişkinin gelirinde en az yüzde 20 ile yüzde 46 arasında bir azalmaya, ülke Gayri Safi Milli Hasılası’nda en az yüzde 2 ile yüzde 3‘lük kayıp yaratmaktadır. Bunu ülkemiz için düşünürsek, TÜİK ( Türkiye İstatistik Kurumu Verileri ) 2012 verilerine göre bu 425 milyar lira gibi çok büyük bir potansiyel kaynak kaybına yol açmaktadır.
Dünyada son 10 yılda açlıkla mücadeledeki tüm çabalara rağmen her yıl yaklaşık 2.6 milyon çocuk ve 100 bin anne beslenme bozukluğu ve sağlıklı suya ulaşamadıkları için kaybedilmektedirler. Her yıl 5 yaş altında ölen 7.6 milyon çocukların yüzde 35’inin malnutrisyon (kötü beslenme) nedeniyle kaybedildigi resmi olarak tespit edilmiştir. “Yaklaşık 170 milyon çocuk kötü beslenme nedeniyle tam potansiyellerini kullanamamaktadır. Bu bozuklukların yaklaşık yarısı anne karnındaki kötü beslenmenin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.
Gebeliğin gerektirdiği enerji ve besin öğeleri: Gebelik öncesinde normal ağırlıkta olan bir anne adayının gebeliği süresince ayda ortalama 1 Kg. ağırlık kazanması istenir. Genellikle ilk 3 aylık dönemde ağırlık kazanımı çok azdır, zamanla artış gösterir. Toplam 9-12 Kg. ağırlık kazanımı gereklidir. Anne adayının, normal enerji gereksinimine ek olarak ilk 3 ayda günde 150 kkalori, 4-9 ay arası ise günde 300 kkalori daha alarak, normal vücut ağırlığına ayda 1 – 1,5 Kg. eklenmesi önerilir.Gebelik başlangıcında normal ağırlığından şişman olan anne adayının fazla ağırlık kazanmasına gerek yoktur.
Besin ve Enerji Öğeleri: | Normal Kadın: | Gebelik için Ek: |
Enerji (kkalori) | 2000-2100 | 250 |
Süt ve Ürünleri | 2-3 porsiyon | 1-2 porsiyon |
Et ve Ürünleri | 2 porsiyon | – |
Yumurta, Kuru baklagiller | 1 porsiyon | – |
TAHILLAR: | Normal Kadın: | Gebelik için Ek: |
Pirinç, Bulgur, Makarna | 1-2 porsiyon | 1-2 porsiyon |
Ekmek | 3-6 dilim | 1 dilim |
YAĞ ve TATLILAR: | 30-35 gr. | 5 gr. |
Yağ | 30-50 gr. | 5 gr. |
Yemekler genellikle 3 öğünde tüketilir. Gebeliğin ilk döneminde öğün sayısı arttırılarak öğündeki yemek miktarı azaltılabilir.
Öneriler: Etler haşlama veya ızgara olarak tüketilmeli, süt ve türevleri yağsız, kaymaksız, diet (lİght) olarak tercih edilmeli, sebze ve meyveler en doğal şekliyle taze olmalı ve meyveler mümkünse kabuklu olarak tercih edilmelidir. kurubaklagil yemeklerinin tüketimi de haftada 2-3 defa tavsiye edilmektedir.
Bebeginiz için en ideal besini anne sütüdür.
Bebeklerin ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmesi önerilir,2 yaşına kadar anne sütü vermeye devam edilmelidir.
Anne sütü, bebeginizin gelişimi için gerek duydugu tüm içerige sahiptir;ayrıca bebeginizin hastalıklara karşı dirençli olmasını sağlar ve zihinsel gelişiminde çok önemli bir rol oynar.
İlk 6 ay, anne sütü eksikliginde katı gıda verilmemelidir.Anne sütü ile ilgili tüm sorunlarınız için mutlaka Aile Hekimliğinize ve hemşirenize danışınız.
Bir yaşından küçük bebeklerde inek sütü veya keçi sütü tüketimi demir eksikliğine ve anemiye (kansızlıga ) neden olmaktadır.
Anneler bebeginiz her istediginde,her agladıgında emziriniz.Gece uyuyor olsa dahi mutlaka en az 3 saatte bir uyandırıp emzirmeye devam ediniz.
6.aydan önce katı gıdaların verilmesi, bebeğinizin anne sütü alımını azaltabilir.Bebeğinizin sindirim sistemi ve böbrekleri yeterince olgunlaşmadıgı için ileride oluşabilecek hastalıklar açısından risk oluşturur.Yetişkinlik döneminde Obezite olmaya aday çocuklar yetiştirmiş oluruz.
Bebeğiniz günde 6-8 kez idrar yapıyorsa, ilk 6 ay boyunca ağırlığı ayda en az 500 g ya da haftada 150-200 gr artıyorsa, annenin sütü yeterli geliyor demektir.Bebeginizin yeterince kilo almadıgını, sütünüzün yetmedigini düşünüyorsanız katı gıda vermeye başlamadan önce Hekiminize veya hemşirenize mutlaka danışın.
“İnanması zor da olsa bir çocuğun gelecekteki sağlığı gebelik ve ilk iki yaşta (ilk 1000 gün) belirlenmektedir. Beyin fonksiyonlarının çoğu bu dönemde gelişmektedir. İlk iki yaş çocuğun fiziksel aktiviteye (yürüme, koşma vb), konuşmaya başladığı, sevmeyi, üzülmeyi, korkmayı ve daha pek çok şeyi öğrendiği dönemdir. Bu dönemdeki doğru beslenmenin, özellikle de iki yaşına kadar anne sütü almanın çok önemli olduğu, pek çok bilimsel çalışmayla desteklenmektedir. İlk 1000 gündeki yetersiz beslenme hem kronik hastalıkların, psikiyatrik bozuklukların artmasına, fiziksel ve zihinsel gelişmenin, metabolik fonksiyonların bozulmasına hem de bağışıklık sisteminin zayıflamasına dolayısıyla zatürre, ishal, menenjit vb. ciddi enfeksiyonların artmasına da yol açmaktadır.”
“Ülkemizde de tüm sosyoekonomik ve kültürel değişimlere rağmen doğru ve yeterli beslenmeyle ilgili sorunlar olduğu bilinmektedir. Bu sorunlar arasında;
fazla sayıda doğum yapma,
erken ve geç yaş gebelikleri,
gebelikler arası sürenin kısalığı,
beslenme ile ilgili olarak bilgi eksiklikleri,
gerekli besinlere ulaşma zorlukları ile anne sütünün yeterli sürede devam ettirilememesi sayılabilir.
Bu noktada söz konusu sorunların azaltılması için kız çocukların eğitimine odaklanmanın önemi ortaya çıkmaktadır. Eğitime odaklanmanın sosyal değişim için bir araç olarak işlev gördüğü,eğitimli kızların daha sağlıklı oldukları, daha geç evlendikleri ve daha az, ancak sağlıklı çocuk sahibi oldukları unutulmamalıdır. İlk 1000 günde iyi beslenmiş bir çocuğun bedensel, metabolik, zihinsel ve bağışıklık sistemi gelişimi daha iyi olmaktadır. Bu çocukların okul başarıları daha yüksek, çocuklukta ve yetişkin hayatta obezite, kalp damar sistemi hastalıkları, şeker hastalığı vb kronik hastalıkları ve ruhsal sağlık sorunları daha az olmaktadır.
Adalar Toplum Sağlığı Merkezi