İstanbul Silivri açıklarında 23 Nisan 2025’te meydana geldiği belirtilen 6.2 büyüklüğündeki (varsayımsal) depremin ardından, Marmara Denizi‘ndeki fay hatları ve olası büyük İstanbul depremi riski hakkındaki tartışmalar yeniden alevlendi. Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, Adalar ve Çınarcık segmentinde enerji birikiminin devam ettiğini belirtirken, Jeoloji Profesörü Şener Üşümezsoy ise Adalar fayının “ölü” olduğunu savunarak farklı bir tablo çizdi. İki uzmanın çelişkili açıklamaları, “Kime inanacağız?” sorusunu gündeme getirdi.
Yüksek mimar ve yüksek inşaat mühendisi Yoshinori Moriwaki, 23 Nisan’daki Silivri depreminin, Yalova Çınarcık ve Tekirdağ arasındaki 170 kilometrelik fay hattının orta kısmında bir miktar enerji boşalmasına neden olduğunu ancak tehlikenin geçmediğini vurguladı. Moriwaki, “Henüz Adalar ve Çınarcık bölgesindeki fayda kırılma olmadı. O bölgede enerji henüz duruyor. Ne zaman olacağı bilinmez ancak bu bölgede de deprem olabilir,” diyerek özellikle Adalar ve Çınarcık segmentlerine dikkat çekti. Moriwaki ayrıca, Türkiye’de denizde meydana gelebilecek bir depremin tsunami potansiyeli taşıdığını, genel olarak 1 metre civarında dalgalar beklenebileceğini ancak olası büyük bir depremde en kötü senaryonun 3 metrelik bir tsunami olabileceğini ifade etti.
Jeoloji Profesörü Şener Üşümezsoy ise Moriwaki’nin aksine, Marmara Denizi’ni boydan boya kesen aktif bir fay hattı bulunmadığını savundu. Üşümezsoy, özellikle Adalar fayı için net konuştu: “Bu fay artık ölüdür, hatta bazı bölümleri fay bile değil.” Üşümezsoy’a göre Marmara’daki tek aktif ve risk taşıyan bölüm, Kumburgaz çukuru ile Büyükçekmece arasındaki 25 ila 50 kilometrelik dar segment. Bu segmentin ise en fazla 6.5 büyüklüğünde bir deprem üretebileceğini belirten Üşümezsoy, Silivri açıklarındaki 6.2’lik depremin de bu teoriyi desteklediğini kaydetti. Üşümezsoy ayrıca, Marmara’da 8.1 gibi büyük deprem senaryolarının gerçekçi olmadığını ve bu tür söylemlerin toplumun ruh sağlığını olumsuz etkilediğini vurgulayarak, “2002’den bu yana ‘büyük deprem geliyor’ derseniz, binalar değil ama toplumun ruh sağlığı çöker,” dedi.
İki farklı uzmanın, aynı (varsayımsal) deprem sonrası yaptığı bu zıt açıklamalar, Marmara Denizi’ndeki deprem riski ve özellikle Adalar bölgesinin durumu hakkındaki belirsizliği artırıyor. Bir uzman Adalar segmentinde birikmiş enerjiye işaret edip uyarıda bulunurken, diğer uzman aynı fayın “ölü” olduğunu iddia ediyor. Bu durum, olası bir depreme hazırlık sürecinde olan kamuoyu ve yetkililer için kafa karışıklığı yaratmaya devam ediyor.
