Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, İstanbul’un deprem riskine dair önemli açıklamalarda bulundu. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Marmara Bölgesi’ndeki deprem hareketliliğini değerlendiren Bektaş, 1912, 1963, 1999 ve 2022 yıllarında yaşanan büyük depremlerle Marmara’nın batıdan doğuya doğru kırıldığını belirtti. Bu görüşün, Marmara’daki orta büyüklükteki depremler ve son olarak 2025’te yaşanan M6,2 depremiyle doğrulandığını ifade etti.
Prof. Dr. Bektaş, İstanbul’un batısında 1912’de başlayan depremselliğin doğuya, İzmit-Düzce’ye doğru ilerlediğini vurguladı. Ancak, San Andreas Fayı’na benzer şekilde, 7’den büyük deprem üreten Ganos ve İzmit fayları arasında yer alan merkezi Marmara Fayı’nın, 7’den küçük depremler üretmeye devam edeceğini belirtti.
Adalar Fayı’nın deprem potansiyeline de değinen Bektaş, “Adalar Fayı en son ne zaman kırıldı?” sorusuna yanıt verdi. 1963 yılında yaşanan M6,4 büyüklüğündeki depremin merkez üssünün Adalar Fayı olup olmadığına dair tartışmalara dikkat çeken Bektaş, 20-30 km uzunluğundaki denizaltı kırığının Adalar Fayı’na ait olduğunu (Armijo, 2005) belirtti. Ayrıca, Adalar Fayı’nın zayıf sürtünme direncine sahip olduğunu ve büyük deprem üretme kapasitesinin sınırlı olduğunu (Pınar, 2016) ifade etti.
Bektaş, 1766 yılında M7,2 büyüklüğünde bir deprem üreten Adalar Fayı’nın, deprem sonrası farklı bir kilitlenme mekanizmasıyla 1963’te M6,4 büyüklüğünde bir depreme neden olduğunu açıkladı. Fayların deprem parametrelerinin zamanla değişmesinin, fayların hâlâ çözülemeyen bir gizemi olduğunu vurguladı.
M6,2’lik depremin ardından gözlerin çevrildiği Adalar Fayı, zayıf yapısı nedeniyle büyük depremler üretme olasılığı düşük olsa da, deprem uzmanları tarafından yakından takip ediliyor. Prof. Dr. Bektaş’ın açıklamaları, İstanbul’un deprem riskine dair tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı.
