Merhaba, Nasılsınız? Günleriniz nasıl geçiyor? Hamdolsun demeyi öğrenmeliyiz zira kötünün de kötüsü var fakat iyisi ile kötüsü ile yaşanması gerekenleri, bazen de kişinin layık olduğu yerde olamayışının verdiği sıkıntıları da göz önüne alırsak yaşamın her zaman kolay olmadığını görürüz. Olsun, yine de azimli olmalıyız. Kararlı ve istekli olana Tanrı da yol gösterir. Bizler hep iyi şeylere lâyığız. İyilikler, güzellikler gökten yağıyorsa veya insanlar iyilik dağıtabiliyorsa, âlâ, biz de payımıza düşeni yaşarız ve yaşatırız ama aksayan bir durum varsa işte o zaman iyi günde olduğu gibi kötü günü de paylaşıp duruma hâkim olur, düzeltme yoluna gideriz. Keşke herkes benim gibi düşünse.
Bu sabah, Kınalıada iskelesinin karşı yokuşundan meydana inerken beni sevindiren, şaşırtan ve hayranlıkla izleten bir şeye rastladım. Adamızın o çok fedakâr temizlik görevlilerinden kır saçlı, bıyıklı olanı mesai saati olmadığı halde, eline aldığı birkaç market poşeti ile sakin sakin gördüğü çöpleri topluyordu. Hanımlar, Beyler, Çöp toplama işi adamızda sorun oldu. Görevli sayısı az ve çalışma saatleri yetersiz olabilir ama bu işte bizim de hatamız yok mu? Defalarca yazıldı, anlatmaya çalışıldı ama maalesef yine de ikamet kayıtlarını yeterince adalara alamadık dolayısıyla Belediyelerce adalara verilen hizmet yeterli olamadı.
Bu duruma biz el veremez miyiz? Elimizi kolumuzu bağlayıp sineklerle akrabalık yapacağımıza, çöplerimizi temiz bir şekilde çöp kutularına atsak, çöp poşetleri kullansak, kapımızın önünü temiz tutsak, sokakları kirletmesek olmaz mı? Çöp toplama kampanyası düzenleyemez miyiz? Çocuklarımız, gençlerimiz, çevrecilerimiz, hanımlarımız, emeklilerimiz, gerekirse maşalarla çöpleri toplayıp, sahillerimizden başlayarak esaslı bir temizlik yapamazlar mı?
Bizler temiz bir çevreye lâyık değil miyiz? Başkaları yapamıyorsa, biz yaparız. Çünkü biz temiz yaşarız.
Sosi Cındoyan