KUDUZ: Sinir sistemini ve beyni tutan bir enfeksiyon hastalığıdır. Bu hastalığın etkeni bir virustur . Hastalık belirtileri çıktığında tedavisinin yapılamaması en korkulan yanıdır. Tarihin ilk yıllarından beri öldürücü olduğu bilinmektedir. Son 25 yıldır geliştirilen aşılarla (HDCV) ölümlerin önüne geçilmiştir . Ülkemizde son 10 yılda sadece 12 ölüm bildirilmiştir. Ancak aşıların pahalı olması nedeniyle bir çok Asya ve Afrika ülkesinde halen kuduzdan ölenlerin sayısı yılda 50 bini bulmaktadır. Ülkemizde aşı ile ilgili hiçbir sorun yaşanmamakta, Sağlık Bakanlığı’nın aşı istasyonlarında ısırılma durumunda, aşı ve serum uygulamaları ücretsiz olarak yapılmaktadır. Batı Avrupa ve İskandinav ülkelerinde ise bu hastalık, alınan önlemler sayesinde yıllardır görülmemektedir. Tedavisi olmayan bir hastalık olmasına rağmen, aşı ve serum yoluyla korunarak, yılda 300 binin üzerinde kişi, kuduz olmaktan kurtulmaktadır.
Kuduz Hangi Hayvanlardan Bulaşır? : Kuduz virusu (Rabies virus) doğada yabani hayvanlarda bulunur. Kurt, çakal, tilki , yarasa … İşte bu hayvanlarla doğada , dağda, ormanda teması olan köpeklere bu virus bulaşır ve bu hayvanların insanları ısırması ile hastalık insanlara geçer. Isırılma esnasında köpeklerin salyası ile yaraya, oradan da sinirler yolu ile beyne ulaşan virus; ensefalit denilen tabloyu yani kuduz hastalığını yapar. Kediler kuduz için çok düşük risk taşırlar. Vahşi hayvanlarla yaralanma son derece riskli kabul edilir. Fare ısırıkları kuduz için risk oluşturmaz.
Kuduz Riski Taşıyan Hayvan Nasıl Anlaşılır?: Sahipli ve aşısı olmayan bir köpek davranış değişiklikleri gösterir, ürkekleşir , yersiz sinirlenir, sahibini dinlemez yabancılaşmaya başlarsa; yeme içmede değişiklikler gösterip, dengesizleşir, nedensiz saldırma – ısırma gibi huy değişiklikleri gösterirse, felçler gelişti ise bu durum kuduz için şüphe oluşturmalıdır. Bu tip hayvanların ısırması halinde kişiler mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Av köpeklerinin ısırması halinde ise, bu köpeklerin doğadaki vahşi hayvanlarla temas edebileceği göz önünde tutularak, davranış değişikliği göstermelerine bakılmaksızın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Yukarıda bahsettiğimiz vahşi hayvanlar tarafından ısırılmak da mutlaka önemsenmeli, gerekli serum ve aşı uygulaması yapılmalıdır. Kuduz gelişen köpek 10 gün içinde, kedi ise 5-6 gün içinde ölür. Yarasaların kendileri hastalanmadan virusu taşıyabildiklerini unutmamak gerekir.
İnsanlarda Kuduz Hastalığının Belirtileri Nelerdir ?: Isırılmadan sonra 10 gün veya 1 yıla kadar uzayan bir sürede belirtiler ortaya çıkabilir. Her infeksiyon hastalığında görülen halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık gibi belirtilere ilaveten yutma bozukluğu ,sudan korkma(hidrofobi), suyu görünce boğulma hissi, havadan korkma (aerofobi), halusinasyonlar (olmayan şeyleri görme) bu tablo psikiatrik hastalık olabileceğini bile düşündürebilir. 1 hafta içinde felçler ortaya çıkar,solunum kasları da etkilendiğinden ölüm kaçınılmazdır. Hastalığın tedavisi olmadığı için bu hastalık belirtileri çıkmadan serum ve aşı ile bağışıklama yapmaktan başka çıkar yol yoktur.
