Bir de Buradan Bakalım

Bir de Buradan Bakalım
Yayınlama: 15.05.2025
A+
A-

Yaşadığımız günlerin telaşı arasında biraz durup beklemeyi ve etrafı açık gözle incelemeyi düşünüyorum. Bir İstanbullu olarak, özellikle beş-altı yıl önce Adalar ilçesinde faytonların âdeta bir baskınla “yasaklanmasına” bakarak, durumdan vazife çıkaran ve açıkça yetkisini aşan şehrin eski belediye başkanına, söylemem gerekirse, muhabbet beslemiyorum. Kendisinin siyasi hırslarını dizginleyemediği kanaatindeyim. İstanbul ve Adalar ilçesiyle asla ilgilenmediğini, kendine çizdiği, İstanbul’u çok aşan kariyer planında asli görevini ihmal edecek kadar başarısız olduğunu düşünüyorum. Ancak, bunlar şu an kişisel mülahazalar olarak bir kenarda beklemeli. Çünkü söz konusu kişi, devam eden pek çok yolsuzluk ve suistimal davasından ciddi suçlamalarla tutuklu durumda. Hadise adalete intikal ettiğinden, benim şimdi söyleyecek sözüm yok. Lâkin, bu şahsın destekçisi gibi görünen bazılarının peşin hükümle “Yok, bizim oğlan öyle ayıp şeyler yapmaz” mealine gelen yakınmalarla gösteri yapması ve mahkeme sürecine hukuk dışı müdahale çabalarını esefle izliyorum. Eğer durum onların inandıkları gibi ve suçlamalar “asılsız” ise, yapılması gereken mücadele, mahkemede isnat edilen suçlamalara karşı kendilerini savunmaları ve sonunda beraat etmeleridir. Ancak nedense, esasa dair hiçbir savunma yap(a)madan, sokaklarda “Bu bir siyasi yargılama!” feryadıyla kuru gürültü çıkarmalarını ibretle seyrediyorum. Dediğim gibi, bu beni ilgilendirmeyen bir durum; sonucunu herkesle birlikte bekleyerek göreceğiz.


İflah olmaz bir at ve fayton sevdalısı olmam hasebiyle, faytonların kaldırılmasına karşı birlikte mücadele ettiğimiz, makaleler yayımladığımız, televizyon programlarına katıldığımız bazı dostlarımın, fayton meselesinde yakın geçmişte yaşananlara aykırı olarak, açıkça muhalifi olduğumuz bu şahsı şimdi hararetle savunmalarına üzülüyorum. Bu onların tercihidir diyorum ve faytonun yeniden canlandırılması konusunda hâlâ fikir birliğinde olduğumuzu varsayarak, burada aleyhlerinde bir beyanda bulunmaktan imtina ediyorum. Eski dostların kıymetini unutmayacak bir yaşa gelmiş olmamın bunda etkisi olsa gerek.


Fayton için birlikte mücadele etmek diye yola çıktığımızda, çok mühim bir anlayışı baştan zımnen kabul ettiğimizi açıkça söylemeliyiz. O mücadele grubu içindeki bizler, farklı fikir ve zikirdeki unsurların birlikte hareket edebilmesinin sebebi, asla birbirinin aynısı “şeylere” inanıp “bir” olmamız değil; farklı fikirlerimize rağmen, sadece faytonun yeniden canlandırılması konusunda “birlikte” olmaya niyetlenmemizdir. Baktığım yerden durum bu kadar açık ve nettir. Faytonu istiyorduk; hâlâ da istiyoruz. Ve işte tam da bunu istemeyenlerle, sadece bu zeminde ve faytonu geri getirmek için mücadele ediyoruz. Gerisi, benim açımdan tamamen konunun dışındadır.


Yeni durumun, ilçemizdeki fayton uygulamasını bir şekilde hayata geçirmekte faydalı olabileceğini öngörüyorum. Faytonun kaldırılması hatalıydı. Muhtemelen devlet aklı, bu hatadan dönme ferasetini gösterecektir. Baktığım yerden, en asgari seviyede bir özürle, büyük bedeller ödemeden, hatta bir nevi kurtarıcı bir edayla faytonu geri getirmek mümkündür. Zamanın konjonktürü, siyasi irade isterse gayet uygundur. Neden olmasın? Vakit şimdidir ve seviyeli bir talep takibiyle gündem şartları kullanılabilir.
Sevgili ilçemizde sadece faytonlar değil, binicilik hayatının da canlandığını görmek mümkündür.

İstanbul’umuzun yarış hipodromu ve sayıları 300 civarında olan irili ufaklı binicilik tesislerine, tarihi en az 175 yıllık Adalar atçılığının katılmaması için hiçbir geçerli sebep yoktur. Nispeten yeni kurulan semtler atçılıklarıyla övünürken, adeta sultanî bir atçılığa, yani arabacılık sanatına hakkıyla sahip ilçemizin boynu bükük ve yoksun bırakılması reva değildir! Adalar, âdeta karmik bir düzeyde atlar ve faytonlarla beraberdir. Bu gerçek, mülki erkân tarafından ikonik bir şekilde itibar unsuru olarak kullanılabilir. Kaymakam ve belediye başkanının imparatorluk ihtişamı taşıyan makam at arabaları olsa, hatta bu devlet memurları ve maiyetleri ata binse, Adalılar da onlara at sırtında refakat etse, cennet ilçemiz bir anda cihanşümul bir şöhrete kavuşmaz mı? Atlı polis, bütün Adalarda pekâlâ görev yapabilir. Hem asayişin sağlanması hem de itibarlı bir görüntü için atlı polis âdeta bir timsaldir ve devlet ciddiyetini mükemmel bir şekilde taşıyabilir.
Baktığım yerden, bir at arabacılığı teşkilatı kurulmalı ve mutlaka bir atçılık konfederasyonu üst yapısında temsil edilmelidir. Bunun için ilçemiz biçilmiş kaftandır. Bir düşünürün vaktiyle mealen dediği gibi: Benim de bir rüyam var! Böyle bir Ada hayal ediyorum…


Vakt-i şerifleriniz atlı, faytonlu ve hayırlı olsun!
Emin Mahir Başdoğan
1967-87 arası eski Adalı,
şimdi yeniden Ada’ya taşınan yeni Adalı

Bir Yorum Yazın

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

ReCAPTCHA doğrulama süresi sona erdi. Lütfen sayfayı yeniden yükleyin.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.