Zahrad, gerçek adıyla Zareh Yaldızcıyan, 20. yüzyıl Ermeni şiirinin özgün ve önemli isimlerinden biridir. İstanbul’da doğup büyüyen ve Ermenice yazan Zahrad, özellikle mizah ve zekâ yüklü şiirleriyle tanınır. Şiirlerinde gündelik yaşamın ayrıntılarını, sıradan insanların hayatlarını, İstanbul’un sokaklarını ve Kınalıada’nın atmosferini etkileyici bir şekilde resmeder. Bu makalede, Zahrad’ın hayatına, edebi kişiliğine ve Kınalıada ile ilişkisine daha yakından bakacağız.
Zahrad’ın Hayatı ve Edebi Kişiliği
Zahrad, 10 Mayıs 1924’te İstanbul’un Nişantaşı semtinde dünyaya geldi. Babası Movses, Osmanlı Dışişleri Bakanlığı’nda hukukçu, danışman ve çevirmen olarak çalışmıştı, ancak Zahrad henüz üç yaşındayken babasını kaybetti. Annesi Ankine ise Samatya semtindendi. Zahrad, anneannesi ve dedesi Levon Vartanyan tarafından büyütüldü. Pangaltı Mıkhitaryan Ermeni Lisesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde eğitime başladı, ancak üçüncü yılında okulu bıraktı. Ailesinin şiir yazma tutkusunu onaylamayacağından endişe eden Zahrad, bu nedenle “Zahrad” takma adını kullanmaya başladı.
Zahrad, tıp fakültesini bıraktıktan sonra çeşitli işlerde çalıştı. İlaç deposunda, kağıtçıda, noterde ve tıbbi malzeme şirketlerinde çalıştı; kravat ticareti, kemer imalatı ve musluk-zincir ticareti gibi farklı alanlarda da iş deneyimleri edindi. 1949’da yedek subay olarak askerlik görevini tamamladı. Tüm bu deneyimler, Zahrad’ın şiirlerindeki gerçekçi ve gözlemci bakış açısına katkıda bulunmuş olabilir.
Zahrad, Ermenice şiirde Garip akımının önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Garip akımının şiir anlayışına uygun olarak, Zahrad da şiirlerinde sade bir dil kullanmış, günlük yaşamdan ve sıradan insanlardan beslenmiştir. Şiirlerinde “yaşam tadı”nı öne çıkaran Zahrad, mizahı, ironiyi ve ince bir toplumsal eleştiriyi harmanlayarak özgün bir üslup yaratmıştır. “Gigo” adlı karakteri, Zahrad şiirinin en bilinen figürlerinden biridir ve sokaklarda yaşayan, yoksul ve dışlanmış insanların simgesidir.
Zahrad’ın şiirlerinde mizahın yanı sıra hüzün, felsefi düşünceler ve insanın trajikomik yaşamı da önemli yer tutar. Bu yönüyle, ölüm temalı şiirleriyle bilinen ve sonunda intihar eden Ermeni şair Yeğya Demircibaşyan ile karşılaştırılmıştır. Demircibaşyan, kendi şiirlerinde gülümseme ve kahkaha olduğunu, Baronyan’ın eserlerinde ise hüzün ve gözyaşı olduğunu söylemiştir. Zahrad ise, mizahi bir üslup kullanırken bile, insanın varoluşsal sorunlarını ve acılarını da göz ardı etmemiştir.
Zahrad, Kasım 1963’te Anaîs Antreassyan ile evlendi. 1994 yılında 70. yaş günü Kınalıada, Tiflis ve Erivan’da kutlandı. Aynı yıl Pangaltı Lisesi’nden Yetişenler Derneği, Zahrad’ın Gigo şiirlerini “Eğri Oturalım Gigo Konuşalım” adıyla bir kitapta topladı. 1995’te İstanbul’da, Alek ve Mari Manukyan Kültür Fonu tarafından “Bir Elek Su” adlı kitabı yayınlandı. 1997 Nisan’ında Halep’e davet edilen Zahrad için bir jübile düzenlendi ve şairin katılımıyla Halep Üniversitesi tarafından 12 Nisan 1997’de Ermeni-Arap Şiir etkinliği gerçekleştirildi.
Zahrad, 1924 kuşağının önemli Ermeni yazar ve sanatçıları arasında yer alır. Bu kuşaktan Kristin Saleri ve Hagop Ayvaz gibi isimler de İstanbul Ermeni cemaatinin edebiyat ve sanat hayatına önemli katkılarda bulunmuştur.
