Adalar Belediye Başkanı Dr.Mustafa farsakoğlu Kanal B televizyonunda yayınlanan ortak çözüm proğramına katılarak Adalar’da yasaklanan mekanik gırgır avcılığı ile sorulan sorulara cavap verdi;
Dr.Mustafa Farsakoğlu;
“Bugünkü sirkülerde aşağı yukarı belirlenen koordinatlar ve Adalar’ın 1 mil açığında mekanik gırgırlarla avcılığı yasaklamıştık.Bundan sonra davalar açıldı.Tarım Bakanlığı ile çelişkilerimiz oldu daha sonra ertesi yıl resmi gazete de bizim de bu çabalarımız sonucunda Adalar’da sınırlı bir ölçüde bir yasaklama kararı getirildiğini görüyoruz fakat bu yeterli derecede uygulanamadığı bir gerçek çünkü Tarım Bakanlığı denetim yapıyor.Kültür ve Tabiyat Varlıklarını Koruma Kuruluna başvurduk,belediye de göreve gelince baktık gerçekten bu konuda;daha önce bizim seçim propagandamızda da vardı gırgırla balık avının ne kadar önemli bir yasaklama olduğunu, Adalılar sürekli dile getiriyor bu konuda bir çaba harcayın lütfen diye ısrarla söylediler daha sonra arkadaşlarla görüştüğümüzde gerçekten tahribatın sürekli arttığını belirledik.
Biz aslında bir koruma alanı getirmedik bir yasaklama getirmiştik, yasaklama getirmek hoş bir şey değil insanları yasaklayarak herhangi bir şeye zorlarsanız orada bir takım sıkıntılar var demektir fakat demin arkadaşımız burada herkeste kusur var dedi ama bence burada asıl kusur ülkeyi yöneten insanlarda, bu mücadeleyi yapmak zorunda olan yöneticilerde, Tarım Bakanlığı bu işten sorumlu, Tarım Bakanlığı Su Ürünleri ile ilgili denetim yapmak zorunda,soruyorum İstanbul’da Tarım Bakanlığı denetim yapabiliyor mu? Denizlerde su ürünleri ile ilgili veya Sahil Güvenlik veya deniz polisi çok kısıtlıdır.
Deniz polisini ilk kez Adalar’da kurmuştuk daha sonra Vali İstanbul’da kurduruyor,Yalova’ya gittik orada da deniz polisi kurduk.Gerçekten buralarda çok büyük tahribat olmuş,deniz’in korunması gerekiyor,yaşam su da başlamış yani biz su yu kaybettiğimizde kirlettiğimizde denizlerimizi,okyanusu, kaynak sularımızı kaybettiğimizde kendi yaşam alanımızı yok ediyoruz, zannediyoruz ki kaynaklar hiç tükenmiyecekmiş gibi ama o canlılar tükendiği zaman insan soyu da tükenecek, bir tarafta kirlilik bir tarafta aşırı avlanma,doldurmalar dolgu alanları vs.burada her çeşit kusur var ancak çevre bilinci geçmiş yıllara göre her yıl daha da artıyor,biz kendimizi artık doğanın bir parçası olarak görmek zorunda olduğumuzu daha çok hissetmeye başladık yani doğa ile birlikte yaşamak zorundayız, insanoğlu doğanın bir parçası doğayı tahrip ederek kendi soyumuzu sürdürme şansına sahip olmadığımızı çok acı deneyimlerden sonra öğrendik.
2001 yılındaki yasaktan sonra insanlar inanılmaz bir şekilde oltalarla balık avlamaya başladılar,göçmen balıkları buralarda konaklamaya başladı,büyümeye başladılar,inanın yüzlerce balık tutan vardı bir günde,şaşırdım ben bile balık avlamaya başlamıştım daha sonra bu iki üç yıl sürmüş geri döndüğümde insanlar bol bol balık avladıklarını ve ucuz balık yediklerini bana söylediler sonra denetimlerin yapılmaması nedeni ile kontrolsuz avcılığın sonucu olarak tahribat büyüdü daha sonra bu ağlar binlerce m2 ağ çıkartıldı, balık geliyor bu ağlara takılıyor, dehşete kapılıyorsunuz ve bu balıklar ölüyorlar ayrıca o kurşunlar milyonlarca m3 su yu kirletiyor. Adalar’da 1984 yılında biliyorsunuz sit alanı ilan edilmiş ama biz doğa ve tarihi güzelliklerimizi koruyamamışız,karada koruyamamışız ve aynı şekilde denizde de koruyamamışız.
İlk yaptığımız iş bir dosya hazırlamak oldu, geniş bir çalışma sonucu resimleri ile birlikte Kültür ve tabiyat Varlıklarını Koruma kurumuna resmi bir yazı ile başvuruda bulunduk, çok şaşırdılar ilgi gösterdiler , önce bizim görevimiz değil gibi uslûp kullanılınca ben dehşete düştüm,siz sadece karadaki değerleri değil denizdeki varlıkları korumaklada yükümlüsünüz dedim ,tekrar çalışmalar yaptık ben ikinci kez bir yazı ile başvuruda bulundum biraz daha ayrıntılı olarak, çıkarılan bu gırgır ağlarını söyledik,içme suyuna ve elektirik kablolarına verdikleri zararlardan bahsettik,doğal gazdan bahsettik ve bu ağlar oynatmış koca doğal gaz bloklarını ve tahrip olan tarihi eserleri koruma kuruluna götürdüğümüzde kurul bir karar aldı dediler ki Adalar ve çevresinde mekanik gırgırlarla balık avlama yasaklanmasında yasal bir sorun yoktur görev Tarım Bakanlığınındır dedi,biz bu kararı Tarım Bakanlığına ve buradan sayın bakan’a teşekkür ediyorum buraya geldiğinde kendisine anlattım çok mutlu oldu hemen genel müdürü aradı ve ilk toplantıda değerlendirilecek dedi,2011 yılında yapılacağını söyledi ama 2012 yılında yapılmış daha sonra biz tekrarladık bunu, bakan beyle bir kez daha görüştük ısrarla takipçisi olduk takibini yaptık en sonunda bu karar çıktı.
Bayram Öztürk hocamızı burada saygı ile anmak istiyorum,çok çaba harcamış bir insandır.Serço Ekşiyan’a çok teşekkür etmek istiyorum , Ercan Akpolat’a teşekkür ediyorum.”…(şükrü ABANOZ)