İstanbul’un incisi Adalar, doğal güzellikleri ve tarihi dokusuyla ziyaretçilerini cezbeden önemli bir destinasyon. Ancak, bu güzelliklerin ardında, atık su yönetimi konusunda ciddi bir sorun yatıyor. Adaların pis sularının nereye döküldüğü sorusu, hem çevre hem de halk sağlığı açısından önemli bir tartışma konusu.
Mevcut Durum: Arıtma Tesisi Yokluğu ve Deniz Deşarjı
Adalar’da, atık suları tam anlamıyla arıtacak bir tesis bulunmuyor. Bu durum, atık suların ön arıtmadan geçtikten sonra doğrudan denize deşarj edilmesine yol açıyor. Bu iddialar, farklı kaynaklar tarafından da destekleniyor. Örneğin, bazı kaynaklar Heybeliada ve Burgazada’daki seyyar tuvaletlerin pis sularının bile denize akıtıldığını öne sürüyor.
Büyükada vapur iskelesi, Heybeliada vapur iskelesi ve Burgazada vapur iskelesinin kanalizasyon bağlantıları yok. Hatta Büyükşehir Belediyesi’nin işlettiği binaların bile atık su giderleri yok.
Burgazada’nın en yakın kanalizasyon hattı gazete bayisinin önünden geçiyor. Heybeliada’nın en yakın kanalizasyon hattı askeriye 1 No’lu kapısından geçiyor. Aşağıda ise kanalizasyon hattı yok. Büyükada’nın ise en yakın kanalizasyon hattı MADO’nun önünden geçiyor ve buralara bağlantıları imkânsız. Ciddi bir iş planlaması gerekiyor. Buraların bağlantıları için atık sularını kanalizasyona bağlamayan işletmelere, evlere vb. yerlere süre verilir; yapmazlarsa 15 gün içinde suları kesilir ve bağlantı yapılıncaya kadar kapalı kalırlar. Yönetmelik bunu söylüyor.
Deniz Kirliliği ve Müsilaj Tehlikesi
Arıtılmadan veya yetersiz arıtmayla denize bırakılan atık sular, deniz ekosistemi için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu durum, deniz kirliliğinin artmasına ve müsilaj oluşumuna katkıda bulunuyor. Özellikle lodos ve poyraz rüzgarlarıyla birlikte pis suların Adaların farklı bölgelerine yayılması, sorunun boyutunu daha da büyütüyor.
Altyapı ve Deşarj Üniteleri
Adalar’da toplamda yaklaşık 53 km atık su hattı bulunuyor. Bu hatların %40’ı Büyükada’da, %60’ı ise diğer adalarda yer alıyor. Ayrıca, yaklaşık 10 kilometre de yağmur suyu hattı mevcut. Adaların tümünde kanalizasyon sistemi bulunmakla birlikte, arıtma tesislerinin yetersizliği veya yokluğu, sorunun temelini oluşturuyor.
Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada’da deşarj üniteleri bulunuyor. Ancak, bu ünitelerin atık suları ne kadar etkili bir şekilde arıttığı tartışma konusu. Bazı bilgilere göre, Büyükada’daki deniz deşarjı Tuzla ile Sedef Adası arasına, 60 metre derinliğe 2000 metrelik bir boru ile yapılıyor ve günlük ortalama debi 2.600 m³/gün kapasiteye sahip. Ancak, bu deşarjın çevre üzerindeki etkileri konusunda daha detaylı araştırmalara ihtiyaç var.
Adalar’daki atık su sorununun çözümü için öncelikle modern ve etkili bir atık su arıtma tesisi kurulması gerekiyor. Bu tesis, atık suları en yüksek standartlarda arıtarak denize deşarjın çevreye olan olumsuz etkilerini en aza indirebilir. Ayrıca, mevcut altyapının iyileştirilmesi, kaçak bağlantıların önlenmesi ve düzenli bakım çalışmaları da önem taşıyor.
Adalar’ın doğal güzelliklerinin korunması ve sürdürülebilir bir çevre için atık su sorununun çözümü hayati önem taşıyor. Yetkililerin bu konuda gerekli adımları atması ve kalıcı çözümler üretmesi gerekiyor. Aksi takdirde, Adalar’ın eşsiz doğası ve deniz ekosistemi geri dönüşü olmayan zararlar görebilir.
