Ruhban Okulu Bizans döneminde, o zamanlar Halki olarak bilinen Heybeliada’da, en az üç manastir vardı.
Bunların en ünlüsü, Hagia Triada, diğer adıyla Kutsal Teslis’tir.
Manastırın Ümit Tepesiüzerindeki arazisi üzerinde, Bizans dönemindeki manastırın izinden gelen ve onunla aynı adı taşıyan Rum Ortodoks Ruhban Okulu yer alır.
Bugünkü manastır, Heybeliada’nın en göze çarpan yapısıdır; adaya vapurla yaklaşırken ve kasabanın içinden bakıldığında, yapı görüşe tümüyle hakim olur.
Heybeliada’da bulunan bir ma- nastırın sözü ilk olarak, 9. yy.’da Aziz Theodore Studius’un yazılarinda geçer.
Konstantinopolis’in ünlü manastırı Aziz John Studius’un baş rahibi olan Theodore, imparatorun İkonoklazm politikalarını eleştirmesinden ötürü, V. Leon (tks 813-20) tarafından Heybeliada’daki bir manastira sürülmüştü.
Theodore Heybeliada’dayken mektuplar, dinsel incelemeler ve içlerinden biri manastırdaki bu hücresinden sevgiyle söz eden bazı şiirler yazdı.
Theodore manastırın adını vermez; ancak diğer bulgular bu manastirin Kutsal Teslis olduğunu göstermektedir.
Theodore’nin mektupları, V. Leon’nun 820’de suikast sonucu ölmesinin ardından Leon’nun dul eşi imparatorice Theodora ve kızlarının, yeni imparator II. Mikhail tarafından Heybeliada’daki manastıra sürüldüğünü anlatır.
Bunun üzerine, Kutsal Teslis’in diğer sakinleri, imparatoriçe ve kızlarına yer açmak üzere manastırdan tahliye edilmişlerdir.
Buradan hareketle, Heybeliada’da, yerlerinden edilen rahiplerin sığınabileceği bir başka manastır daha bulunduğu düşünülmüştür; bu manastırın da Vaftizci Yahya Manastırı olduğu iddia edilir.
Kutsal Teslis Manastırı, ilki piskoposluk yaptığı iki ayrı dönem arasında, ikincisi ise 887- 90 yılları arasında olmak üzere iki kez manastira sürgün edilen piskopos Photius (858-67) tarafından restore edilmiştir.
Photius 890’da manastırda ölmüş ve buraya gömülmüştür; ölümünün ardından aziz ilan edilen Photius’a, bugün, Kutsal Teslis İlahiyat Okulu’nun koruyucu azizi olarak saygı duyulur.
Manastır, 1453’teki Türk Fethi sırasında yok edilmiştir; bu olayla ilgili olarak, kimliği bilinmeyen bir tarihçi, “bir zamanlar, yalnızca rahiplere değil krallara ve asilzadelere de bilgelik öğretildiği ve bilginin okutulduğu bu saray”ın ardından yas tutar.
Manastir 1550 yılında, ilerde buraya piskopos olacak olan III. Metrophanes (1565-72, 1579-80) tarafından yeniden inşa ettirilmiş ya da kısmen restore edilmiştir.
Metrophanes, ayrıca, manastira üç yüz civarında elyazması bağışlamıştır; bu armağan, daha sonra Ortodoks dünyasının, İstanbul’daki Patrikhanenin kütüphanesinin ardından en ünlü kütüphanelerinden biri durumuna gelecek olan manastırn çekirdeğini oluşturmuştur.
Manastırı 25 Şubat 1677’de ziyaret eden Papaz John Covel, kütüphanede incelediği elyazmalarının başlıklarının çoğunun ilahiyat çalışmalarıyla ilgili olduğu, ancak aralarında Homer’in eserlerinin, Rodoslu Apollonius’un Argonautica’sının, Demosthenes’in Söylevler’inin (“yalnızca birkaçı”) ve “Euripides’in yeni yayınlanmış birkaç oyununun” da bulunduğunu kaydeder.
Bazıları başka yerlere, özellikle de Oxford’daki Bodleian Kütüphanesi’ne taşınmış olsa da, bu elyazmalarının çoğu bugün, Piskoposluk Kütüphanesi’nde bulunur.
Hagia Triada 17 ve 18. yy.’da çeşitli zorluklarla karşılaşmış; fakat en azından finansal kaynakları Rus Çarı Büyük Peter’in (1682- 1725) manastira uzun vadeli bağışlar sağlayacak bir altın mühür (chrysobull) çıkarmasının ardından gelişme kaydetmiştir.
Manastir 1773’te, gayretli baş rahibi Sağır Samuel’in çabalarıyla yeniden inşa edilmiş ve bakımı yapılmıştır.
1821’de Yunan Bağımsızlık Savaşı’nın başlangıcında bir çete tarafından saldırıya uğrayan ve ateşe verilen yapı, ciddi şekilde hasar görmüştür.
Manastır, bir kilise meclisi toplantısında “Tanrı’ya şükran sunmak amacıyla ve ilahiyat öğretmenleri, öğrenmeyi arzulayan rahipler ve geleceğin rahiplerinin ikamet edeceği bir ilahiyat okulunun inşa edilmesi” yolunda karar çıkaran Piskopos IV. Gerkarar çıkaran Piskopos IV. Germanos tarafından 1844’te yeniden yapılmıştır.
Derslikler, çalışma salonu, öğretmenlere ait bölge, öğrenci yurtları, yemekhane, revir ve piskopos dairelerini barındırmak üzere ahşap yapılar inşa edilirken, kütüphane için iki katlı taş bir bina yapılmıştır.
Daha sonra 1891’de, idari odaları ve yeni yurtları içermek üzere üç katlı bir kanat daha eklenmiştir.
Bu yapıların tamamı 1894’teki büyük depremde ciddi hasar görmüştür.
Bu nedenle, manastır için tümüyle yeni bir binanın inşa edilmesi gerekti ve bunun için gerekli tüm sermaye, hayırsever Pavlos Skylitsis Stephanovik tarafından sağlandı.
Yeni manastir, mimar Pericles Photiasdes tarafından tasarlanmış ve yapı, 6 Ekim 1896’da, İlahiyat Okulu’nun rektörlüğünü yürüten archimandrite (yüksek rütbeli papaz) Germanos Gregoras’a ithaf edilmiştir.
Ilahiyat Okulu’nun ana girişi neoklasik ve neo Bizans stillerinin bir birleşimidir.
Proconnesian (Marmara Adası) mermerinden yapılmış ve üzerlerine karmaşık Korint yazı karakteriyle büyük harfler oyulmuş iki monolith (tektaş abide), kapı önündeki taraçanın ön kısmını ikiye ayırır; üstteki üç bölmeli pencerelerin azametli kemerlerini aynı tipteki küçük sütunlar destekler.
Girişteki salonun hayli gösterişli bir biçimde boyanmış olan tavanını, taraçadakilerle aynı tipte üç sütun destekler; bu salondan, yukarıdaki ana katta yer alan büyük kabul salonuna uzanan bir çift mermer merdiven yükselir.
Kabul salonunun duvarlarına piskoposların, ilahiyat okulu rektörlerinin ve manastir tarihindeki diğer kişilerin tabloları asılmıştır.
Salonun sonunda duvara açılmış bir oyukta, ahşap oyma iconostasis ve Heybeliada’da bulunan ve 1942’de Türk donanması tarafından alınmış olan Bakire Kamariotissa Bizans Kilisesi’nden getirilmiş ikonalar yer alır.
Ayrıca, piskopos daireleri, idari odalar ve fakülte odaları da ana katta yer alır.
Okulun derslikleri, ilk katta boydan boya uzanan koridorun iki yanında yerleşmiştir; ilahiyat okulu öğrencilerinin yurtları ise kuzey ve güney kanatlardadır.
Ayrıca, yemekhane, revir ve berber dükkanı ve terzi gibi mekanların yanında, o çok ünlü kütüphane de birinci katta yer alır.
Spor salonu ise kompleksin güneyinde kalır.
İlahiyat okulu 1971 yılında Türk hükümeti tarafından kapatılmıştır; fakat yeniden açılması yönündeki siyasi tartışmalar sürmektedir.
Manastırın katholikonu 1843’te gerçekleştirilmiş olan yeniden yapım çalışmasından kalmadır.
Bu yapı, sık rastlanan türden, üç koridorlu bir bazilikadır; halkın oturduğu orta kesimin tepesi yarım silindir biçiminde bir kubbe ile örtülüdür, yan taraflardaki koridorlar ise düz tavanlıdır; narteks batı tarafta kalırken, yarım daire şeklindeki ana apsis (yarım daire şeklindeki çıkıntı) doğu uçtan dışarı çıkar.
Kuzey koridoru, adını, buradaki ünlü ikonadan alır -Kutsanmış Teselli Bakiresi- bu ikonanın etrafı, önemli bir 14. yy. Bizans eseri olan Ortodoks Kilisesinin On İki Yortusu’ndan sahnelerle donatılmıştır.
Güney koridoru ise İlyas Peygamber’e adanmıştır ve İlyas Peygamber burada, hayatının on dört sahnesi beraberinde, 1772 tarihli bir ikonada tasvir edilir.
Narthexin sağ tarafında, İncil Yazarı (the Evangelist) Aziz John ile 715-30 yılları arasında Konstantinopolis piskoposluğu yapmış olan Günah Çıkartan Papaz (the Confessor) Aziz Germanos’a adanmış bir küçük bir mabet vardır.
Ahşap oyma iconostasis, çiçek ve çağa ait hayvan desenleriyle ve delikli rölyefler halinde işlenmiş hanedan armalarıyla zengin biçimde dekore edilmiştir; tıpkı piskoposluk tahti, kürsü sahnenin tam ortasındaki Oraia Pylai, ya da Güzel Bahçeler, gibi.
Oraia Pylai’nin sağ yanında Pantakrator Manastir Kilisesi (şimdiki Zeyrek Cami) ikonaları, sol yanında ise 16. yy.’dan kalma bir Girit Okulu eseri olan Bakire Hodigitria’ya dair ikonalar yer alır.
Aziz John’un yaşamından on iki sahneyi sergileyen Vaftizci Yahya ikonası da büyük olasılıkla 16. yüzyıldan kalmıştır.
Bunun hemen altında, muhtemel bir 15. yüzyıl eseri olan İbrahim’in Konukseverliği yer alır.
Ayrıca, iconostasis’in üzerinde, okulun koruyucu azizi olan Aziz Photius’u tasvir eden bir büyük bir ikona vardır; bu ikonanın, 1903’te Moskova’da yapılmış, karmaşık işlemeli bir gümüş çerçevesi vardır.
Güney duvarında muhtemelen 16. yüzyıl tarihli, büyük bir Bakire Hodigitria ikonası bulunur.
Bunların yanında, narthexte bulunan ve ahşap üzerine çiçek motifleri ve hanedan armaları oyularak yapılmış ikona ve mum sehpaları da bahse değer.
Kilisenin arkasında, okul rektörleri ve profesörleri ile iki piskoposa (VII. Cyrill: 1855-60 ve V. Konstantinos:1897-1901) ait mezarlar bulunur.