Isırılma Sonrası Ne Yapılmalı?: Isırılan bölge derhal sabunlu suyla iyice yıkanmalı ve en yakın aşı istasyonuna (Bölgemizde Kartal Dr. L. Kırdar Eğitim Araştırma Hastanesi ve T.E.V. Sultanbeyli Devlet Hastanesi’ndeki aşı istasyonuna) başvurulmalıdır.
Yaranın yıkanması kuduz riskini önemli ölçüde azaltır. Bu işlem hayvanın salyasından çıkan ve yaraya bulaşmış olan virusların uzaklaşmasını sağlayacaktır. Eğer bu işlem yapılmaz veya geciktirilirse hayvanın salyasındaki viruslar, yara civarındaki sinirler yoluyla beyne ulaşır ve hastalık tablosu gelişir. Isıran köpek asla öldürülmemeli, belediye veterinerliğine haber verilerek gözlem altına alınmalıdır. Köpeğin uzaklaştırılması veya öldürülmesi aşı programının gereksiz uzamasına neden olacağı gibi köpeğin kuduz olup olmadığının belirlenmesini de önleyecektir. Şayet hayvan öldürüldüyse Pendik Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü’ne ulaştırılmalı, orada yapılan işlemlerle kesin tanının konması sağlanmalıdır. Adı geçen enstitü, ülkemizde bu konuyla ilgili en donanımlı merkezdir.
Hayvanlara Yapılmaması Gereken Davranışlar: Özellikle çocuklara, yemek yemekte olan veya yavruları olan köpek ve kedilere dokunmamaları, bu hayvanları kızdıracak hareketlerde bulunmamaları öğretilmelidir. Bu tip müdahaleler sonucu oluşan ısırılmalar hem gereksiz aşı yapılmasına neden olmakta hem de çocuklarda psikolojik travmaya, hayvanlara karşı fobi(korku) gelişmesine neden olmaktadır.
Kuduz Aşı Programı: Tedavisi olmayan bu hastalığın aşı ve serum ile önlenebilmesi yani bağışıklama yapılarak engellenmesi mümkündür.Artık ileri teknoloji ile hücre kültürlerinden üretilen aşılar(HDCV) çok güvenilir ve yan etkileri neredeyse yok denecek kadar azdır.
Isırılan ve aşı programına alınan kişiye; pansuman, yara temizliği yapılır. Sonrasında, hayvan belli ve müşahede altında ise, ısırılmayı takip eden ilk gün, 3. Gün ve 7. Gün kuduz aşısı yapılır. Köpek 10 . günde ölmedi ise, 3 aşı yeterli olur. Şayet köpek öldü veya kayıp ise 14. ve 28 . günlerde de aşı tekrarlanarak toplam doz 5 aşıya tamamlanır. Isırılma baş boyun , yüz ve ellerde ise veya çok ağırsa ya da vahşi hayvan ısırması ise, aşı öncesi kuduz serumu ( yara ,ısırılan yerin çevresi dahil ) uygulanır. Kuduz aşısı programına alınanlara tetanoz aşısı da yapılır.
Sahipli ve 10 günden önce ısırılmışlara eğer köpek yaşıyorsa ,Fare ısırılmalarında aşı gerekmez.
Korunma: En önemli kısmı sahipli hayvanlara özellikle köpeklere kuduz aşısı yapılması, Isırmaya karşı sahipli köpekleri dolaştırırken ısırmaması için maske takılması uygundur. Belediyelerin başıboş köpekleri barınaklarda toplaması ve aşılamasıdır.
Uzm. Dr. Raşit Serdar ÖZER
İstanbul İli Anadolu Güney Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği
Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Enfeksiyon Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu