Büyükada’da Büyükada Cemevi Muharrem Ayı dolayısıyla aşure lokması dağıttı. Büyükada Saat Meydanı’nda düzenlenen etkinliğe yerli yabancı bir çok kişi katıldı.
Büyükada Cemevi Muharrem Ayı dolayısıyla aşure lokması dağıttığı etkinlikte Alevi Vakıfları Federasyon Başkanı Remzi Akbulut gazetemize günün önemini anlatan bir röportaj verdi.
Alevi Vakıfları Federasyon Başkanı Remzi Akbulut ;
“Kerbela’dan bu yana Hz. Hüseyin’in yezide karşı dik duruşuyla ile ilgili bu inancımız bir yolun bir erkanın var olmasına sebep olmuştur. Bu günkü yolumuz 1400 yıl önce Hz. Hüseyin’in yezide karşı dik duruşuyla başlayan bir olaydır. Yolumuz kıldan ince kılıçtan keskin bir yoldur. 1400 seneden bu yana dedelerimiz kırık sazlarıyla bu güne kadar bu inancımızı taşıyıp getirmişlerdir. Yaklaşık 1993’den bu yana buna katkı olarak derneklerimiz, vakıflarımız, federasyonlarımız bu inançla ilgili dernekler, vakıflar, federasyonlar kurarak bunun yaygınlaşması için bunu yaşamamız için şehirlerde daha da etkili olmaya başlamıştır. Aleviler için kanın, gözyaşın olduğu her yer Kerbala’dır. Kerbela’dan bu yana Yavuz Sultan Selim’in Şah İsmail ile 40.000 Aleviyi katlettiği bir yer Kerbela’ydı. Dün daha Sivas’da, Maraş’da, Çorum’da, gezide, Ankara’da yapılan katliamların her birisi Aleviler için bir Kerbela’dır. Bu gün mazlumla zalimin belli olduğu bir gündür. Safların belli olduğu bir gündür. Nerede bir mazlum varsa nerede bir gözyaşı varsa nerede bir kan varsa nerede kin ve nefret varsa orası bir Kerbela’dır Aleviler için. Çünkü Alevilerde kin yok, nefret yok, cebir yok, şiddet yok, hoşgörü var. Tüm bu olanların sonunda Hz. Hüseyin ve Hz Peygamberimizin 72 yakınının yezit tarafından katledilmesinden sonra 10 gün, 12 gün orucumuzu tutar ve peşinden aşuremizi kaynatırız. Bu aşuremizin özelliği de ham ile hasın kaynatılarak bir arada kaynamasıdır. Yaklaşık 40-41 çeşit malzeme vardır. Her türlü şeyin iç içe kaynayarak bir arada yoğrulması bir arada olması bir arada yaşaması gibidir ve bizlerde bunu örnek alarak Alevi’si, Sunni’si, Laz’ı, Çerkez’i, Kürt’ü, Türk’ü, Gürcü’sü hepimiz bir arada bir kazanda kaynayacak şekilde birbirimizle bütünleşmeliyiz. Onun için aşuremiz saygıdır, sevgidir, hoşgörüdür, barıştır. Aşuremizin anlamı budur kısacası ve bunun üzerine biz aşuremizi yapıp tüm toplumla paylaşıyoruz” dedi.
