Aziz Nesin kimdir? Aziz Nesin nereli? Aziz Nesin hayatı ve biyografisi

Aziz Nesin, yazdığı şiirlerle adını Türk tarihine yazdıran önemli şairlerimizdendir. 20 Aralık 1915 tarihinde doğdu, 6 Temmuz 1995 tarihinde de …

Aziz Nesin kimdir? Aziz Nesin nereli? Aziz Nesin hayatı ve biyografisi
Yayınlama: 21.06.2021
Düzenleme: 13.12.2022 15:17
A+
A-

Aziz Nesin, yazdığı şiirlerle adını Türk tarihine yazdıran önemli şairlerimizdendir. 20 Aralık 1915 tarihinde doğdu, 6 Temmuz 1995 tarihinde de hayata gözlerini yumdu. Edebi akımı toplumcu gerçekçilik olarak bilinmektedir. İşte kısacaAziz Nesin hayatı ve biyografisi

AZİZ NESİN KİMDİR?

Asıl adı Mehmet Nusret Nesin’dir 20 Aralık 1915’te Heybeliada’da doğmuş, 6 Temmuz 1995, Alaçatı’da hayatını kaybetmiştir. Bilinen adıyla Aziz Nesin, kısa öykü, tiyatro ve şiir dallarında pek çok yapıtı bulunan Türk mizah yazarıdır.

Aziz Nesin, 20 Aralık 1915’te Heybeliada’da doğdu. Babası Abdülaziz Bey Giresun’un Şebinkarahisar ilçesine bağlı Gölve köyünden gelerek İstanbul’a yerleşti ve bahçıvanlık yaparak geçimini sağladı.

Öğrenim hayatı

Aziz Nesin, 1924’te Süleymaniye’deki adı daha sonra İstanbul 7. İlkokulu olarak değiştirilecek olan “Kanuni Sultan Süleyman İptidai Mektebi’nin 3. sınıfına girdi. İki yıl Darüşşafaka Lisesi’nde okuduktan sonra, 1935’te Kuleli Askeri Lisesi’ni, 1937’de Ankara’da Harp Okulu’nu bitirip teğmen oldu. Son olarak 1939’da Askeri Fen Okulu’nu bitirdi. Bu dönemde bir yandan da Güzel Sanatlar Akademisi Süsleme Bölümü’ne devam etti. Bir röportajında ona bu eğitim hayatının “Fikri takip” dedikleri şeyi getirdiğini belirtmiştir.

Çalışma hayatı

Aziz Nesin, Kara Harp Okulu’nu bitirmesinin ardından asteğmen rütbesiyle orduya katıldı. 1941’den başlayarak II. Dünya Savaşı yıllarında 2 yıl Trakya’da çadırlı ordugâhta görev yaptı. 1942’de Erzurum Müstahkem Mevkii İstihkam Taburu Bölük Komutanlığı’na atandı ve bir bomba kazasında yaralandı. Erzincan’da depremde yıkılmış bir cephaneliğin boşaltılmasıyla görevlendirildi. 1944’te Ankara’da Harp Okulu’nda açılan ilk tank kursuna katıldı. Aynı yıl Zonguldak’ta uçaksavar top mevzileri yaptırmakla da görevlendirilir. Üsteğmen rütbesindeyken “görev ve yetkisini kötüye kullandığı” suçlamasıyla askerlikten uzaklaştırılır.

Oğlu Ateş Nesin babasının köylülere ekmek dağıtmasının bahane olarak gösterilerek askerlikten atıldığını düşünüyor. Halk arasındaki yoksulluk, üniversite ve ordu mensupları arasında muhalefetin oluşmasına sebep olmuştur. Takma adlarla gazete ve dergilere şiir ve deneme yazılar gönderen Aziz Nesin, takma adlarla yazdığı deşifre olunca askeri istihbarat tarafından yakın takibe alınmıştır. Kars’taki bölüğünü tahliye sırasında yolda karşılaştığı köylülerin askerden erzak dilenmesi üzerine, askerin tayınlarının bir bölümünü köylülere dağıtır. Bunun üzerine açılan soruşturmayla askeri mahkemede alınan kararla ordudan atılır.

Özel hayatı

Aziz Nesin, iki kere evlenmiş, Vedia Nesin ile yaptığı ilk evliliğinden Oya (d. 1940) ve Ateş Nesin (d. 1942); Meral Çelen ile yaptığı ikinci evliliğinden ise Hüseyin Ali (d. 1956) ve Ahmet Nesin (d. 1957) adlarında toplam dört çocuk sahibi olmuştur.

Mizah ve sanat anlayışı

Yapılan bir röportajdan alıntı… Aziz Nesin; mizahı, sanatçıyı ve sanatını şu şekilde tanımlamaktadır.

« …Mizah deyince halk yararına işlevi olan görevci mizahı anladığımı baştan söylemeliyim…Beni mizah yazarlığına iten etken, o günkü ortamın koşullarıydı. Kısaca şunu söyleyeyim; genellikle yoksunluk ve yoksulluk, yaşamından gelen bir kızgınlık, öfke, bir hınç alma biçimidir mizah…Her zorluk, her acı çeken ille de mizahçı olmaz elbet, ama bu ağır koşullar kişinin mizahçı yeteneğini geliştirir…Mizahçının yetişmesi için gerekli bireysel koşuldan da anlaşılacağı üzere, mizah, bir yıkıcılıktır. Mizahçı kırgınlıklarını, nefretini, kinini, öfkesini, hıncını, bilinçli bir biçimde gerçekten yıkılması gereken hedefe yöneltebilir ve mizah silahını halk yararına kullanabilirse, bir olumlu yıkıcı olur…Sınıfsal bilinci olan her yazar, ister istemez güdümlü olduğunu, kendi kendini güdümlediğini bilir.Sınıfsal bilince sahip bir yazarı, bir sanatçıyı güdümlü kılmak hiçbir politikacının hiçbir yönetmenin haddi değildir… Sanatın işlevi?…Bu konuda başkalarınınkine uymayan düşünceler içindeyim…Sanatçının kendini, kendi sınıfıyla özdeşleştirmesi koşuluyla, sanatın işlevi, sanatçının kendini dışlaması, varlaması, ortaya koyması demektir. Sınıfıyla özdeşleşmiş olduğundan, kendini anlatırken sınıfını anlatmış olur.

Kaynak: Antoloji.com -Aziz Nesin

Bir Yorum Yazın

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.