Ülkemizdeki koruyucu ruh sağlığı ve ruh sağlığı tedavi hizmetlerinin amacı ruh sağlığı hizmetinin birinci basamak sağlık kurumlarında bir kamusal hizmet olarak yaygınlaştırılması, ücretsiz ve ulaşılabilir bir niteliğe kavuşturulması, bunun yanında“ruh sağlığının geliştirilmesini” sağlayan bir toplumsal sağlık projesinin yaşama geçirilmesidir.
RUH SAĞLIĞININ TOPLUMSAL BOYUTU
Sağlık dendiğinde çoğunlukla beden sağlığı anlaşılmaktadır. Sağlık, ruh sağlığı ve beden sağlığının bütünüdür. Ruh sağlığı olmadan sağlık olmaz.
Beden sağlığı ruh sağlığını da etkiler: Birçok kişide bedensel hastalık ortaya çıkabilir. Beden hastalığı olanlar ciddi ruh sağlığı sorunlarıyla karşılaşma riski altındadır. Hem bu bedensel hastalığın kendisi hem de tedavi süreci kişide düşünce ve duyguları etkiler. Ciddi bedensel hastalıklar insanda belirsizlik, gelecek endişesi, umutsuzluk; ağrı veya ameliyatla başa çıkma, tedaviye alışma, hastalığın yarattığı yeti yitimine uyum sağlama güçlüğü, başkasına bağımlı olma korkusu yaratır.
Öte yandan, ruh sağlığı genel sağlıkla bağlantılıdır. Ruhsal hastalığı olan kişilerde bedensel sağlığa yönelik olumsuz-zararlı davranışlar artar, ruhsal sorunlar ve stres diğer bazı bedensel hastalıklara zemin hazırlar ya da var olan bedensel hastalıkların gidişini kötüleştirir.
Ruhsal hastalıklar yaygın kanının tersine toplumun küçük bir kesiminde değil, geniş bir nüfusta görülür. Ruhsal hastalıklar kişinin gerçekle ilişkilerini bozacak derecede ağır akıl hastalıklarıyla sınırlı değildir. Hatta bu tür ağır hastalıklar bütün ruhsal sorunların küçük bir oranını oluşturur. Öte yandan söz konusu ağır ruhsal hastalıklar da günümüzde tedavi edilebilen hastalıklar kapsamındadır ve bu hastalığı olanların tedavi haklarını eksiksiz kullanmaları yönünden etkin bir toplumsal düzenlemeye gereksinim duyulmaktadır.
Ruhsal hastalıklar toplumun bütününü ilgilendiren bir sorundur Ruhsal hastalıklar sık görülür. Sıklığı ve yaygınlığı giderek artmakta toplumun her kesimini etkilemektedir. Ruhsal hastalıklar tedavi edilmezlerse bireysel, toplumsal ve maddi kayba neden olmaktadır. Günümüzde insanların % 25’i- her dört kişiden biri- yaşamlarının bir döneminde ruhsal hastalıklardan etkilenmektedir. 75 yaşına gelmiş kişiler arasında herhangi bir ruh hastalığı yaşamış olanlar yarıdan daha fazladır (% 50.8). Belli bir zaman diliminde nüfusun %10’unda ruhsal hastalık görüldüğü bildirilmektedir.
Bugün dünya üzerinde 450 milyonu aşkın insanın ruhsal sorunları olduğu, 20 milyonu aşkın kişinin de ruhsal sorunlar nedeniyle yardım arayışı içinde olduğu bilinmektedir. Birçok birey ruhsal davranışsal sorunları nedeniyle birinci basamakta (sağlık ocaklarında) yardım aramaktadırlar. Birinci basamak sağlık kuruluşlarına başvuran yaklaşık her dört kişiden birinin ruhsal sorunlar nedeniyle başvurduğunu ve yeterli tedavi hizmeti alamadığı bilinmektedir. Ruh sağlığı sorunu olanların en az bir yakını olduğu düşünülürse ruh sağlığı sorununun toplumun önemli bir kesimini, hatta tamamını doğrudan ilgilendirdiğini söylemek abartı sayılmamalıdır.
Ruh sağlığı sorunları yeti yitimine yol açar: Yeti yitimi kişinin kendinden beklenen iş, okul, ev, toplumsal roller ve kendine bakabilme işlevlerini giderek yitirip üretici niteliğini ve sosyalliğini kaybetmesi ve görevlerini aksatması anlamına gelir. Birçok hastalıkta kişide yeti yitimine yol açan olumsuz etkiler ortaya çıkmaktadır. Ruh sağlığı sorunları kişide yeti yitimine yol açması bakımından tahmin edilenin tersine ön sıralarda yer almaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün bir araştırmasına göre, dünyada yeti yitimine en çok yol açan 10 hastalıktan beşini ruhsal hastalıklar oluşturmaktadır. Bu hastalıklar sırasıyla Depresyon, Alkol kullanımı, Bipolar bozukluk, Şizofreni ve Obsesif Kompılsif Bozukluktur. Anksiyete bozuklukları, Depresyon, Bipolar
Bozukluklar ve Şizofreni yeterince tedavi edilemediği zaman daha çok işlev ve işgücü kaybı ve ailesel sorunlara yol açmakta, hastalığının yaygınlığının ve tedavi maliyetlerinin artmasına katkıda bulunmaktadır
DÜNYADA EN ÇOK YETİ YİTİMİNE NEDEN OLAN 10 HASTALIK:
1. Depresyon
2. Demir eksikliği anemisi (Kansızlık)
3. Düşme ve ev kazaları
4. Alkol kullanımı
5. Kronik kısıtlayıcı akciğer hastalığı
6. Bipolar bozukluk
7. Doğumsal anomaliler
8. Osteoartritis
9. Şizofreni
10. Obsesif kompülsif bozukluk.
Ülkemizin 15-55 yaş arasındaki nüfusunda da en yaygın hastalıklar içinde depresyon ve anksiyete bozuklukları ilk beşte yer almaktadır (1. İnfeksiyon hastalıkları, 2. Mide barsak sistemi hastalıkları, 3. Tansiyon yüksekliği, 4. Eklem hastalıkları, 5. Depresyon ve Anksiyete bozuklukları).
Ruh sağlığı sorunu olanlar tedaviye başvurmaktan kaçınmaktadırlar. Ruhsal sorunu olanların toplumdan dışlanmadığı bir tarihsel geçmişimiz olduğu halde, günümüzde kentleşme ve nüfus artışı gibi nedenlerle günümüzde ruhsal sorunu olanların damgalanması ve dışlanması da toplumsal boyutta soruna yol açmaktadır. Damgalama ve dışlama bir yandan ruh sağlığı sorunu olanların tedavi başvurusundan kaçınmasına yol açmakta, öte yandan da ruh sağlığı sorunlarının çözümüne ilişkin hiçbir geliştirme çalışması yapılmaması sonucunu vermektedir.
SONUÇ İTİBARİYLE:
HER BİREYİN AKIL VE RUH SAĞLIĞI İLE PROBLEMLERİ OLABİLİR gelin onlara karşı daha duyarlı olalaım ve problemi olanları tedavi süreçlerinde yardımcı olalım.
Adalar Toplum Sağlığı Merkezi
EĞİTİM ŞUBESİ