Heybeliada askeri lisenin içinde kalan manastır hangisidir? Nasıl gidilir? Giriş serbest mi?

Heybeliada askeri lisenin içinde kalan manastır hangisidir? Nasıl gidilir? Giriş serbest mi?
Yayınlama: 26.09.2024
A+
A-

Vaftizci Yahya Manastırı (Hagios loannis Prodromos) adanın tam ortasında, Değirmen Tepesi’nin batı eteğinde konumlanmıştı.

Bölge, bugün, Deniz Lisesi sınırlarına dahildir ve yalnızca özel izin alınarak ziyaret edilebilir.

Asıl manastırın kuruluş tarihi bilinmemekle beraber, olasılıkla Bizans döneminde inşa edildiği düşünülmektedir.

1672’de yıkılan manastırdan geriye yalnızca Bakire Theotokos’a (Bakire Meryem, Tanrının Annesi, Kamario- tissa, Sütunların Hanımı) adanmış olan mabet ayakta kalmıştır.

Manastır ve mabet, ertesi yıl, Sadrazamın baş tercümanı olan Nikosios Paniotakis tarafından yeniden yaptırılmıştır.

Manastır o zamandan bu yana Panagia Kamariotissa adıyla bilinir.

Papaz John Covel, 25 Şubat 1677’de Heybeliada’ya yaptığı ziyaret sırasında Kamariotissa’yı da incelemiştir.

Manastırı tarif ederken, yakın zamanda gerçekleşen yıkımdan ve “Panagioty” olarak bahsettiği Nikosios Paniotakis tarafından yeniden inşasın dan bahseder Papaz Covel: “Bu manastir, ne yazık ki, 5 ya da 6 yıldan beri yanık yıkık durumda. Vezir’in, buraya gömülmüş olan baş tercümanı Panagioty, burayı kendi olanak larıyla yeniden yaptırmış. Burası… gördüğümüz en iyi ve en zengin manastır.”


Yukarıda da belirtildiği gibi Covel, manastır kütüphanesinde gördüğü elyazmalarının listesini yapmıştı.

Aynı zamanda üç yazıtı da kopya etmişti.

Bunlardan biri de Kamariotissa’nın restorasyonunu tamamladıktan kısa bir süre sonra 22 Eylül 1673’te ölmüş olan Nikosios Paniotakis’in mezar taşı yazıtıdır.

İkinci yazıt da yine bir mezar taşı yazıtıdır; ikinci İngiliz büyükelçimiz Sör Edward Barton’un mezar taşı yazıtı.

Fakat Covel, kendisinden ilk büyükelçi Burton olarak söz eder:


Bu yazıtta geçen “yenilmez padişah” III. Sultan Mehmet’tir (tks 1595-1603).

Bugün Barton’un 1595-1603). Bugün Barton’un mezar taşı yerinden kaldırılmıştır ve İstanbul’un Anadolu yakasında, Selimiye Kışlası (Florence Nightingale Hastanesi) yakının- daki “Ingiliz Mezarlığı”nda korunmaktadır.


Üçüncü yazıt ise İmparator VIII. John Palaeologus’un adını ve 1447 tarihini taşır.

Covel ve yazıtı okuyan diğer kimseler, Kamariotissa’nın VIII. John tarafından inşa ettirildiğini kaydettiğini düşünmüşlerdir; ancak bugün üzerinde uzlaşılan görüş kilisenin 11. yüzyılda gerçekleşmiş bir restorasyonunu kastettiği yönündedir.

Kamariotissa, dört yarım kubbeli haç biçiminde kiliselerin nadir rastlanan örneklerinden biridir.

Kollarından her biri, bir yarım kubbe ile örtülmüş yarım daire biçimindeki çıkıntılarla ve geçidin üzerinde bulunan yüksek bir silindir üzerine yerleşmiş bir kubbe ile sonlanır.


Manastır, 1828’de, Rus-Türk Savaşı sırasında Rus savaş esirlerini barındırmak için kullanılmıştır.

Onların anısına, çarın arması taşıyan (şimdi başı olmayan) bir melek, iki başlı bir kartal, dikilmiştir.

Bu heykeli, hemen üst taraftaki yol (adanın ortasından geçen Aşıklar Yolu) üzerinde etrafı çitle örülmüş küçük bir alanda görebilirsiniz.

Rum Ticaret Okulu (Emporikis Scholis) manastıra 1831 yılında kurulmuş; 1875 yılında da, Dünyanın dört bir yanından gelen 400 dolayında öğrenciyi barındırmak üzere beş katlı yeni bir bina eklenmiştir.

Okul, I. Dünya Savaşı sırasında, binalarına Türk hükümetince kapatıldı.

Savaştan sonra ise tekrar Ortodoks Patrikhanesi’ne verildi ve Patrikhane tarafından 1923’teki nüfus mübadelesinde Anadolu’dan gelen yetimlere barınak sağlamak amacıyla kullanıldı.

Manastır, daha sonra 1942’de, Deniz Akademisi’nin bir bölümünü oluşturmak üzere Türk hükümeti tarafından kamulaştırıldı.

Bu sırada, Kamariotissa’nın iconostasis ve ikonaları Aya Triada (Kutsal Teslis) Kilisesi’ne ve Patrikhane’ye taşındı; kilise ise boşaltılarak ıssızlığa terk edildi, bugün de aynı durumunu korur.


Bir zamanlar kilisenin etrafını saran gömüt anıtlarından geriye hiçbir iz kalmamıştır.

Bunların arasında Konstantinopolis’in beş piskoposunun mezarları da bulunmaktadır: II. Dionysius (ölümü 1551), II. Timotheos (ölümü 1622), I. Kyrillos Lucaris (ölümü 1638), III. Parthenios (ölümü 1657) ve II. Kallinikos (ölümü 1720). Konstantinopolis’te altı kez, İskenderiye’de bir kez piskoposluk yapan I. Kyrillos Lucaris (1572-1638), Osmanlı egemenliği altındaki Ortodoks Kilisesi’nin tarihindeki en ilginç ve tartışmalara yol açmış kahramanlarından biridir.

Pera’daki Hollanda Kilisesi’yle bağlı Protestan din adamlarıyla girdiği diyaloglardan etkilenen Lucaris, 1629’da İtikat Bildirisi’ni yayınladı.

Bildiride, Kalvenizmin temel ilkelerine olan inancını açıkça dile getirdi.

Bu, Rum Ortodoks Kilisesi’nde büyük bir gürültü kopmasına neden oldu ve Lucaris’in buradaki düşmanları, casus olduğunu gerekçesiyle kendisini IV. Murat’a şikayet ettiler.

Padişahın, Lucaris’in idamını emretmesi üzerine Yeniçeriler tarafından başı kesilen Lucaris’in cesedi Boğaz’a atıldı.

Cesedinden geriye kalanlar, Rumlar tarafından toparlanarak Heybeliada’ya gömüldü.

Böylelikle, Papa VIII. Urban’ın “karan- lığın oğlu ve cehennemin şampiyonu” olarak adlandırdığı bu insanın dikkate değer kariyeri sona ermiş oldu.

Bir Yorum Yazın

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.