Marmara depreminin Türkiye’nin ekonomik ve siyasi bağımsızlığına darbe vuracağını dile getiren Görür “Bir gün kalkacağız on binlerce canlarımız ölmüş. Bizim ‘deprem nerede olacak, nasıl olacak, kaç büyüklükte olacağını’ bırakıp yıkılmayacak yerleşim alanları kurmamız lazım” dedi.
Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından düzenlenen “Afetler Öncesi Mühendislik Hizmetleri Çalıştayı” için deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür de Ankara geldi. Görür, çalıştayda beklenen İstanbul depremi için korkutan açıklamalarda bulundu.
110 KİLOMETRELİK FAY…
Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul’da yaptıkları bir araştırmada orta Marmara çukurluğu yani Silivri açıklarıyla Tekirdağ arasındaki kesimin kırılmış olabileceğini düşündüklerini kaydederek “Ama Celal Şengör ile Xavire Le Pichon bizimle aynı görüşte değil. ‘Orası halen daha kırılabilir’ diyorlar. Biz onu ‘1912’de Şarköy depreminde kırılmıştır’ diye bir yorumladık. Denizaltı çekimlerinde yeni kırık gözüküyor. 1912’de olsa üzeri kapanır, bir şeyler olurdu. Çoğumuz 1912’de kırıldığı görüşündeyiz. Şarköy depremi gelmiş orta Marmara sırtına kadar. Diğer yer adalar fayı. Kumburgaz fayı 65 km, Adalar fayı 45 km. Demek ki 110 kilometrelik bir fay kırılmaya hazır” dedi. Naci Görür açıklamasını şöyle sürdürdü:
ÖPÜP BAŞINA KOY
“Adalar fayı 6, öbürü 7.2 mertebesinde olur. Siyasiler bunu korkularından yalan yanlış düzelttiler. İstanbul’da yüzde 60’tan fazla yapı stoku mühendislik hizmeti görmemiş, tamamen kaçak göçek, gecekondu usulüyle yapılmış. Ne demek yüzde 60? KİPTAŞ Genel Müdürü bana, ‘Yüzde 65 olsun hocam, öpüp başına koy’ diyor. Yüzde 70’ten fazla bina İstanbul’da depreme dayanamaz. Şimdi böyle bir durum var. Yoğunluk çok fazla. Şu anda iki tane araba park etmişler, giremiyorsun oralara. Bir de bu işin acil müdahale durumu var.
ANLASALAR GECELERİ UYUYAMAZLAR
Bizim devlet büyükleri bunu anlasalar gece yatamazlar. Şu anda da umurlarında değil. Hâlâ orada ev yapacağız reklam mahiyetinde, güya İstanbul’u depreme hazırlıyorlar. Kardeşim seferberlik havasında son derece ciddi bu işi yapman lazım. ‘Ona şey satacağız, buna şey satacağız’ diye böyle oyalama olmaz.
Cumhurbaşkanı demedi mi ‘500 tane 500 bin konut yapacağım satacağım’ diye. Aziz milletle koştu kuyruğa girdi. Onu söylediğim zaman bir tek ben karşı çıktım. İstanbul’da insanların ölümü beklediği binlerce bina var. Her an depremde, göçük altında kalacak insanlar. Sen burada yeni bina yapıp satmaktan bahsediyorsun. İnanamıyorum ben bu topluma. Toplum istemedi mi devlet, hükümet çözmez. Vatandaş can güvenliğini istemezse devlet niye başını belaya soksun hükümet girsin?
CESETLER SOĞUMADAN…
Parti mitinglerinde bin-iki bin kişi pankart kaldırıp ‘Deprem dirençli yapı istiyoruz’ demeliydi. Her ilde böyle kaldırılsaydı inanılmaz bir farkındalık olurdu. Bir kişi bile cesetleri daha soğumamışken depremle ilgili bir şey yapmıyor, talepte bulunmuyor.”
Sohbetimizin sonuna doğru Naci Hocanın son sözleri de şöyle oldu: Bu ülkenin e önemli beka sorunu deprem. Çünkü, bu insanların yaşam hakkıyla ilgili. Depremle ekonomi de bağımsızlık da gidiyor ama kimsenin umurunda değil.”