MERT İNAN İstanbul – Ergene Havzası’na hayat vermesi planlanan proje kapsamında özellikle Çerkezköy, Çorlu, Ergene ilçeleri ile Büyükkarıştıran …
MERT İNAN İstanbul – Ergene Havzası’na hayat vermesi planlanan proje kapsamında özellikle Çerkezköy, Çorlu, Ergene ilçeleri ile Büyükkarıştıran beldelerini kapsayan geniş bölgeye yayılmış yaklaşık 2 bine yakın fabrikadan çıkan atık sular, müşterek atık su arıtma tesislerinden geçirildikten sonra üç metre çapındaki 59 kilometrelik boru hattı ile Marmara Denizi’nin 4.5 kilometre açığına veriliyor.
Marmara’yı öldürecek
Bu kapsamda Tekirdağ’daki beş müşterek arıtma tesisinden Muratlı Organize Sanayi Bölgesi’ndeki arıtma tesisi çalışmaya başlarken, Ergene 1, Ergene 2 ve Çorlu 1 Organize Sanayi bölgelerindeki arıtma tesisleri de tamamlanmış durumda. Ancak bu projeye endişeyle yaklaşan uzmanlar, Saros Körfezi’ne akan Trakya’daki endüstriyel kirliliğin evsel arıtma yöntemiyle Marmara’ya verilmesi durumunda, müsilaj felaketi yaşayan Marmara Denizi’nin daha kötü duruma geleceğini öne sürüyorlar.
Uzmanlar, söz konusu projenin mevcut projelendirilmiş haliyle kullanımının Marmara Denizi için ciddi risk oluşturacağına değinirken, projenin revize edilerek hayata geçirilmesi gerektiğini belirtiyorlar.
Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, derin deşarj projesinin eksikleri olduğuna dikkat çekerek, “Tamamına yakını Ergene Havzası’nda yer alan Çerkezköy OSB, Çorlu Deri OSB ve Islah OSB’lerin atık sularının ileri biyolojik arıtma uygulandıktan sonra derin deşarj boru hattı ile Marmara Denizi’ne verilmesi düşünüldü. Projenin büyük bölümü tamamlanırken, Velimeşe OSB Atık Su Arıtma Tesisi inşaatı ile batı tüneli bir bölümünün inşası ise sürüyor” dedi.
‘Zehir suyuna döndü’
Ergene Nehri’nin son 30 yıllık süreçte kimyasal atık ve ağır metal kirliliği ile zehir suyuna döndüğünü belirten ekoloji uzmanı Prof. Dr. Doğan Kantarcı ise, şunları söyledi:
“Ergene’ye temiz su verseniz bile yüzey suyu akıp gider, ancak dipteki çökelti kalır ve kirlilik devam eder. Riper denilen aletler ile çökeltiyi eşeleyip dağıtmak gerekir. Amaç gerçek arıtma değil de kirli suyu sadece süzgeçten geçirip katı maddeleri tutmak ise bu zaten can çekişen Marmara’ya son ölümcül darbe olacaktır”
‘Su ait olduğu yere verilmeli’
Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Cemal Saydam da, arıtılmış suyun ait olduğu yere verilmesi gerektiğine dikkat çekerek, şunları anlattı: “Evsel veya biyolojik, ne olursa olsun, arıtılmış suların Marmara Denizi’ne akıtılması doğru bir yöntem değil. Trakya’daki OSB’lerin suyu madem temizlenmeye başlandı, o halde arıtılmış suyu tarımda kullanıp Ergene’ye versinler. Marmara’nın son çırpınışlarına derin deşarj ile darbe vurulmamalı.”