Hikaye 1950 li yıllarda başlıyor. Henüz o zamanlar eski eserlerle ilgili olarak Osmanlıdan Kalma Asar_ı Antika Nizamnamesi var. 2/7/1951 tarih ve 5805 sayılı “Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Teşkiline ve Vazifelerine Dair Kanun yeni çıkmış.
Ankara’da tek bir tane Gayrimenkul Eski Eserler Anıtlar Yüksek Kurulu var.Tüm Türkiye’ye bakıyor ve yılda birkaç kere toplanabiliyor. O dönemde Adalar’dan duyarlı ve Adalı bilincine sahip birkaç kişi müteakip defalar kendi şahsi gayretleri ile dilekçeler yazıyor, kaynak gösteriyor ama nafile Adalar’daki Arkeolojik birçok yapı ve kalıntı inşaata, ranta feda ediliyor. Aradan biraz daha zaman geçiyor. 25 Nisan 1973 gün ve 1710 sayılı Eski Eserler Kanunu çıkıyor. Adalara raportörler geliyor, o güne kadar kıyımdan kurtulan ne kadar ev, duvar, antik kalıntı var ise o günün kısıtlı imkanları ile büyük bir gayretle gereken tespitler yapılıyor ve kayıt altına alınıyor. Korunması gerekli kültür varlığı olarak tespit edilen yapıların bir kısmı halen korunmuş durumda, bir kısmı ranta kurban gidiyor vs. Bu arada Adalar genelindeki kısmi olarak kalan arkeolojik kalıntılara “birkaç eski duvar” gözüyle bakan bir güruh ortaya çıkıyor “korunmasına gerek yoktur”,”kalıntı yoktur” gibi düzmece raporlarla bu yerlerde de kıyımlar yapılıyor, inşaatlar dikiliyor. Şu anki Büyükada Maden Bölgesindeki VI. Yüzyıldan kalma “Kadınlar Manastırı” gibi yerlere zamanında “kalıntı yoktur” raporları düzenlenirken şimdi de kalan parçaları kurtarmak ve arkeolojik araştırma yapmak için üzerindeki yapılardan arındırılacak ve çalışma yapılacak.
Adalar’da Kadınlar Manastırı gibi Bizans ve daha eski dönemlerden kalma kalıntılar bulunmaktadır. Burgazadası İmparator Romanos Diyojen Kalıntıları, Sedefadası Kalıntıları vs. ama bunların içinde en trajik durumda olanı Büyükada’da eski Yukarı Macar şimdi ki 23 Nisan Caddesi üzerindeki saat kulesinin karşısından başlayıp Anadolu Kulübü’ne kadar uzanan 1900’lerin başındaki resimlerde ve 1960 lı yıllardaki filmlerde bile çıplak gözle gözüken duvar ve duvar çevresindeki eski yerleşim kalıntılarıdır. Bu duvarla ilgili olarak 1980 li yılların başında o yıllardaki kaçak LİDO inşaatı sırasında yol çökmesi ile ortaya çıkan ve alelacele yok edilen kısım ,daha sonra 1980 li yılların sonunda belediyenin yol çalışması sırasında oluşan bir çökmede ortaya çıkan kısım, müteakip defalar bildirilmesine rağmen tescile gerek görülmeyerek kaderine terk edilmiştir.Yaklaşık 6 sene önce eski After Eight Disco bahçesinde kalan kısımlarda kaçak otel yapılması sebebiyle üst set, alt set ve tescilli ağaçlar ile beraber yok edilmiştir. Çok yakın bir zamanda LİDO’nun bahçesine yapılan kaçak rezidans inşaatının temel çalışmaları sırasında duvarlarda ve zeminde yeniden izler çıkması üzerine ilgili firma tarafından hızlı bir şekilde projede olan bodrum yapılmadan hemen bir temel atılarak ve duvar güçlendirilerek yeniden yok edilmiştir. Bu duvarın halen açıkta olan kısımları 21 ada 4-5-7-12-17 ve 18 parselde açıkta, bina altında, bina arkasında vb. durumda görülebilir durumdadır.
T.C. Anayasasının 63 üncü maddesi “Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır”
2863 sayılı kanun Madde 7 : “Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespiti, Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde ilgili ve faaliyetleri etkilenen kurum ve kuruluşların görüşü alınarak yapılır”
Sorumluları göreve çağırıyoruz ve yetkililere soruyoruz;
NOT: Konuyla ilgili resimler daha sonra yapacağımız geniş haber de Adalılarla paylaşacağız. Gazetemize gelen ihbar ve belgeleri titizlikle inceledikten sonra yayınlayacağız…
Şükrü ABANOZ