İstanbul – 27 Mayıs 2025 – Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk askeri darbesi olan 27 Mayıs 1960 müdahalesinin üzerinden 65 yıl geçti. Başbakan Adnan Menderes ve Demokrat Parti hükümetini deviren darbe, Türkiye’nin siyasi ve toplumsal hafızasında derin izler bıraktı. Darbe sonrası yargılamaların yapıldığı ve Menderes ile iki bakanının idama mahkum edildiği Yassıada, bugün “Demokrasi ve Özgürlük Adası” adıyla anlamlı bir dönüşüm geçirmiş durumda.
2013 yılında ismi değiştirilen ve 2019’da kapsamlı bir yeniden yapılanmanın ardından ziyarete açılan Demokrasi ve Özgürlük Adası, 2025 yılında da aktif olarak ziyaretçi kabul ediyor. Ada, darbenin karanlık günlerini unutturmamak ve demokrasi bilincini pekiştirmek amacıyla önemli bir merkez haline geldi.
Bir zamanlar askeri mahkemelerin kurulduğu ve siyasi tutukluların barındırıldığı Yassıada, bugün modern tesislere ev sahipliği yapıyor. Adada;
125 odalı bir otel,
600 kişilik bir konferans salonu,
1.200 kişi kapasiteli bir cami,
27 Mayıs Müzesi, Adnan Menderes Müzesi ve Demokrasi ve Özgürlükler Müzesi gibi çeşitli müzeler,
Sosyal tesisler, açık hava sergileri ve anıtlar bulunuyor.
Bu tesisler, adanın hem tarihi misyonunu yerine getirmesine hem de kültürel ve turistik bir cazibe merkezi olmasına olanak tanıyor. Ziyaretçiler, özellikle “Karanlıktan Aydınlığa Açık Hava Sergisi” gibi alanlarda darbe dönemine ve Adnan Menderes’in hayatına dair detaylı bilgiler edinebiliyor. Ada, Türkiye’nin siyasi tarihinin önemli bir dönemine ışık tutan 17 farklı yapıyı bünyesinde barındırıyor.
Demokrasi ve Özgürlük Adası, 2025 yılında da çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Örneğin, 30-31 Mayıs 2025 tarihlerinde “III. Uluslararası Aile Sempozyumu”nun adada düzenlendiği biliniyor. Ziyaretçiler, Kadıköy İDO terminalinden kalkan düzenli seferlerle adaya ulaşım sağlayabiliyor. 2025 yılı itibarıyla tam bilet ücreti 700 TL, indirimli bilet ise 350 TL olarak uygulanıyor.
Adanın bu kapsamlı dönüşümü, zaman zaman çevresel etkileri nedeniyle tartışmalara da konu oldu. Özellikle inşaat sürecinde deniz ekosistemine olası zararlar verildiği yönünde eleştiriler gündeme gelmişti. Bu durum, adanın tarihi ve kültürel misyonu ile ekolojik denge arasındaki hassasiyeti bir kez daha gözler önüne seriyor.
27 Mayıs Darbesi’nin 65. yıl dönümünde Demokrasi ve Özgürlük Adası, acı hatıraların anıldığı, derslerin çıkarıldığı ve demokrasiye olan bağlılığın vurgulandığı bir mekan olarak, Türkiye’nin yakın geçmişiyle yüzleşmek ve geleceğe daha güçlü adımlar atmak isteyen herkes için önemli bir durak olmaya devam ediyor.
