1956 yazı… Burgazada İskelesi’nde sabahın ilk ışıklarıyla başlayan hayat, sadece balıkçıların “vira bismillah” sesleriyle değil, Rum, Ermeni ve Türk komşuların “Kalimera” ve “Günaydın”laşmalarıyla şenleniyor. Videodaki gerçek karakterlerden (Balıkçı Apostol, Kunduracı Mehmet, İro ve diğerleri) ilhamla kurguladığımız bu hikaye, adanın kaybolmaya yüz tutmuş o eski, naif ve birleştirici ruhuna bir saygı...
İstanbul,
15°C
parçalı bulutlu
Ne yapsak yaranamıyoruz.2 klüp arasını kaçak inşaattan çıkan asbestli kanserojen moloz ile doldurduk , müsilaj yakındır.Klupler tuvaletten rahatsız oldularsa merak etmesinler doldurulan alanla beraber cafe yaparız.Adalarda devlet demek dalgıç demektir.Öyle Özel Çevre Koruma,kurul falan vız gelir tırıs gider.Boşuna mı 200 lük banknotları deste deste dağıtıyoruz.Fatma bacıya da datça da yer aldık daha ne yapalım