Her sene bir kaç kişinin öldüğü Büyükada Aya Nikola’da kıyı ve deniz altı temizliği düzenlendi. Temizliğe İstanbul’daki farklı okullardan gelen öğrenciler katıldı. Temizlik etkinliğini Lucian Arkas’ın sponsoru olduğu TURMEPA tarafından yapıldı.
TURMEPA Çevre Mühendisi Şeyda Dağdeviren Hill yaptığı açıklamada; “Akdeniz’i Temiz Tutalım” kampanyasına değindi. Dağdeviren, “Kampanya 21 Akdeniz’e kıyısı olan ülkede eş zamanlı olarak gerçekleştirilmektedir. Uluslararası temizlik gününde, kıyı ve deniz altı temizliği yapıyoruz. Amacımız Akdeniz’deki kirlenmeye dikkat çekmek. Çünkü Akdeniz, konumu itibariyle jeopolitik açıdan çok önemlidir. Hem turizm hem deniz taşımacılığı hem de su ürünleri açısından çok önemli olan bu denizimiz kirlenmesin.” dedi.
Kıyıda 361 kilogram! Deniz altında ise 25 kilogram olmak üzere toplam 386 kilogram plastik, metal, cam ve kağıt gibi çeşitli maddelerden oluşan atık toplanmış. Öğrencilerimizin ve gönüllülerimizin ellerine sağlık diyoruz. Eğer başka bir amacı yoksa tamamıyla temizlik amacı ile bu şaibeli yere gelindi ise TURMEPA’yı da kutluyoruz!
Ancak gazetecilik, her taşın altına elini sokmak, karıştırmak ve altında bir bit yeniği var mı diye sorgulamaktır. Bu sebeple aklımıza takılan bazı konuları siz değerli okurlarımızla paylaşmak, sizi ve ilgili kurumları işin başka boyutu olabileceği konusunda bilgilendirmek istedik.
Her sene ölümlerin yaşandığı bu şaibeli plajda daha önce bilirkişi raporlarımızla uyardığımız yer için ne önlemler alınmıştır merak ediyoruz. Mesela; Adalar Belediye Eski Başkanı Mustafa Farsakoğlu ve ekibi tarafından Ayanikola koyu olarak bilinen mahale Adalar’da yapılan inşaat yıkımlardaki demirli beton parçalarının dolgusu ile oluşturulan bir plajda temizlik yapılmıştır. Kıyıdan denize kadar olan sahil şeridi demirli beton parçaları ve betonun içinden sökülemeyen profiller ile dolu olduğundan malum plajın deniz tarafı tamamı ile adeta mayın tarlası gibi insan hayatına zarar verecek sert, keskin malzemeler ile dolu olduğu biliniyor.
Adalar Belediyesinin bu inşaat blokajından sonra firmalara kamyon kamyon kum getirip denizin içine döktürmüş olsa da kuvvetli lodos tarzı fırtınalarda derin dalga boyları/genişliklerinde bu inşaat dolgularının üstünü açmakta ve betonların keskin köşeleri ile demir parçaları ortaya çıkmakta ve adeta ölüm plajı haline gelmekte olduğu bilinmektedir. Adaların dört bir tarafından denize giren binlerce kişi var iken geçen sene 15 gün ara ile iki gencimizin ölmesi ile dikkatler yine Adalar Belediyesinin işlettiği plaja çekmişti. Belediyenin özel şahısların işlettiği plajları denetleyip halkın can güvenliğini kontrol etmesi gerekirken kendi işlettiği plajda yaşanan ölüm olayları ile savcılığın belediyenin hizmet kusuru olup olmadığının soruşturması sürdüğü ve bilirkişi raporunda belediyenin kusurlu olduğu gelen haberler içindedir.
Her yıl belediyenin işlettiği ölüm plajının kıyı şeridinin deniz yüzeyi Lucien Arkas’ın sponsoru olduğu TURMEPA ‘nın gönüllüleri tarafından temizlik yapılmaya başlanmış, gönüllüler ve öğrenciler ve bir dalış okulu dalgıçları tarafından tonlarca kaçak moloz dökülen ve her sene ölümlerin olduğu bu yerde denildiğine göre de deniz altından 25 kg deniz dibi çöpü toplandığı ifade edilmiştir. Bize göre bu ifade çok inandırıcı gelmiyor. Niye derseniz, kıyıda 361 kilo yani yarım tona yaklaşan kağıt, cam vs. ne toplanmıştır. Acaba 361 kg denizin altından mı çıkmıştır? Çünkü plaja dökülen tonlarca kaçak moloz vardır. Bunların arasından inşaat demiri vs. çıkartıldıysa ancak bu rakama ulaşılabilir. Şu an adli makamların soruşturma kapsamında olan ve sıkıntılı bir süreçten geçen Aya Nikola Koyu’ndaki bu temizliğin zamanlaması da bize çok manidar geldi. Ölümlerin olduğu ve adli bir soruşturmanın sürdüğü plajda dalgıçlar ne temizlemiştir. Akıllara delil karartma operasyonu diyeceğiz ama ilgili kurumlar herhalde bizim düşündüğümüz bu olasılığı düşünecektir. Temizlik için Büyükada’ya gelen gönüllülerin burada dönen dolapları bilmesini beklemiyoruz. Bizim ilgilendiğimiz işin içinde olan yöneticilerin insanları buralara yönlendirmeleri ve bir yerlere mesaj vermeleri olasılığı. İşte bizde gazeteci olarak bu olasılığı inceleyeceğiz.
Burada yapılan temizlik etkinliği tamamen tesadüf ve iyi niyet çerçevesinde yapılmış olabilir. Ancak yukarıda belirttiğimiz gibi gazeteci olarak görünen kısımların değil olayların görünmeyen kısmı yani altında başka ne amaç olabilir bunları araştırmak bizim görevimiz.
Büyükada Aya Nikola Koyu’ndaki temizlik etkinliğini organize eden TURMEPA ve kuruluşun sponsoru da Arkas Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas. Doğal olarak Adalar Belediyesi ile yakın ilişkide olan Lucien Arkas, TURMEPA’yı devreye soktu ve denizin dibinden tonlarca dökülen kaçak molozun içinden dalgıçlarla 25 kg veya daha fazla çöp topladı ise aklımıza ilk olarak ya bu kuruluşları buraya yönlendirenlerin soruşturması süren plajı temizletip bir yerlere ‘Bak bu kuruluşlar bu yerin arkasında’ mesajı vermek olabilir ya da Lucien Arkas Troçki’nin evini de satın almıştır veya alacaktır (geçen sene Troçki’nin evini de satın almaya çalışıyordu) tadilat adı altında esaslı onarıma başlayacaktır.
Arkas’ın geçen sene 14. İstanbul Bineali “TUZLU SU: Düşünce Biçimleri Üzerine Bir Teori” adı altında sahibi olduğu yada olacağı denize sıfır gayrimenkullerinin deniz kıyılarını ufak ufak doldurmanın planları için 14. İstanbul Binealini kullandığını anlamamak için saf olmak lazım.
Neden derseniz? Bilindiği üzere Büyükada’daki meşhur Troçki’nin evinin olduğu parselin olduğu adanın tamamını Lucien Arkas almış ve 130 ada 5 parseldeki arsaların (8-9-10-11 parsellerde kendisinin) üzerlerindeki gayrimenkullerin bakım onarım adı altında inşaatlarına başlamıştı. Gazetemizin yakından takip ettiği bu inşaatlar için bilirkişi raporları ve inşaatlar sırasında İBB Anadolu Yakası zabıtalarının tuttukları tutanaklar ve buna mukabil Adalar Belediyesi mıntıka mühendislerinin herkesi güldüren Lucien Arkas yanlı tutanaklarını yayınlamıştık. (https://adagazetesi.com.tr/bogazin-zarrafi-varsa-adalarin-da-arkasi-var.html) Adalar Belediyesi Lucien Arkas’ın sahillerde göz göre, yapılan güncel inşaat fotoğrafları çekile çekile yaptığı deniz dolguları üzerlerine dökülen demirli betonlar ile rıhtımlar, beton iskeleler, yapılan rıhtım önlerindeki denizin derinleştirilmesini, sahil şeridindeki binalarının yeniden inşa edilmesine, projesinde bodrum katın iskan edilemez kaydı olmasına rağmen etrafının tamamen hafredilerek yarı toprak altında kalan bodrum katı her tarafı açık tam bahçe katı haline getirilip iskan edilemeyen mahallerin iskan edilecek hale getirilmesine, projesinde iki katlı binanın dört katlı yapılmış olmasına göz yummuşlardı.
Adalar Belediyesi ise İstanbul V numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulun ve İBB Anadolu Yakası Zabıtalarının tüm olumsuz raporlarını göz ardı ederek Lucien Arkas’ı kollamış ve komik bir encümen para cezası ile tüm bu kanunsuzlukları ört bas etmişti. İşin en gülünç tarafı Lucien Arkas’ın gayrimenkulü satın aldıktan sonra yaptığı tüm yasa dışı ( 3194-2863-3621 S.K) inşaat uygulamalarının cezai müeyyidelerini gayrimenkulü satın aldığı eski sahibine rücu ettirmesi olmuştu. Encümende Lucien Arkas’ın yaptığı imar, kıyı kanunu, 2863 S.K aykırı inşaat yapması nedeni ile kendisine çıkması gereken para cezaları bile maalesef ancak örneği Türkiye’de oda Prens Adaları’nda görülebilecek şekilde eski sahibine kesilmişti.
Türkiye’nin en zengin 10 ailesinin içinde olan Lucien Arkas’ın bu zenginliğine şaşmamak gerekir. Büyük ticari zekasını Adalar’da satın aldığı parsellerde yaptırmak istediği deniz dolgu ve betonarme iskelelerindeki uygulamalar için Uluslararası 14. İstanbul Bineali’ni kullanmasını bile görmüştük.
Uluslar arası sanatçıları çağırıp Binealin ana teması olan “kolektif ve zamansız bir ortak düşünme deneyinde” adı altında en absürt fikir olarak Türkiye’deki ve Dünyadaki Bineallerde aykırı olabilecek düşünceleri sanata çeviren sanatçıları ikna ederek denizin içinde 2X2 mt genişliğinde denizin içinden yarım metre su üstüne çıkan 15-20 adet kaide üzerine zürafadan tutun gergedana kadar pek çok hayvan heykellerini dikip onların başlarına da çeleng türü uygulamalar ile sanatsal düşüncenin sınırlarını zorlayan sanat türünü kendi emellerine alet ederek kıyı şeridinin önünü sanat icra ediyoruz adı altında ufak ufak doldurmaya başlamıştı. Şu anda Troçki’nin evinin sahilleri önündeki denizin içinde bu kaidelerin sayısı 20 adet ise 20X2 =400 m2 deniz kısım sanat adına doldurulmuştur. Geçen sene 5 Eylül-1 Kasım arası yapılan Bineal sonrası Adalar Belediyesi’nin 400m2 tutan beton kaidelerin kaldırılmasını istememesi ile Adalar Belediyesi’nin de bu deniz doldurulması planının parçası oldukları anlaşılmaktadır. Ne hikmet ise bu olanlar hep Lucien Arkas’ın sahibi ve almaya çalıştığı Trokçi’nin evinin sahil şeridinde oluyor. Bizce TURMEPA temizliğe önce burada başlamalı.
Hiçbir sanat sahillerimizin betonlanmasına vesile olamaz. Sanatın ana temasında yeşili, doğayı korumak varken sanatı bahane ederek denizi doldurma planı Lucien Arkas’ın nasıl zengin olduğununda ipuçlarını vermektedir.
Adalar Belediyesi’nin işlettiği ve her yıl ölümlerin olduğu plajın gösteriş olsun diye yapılan su yüzeyinin temizliğini bırakıp denizin dibindeki ölüm tuzakları haline gelmiş demirli inşaat beton parçalarının, deniz dibinden çıkan demir profillerin temizlenmesi gerekmektedir ki yazın gelmesi ile birlikte denizde yüzenlerin yada iskeleden atlayanların başları beton parçaları veya demir parçaları ile kesilip su yüzeyine bile çıkamadan kendilerini kaybedip boğulmaların önlerine geçilmelidir.
Ayrıca, acilen denizin içinden su üstüne yarım metre çıkan yaklaşık 400m2 tutan beton kaideleri yerinden kaldırılması gerekmektedir. Korkumuz denizin içindeki kaideleri birleştiren bir beton dökülerek Troçki’nin sahilinin de beton ile doldurulması ve yeni deniz dolgusu ile karşılaşmamızdır. Ayrıca Lucian Arkas tarafından kapatılan denize inen devlet yolunun (Şair Celal sokak) önündeki demir parmaklıkların kaldırılarak halkın sahillere inişinin sağlanmasını temin etmeleridir.
Sonuç olarak, Aya Nikola Koyu’ndaki temizlik etkinliğinin zamanlaması, perde arkasındaki kişilerin bir yerlere mesaj mı verdikleri yoksa tamamen tesadüf mü olduğunu yoksa delil mi karartıldı okurlarımızın takdirine bırakıyoruz.
Şükrü Abanoz