Zahrad ve Kınalıada
Zahrad’ın Kınalıada ile bağı, adayı yaz aylarında sık sık ziyaret etmesinden kaynaklanmaktadır. Adanın ismi, toprağındaki demir ve bakırdan dolayı kırmızımsı bir renge sahip olmasından gelir ve Türkçede “Kına Adası” anlamına gelir. Çınar Tepesi, Teşrifiye Tepesi ve Manastır Tepesi gibi tepelerle çevrili olan Kınalıada, Prens Adaları arasında ormanlık alanları en az olanlardan biridir.
Zahrad, Kınalıada’nın denizini, havasını ve sakin atmosferini şiirlerinde sıkça dile getirmiştir. Adanın kendisine sunduğu huzur ve ilham, Zahrad’ın yaratıcılığını besleyen önemli unsurlar arasında yer almıştır. Kınalıada’da ünlü şair Can Yücel ile komşu olduğu da bilinmektedir. Bu komşuluk, iki şair arasında edebi ve düşünsel bir etkileşim doğurmuş olabilir.
Zahrad’ın Eserleri ve Mirası
Zahrad, Ermenice yazdığı şiirlerle birçok ödül kazanmış ve eserleri 25 dile çevrilmiştir. “Büyük Şehir”, “Renkli Sınırlar”, “İyi Gökyüzü”, “Yeşil Toprak”, “Bir Taşla İki Bahar”, “Eğri Oturalım Gigo Konuşalım” ve “Su Duvardan Yukarı” gibi şiir kitaplarının yanı sıra ölümünden sonra yayınlanan “Bir Elek Su” adlı eseri de bulunmaktadır. Türkçede de Ohannes Şaşkal tarafından çevrilen “Yağ Damlası”, “Yapracığı Gören Balık” ve “Işığını Söndürme Sakın” adlı seçkileri mevcuttur.
Zahrad’ın şiirleri, “Kediler Öğretmeni” adlı şiirinde olduğu gibi, mizahi bir üslupla toplumsal eleştiriyi bir araya getirir. Bu şiirde, bir kedi öğretmen olur ve farelere kedilerden nasıl kaçınacaklarını öğretir. Eğitim ve toplumsal normlar üzerine düşündüren bu şiir, Zahrad’ın yaratıcı zekâsını ve özgün bakış açısını yansıtmaktadır.
Zahrad’ın eserleri, Ermeni edebiyatında önemli bir yere sahiptir ve modern Ermeni şiirinin gelişimine katkıda bulunmuştur. Şiirlerindeki “yaşam tadı”, mizah ve toplumsal eleştiri, Ermeni şiirine yeni bir soluk getirmiştir.
Zahrad’ın şiirleri, 2004 yılında düzenlenen bir etkinlikte okurlara ve okul kütüphanelerine dağıtılan “Zahrad-100” adlı bir seçkiyle de yeni kuşaklara tanıtılmıştır. Bu tür etkinlikler, Zahrad’ın şiirlerinin daha geniş kitlelere ulaşması ve Ermeni edebiyatının zenginliğinin keşfedilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Zahrad, 20 Şubat 2007’de İstanbul’da hayatını kaybetti ve Şişli Ermeni Mezarlığı’na defnedildi. Ölümünden sonra da şiirleri yaşamaya devam eden Zahrad, Ermeni edebiyatının önemli isimleri arasında yerini almıştır.
Zahrad, İstanbul’un çok kültürlü yapısını ve Ermeni toplumunun deneyimlerini yansıtan önemli bir şairdir. Mizahı, zekâsı ve insan sevgisiyle dolu şiirleri, onu unutulmaz kılmaktadır. Türkiye’de yaşayan bir Ermeni şair olarak, hem kendi kültürel kimliğini hem de yaşadığı toplumun gerçeklerini şiirlerine yansıtmıştır. Zahrad’ın Kınalıada ile olan bağı ise, adanın tarihine ve kültürel zenginliğine ışık tutmaktadır. Kınalıada’nın sakin atmosferi, doğal güzellikleri ve çok kültürlü geçmişi, Zahrad’ın şiirlerine ilham kaynağı olmuştur. Zahrad’ın eserlerini okuyarak, hem onun edebi dünyasına hem de İstanbul’un ve Kınalıada’nın atmosferine bir yolculuk yapabilirsiniz.