Adalar Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat: SİT-TİR

Adalar, İstanbul’un tarihi ve doğal güzellikleriyle öne çıkan bölgelerinden biri olarak, özellikle SİT alanı ilan edilmesiyle koruma altına alınmıştır.

Bu durum, bölgede yapılabilecek her türlü inşaat faaliyetini sıkı bir şekilde düzenlemiş ve kontrol altına almıştır. Ancak, son yıllarda Adalar’da yaşanan inşaat furyası nedeniyle Adalar’da inşaat müsilajı yaşanmaya başlandı. Kınalıada, Burgazada, Heybeliada ve Büyükada’da eskiden duyulan çekiç sesleri, belediyenin çabalarıyla artık hilti ve ağır inşaat malzemelerinin seslerine dönüştü. Bir zamanlar çekiç seslerinin oluşturduğu senfoni, Ercan Akpolat sayesinde yerini DETONE olan hilti ve spiral seslerine bıraktı. Tebrikler ŞAN’cı Başkan…

Adalılar, Adalar’da müthiş bir imar rantı olduğunu ama Adalar Belediyesi’nin hiçbir işlem yapmadığını, tam tersine bu imar yolsuzluğunun tam göbeğinde olduğunu belirtiyor. “Nasıl olsa bir şey olmuyor” diyerek illegal işlemlerine devam eden bu zihniyet, Adalar’da maalesef değişmedi.

Örneğin, kıyı şeridini işgal eden Büyükada’daki Madam Niça’ya verilen ruhsat, Heybeliada’daki Aqua Park’ın halen kıyı işgallerine devam etmesi, Büyükada’nın göbeğinde Saat Meydanı’nda milletin gözünün içine bakarak yapılan illegal inşaat çalışmaları, Büyükada’da daha sonra tek tek inceleyeceğimiz kaçak inşaatlar, Burgazada ve Kınalıada’da durmak bilmeyen çekiç sesleri.

Adalar’da İnşaat Furyası: SİT Alanları Tehdit Altında

İstanbul’un gözbebeği Adalar, 1984’te SİT alanı ilan edilerek koruma altına alınmış, 2021’de ise “Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak yeniden tanımlanmıştır. Bu kararlar, Adalar’ın doğal ve tarihi dokusunu korumak amacıyla alınmış olsa da, son dönemde bölgede yapılan inşaat faaliyetleri, bu koruma kararlarının ne kadar etkili olduğu konusunda soru işaretleri yaratmaktadır.

Adalar’daki inşaat furyası, koruma altındaki bu eşsiz bölgenin geleceğini tehdit ediyor. Yapılan inşaatlar, doğal yaşamı ve tarihi dokuyu bozma riski taşırken, yasal süreçler ve kamuoyunun baskısı bu furyayı yavaşlatmaya çalışıyor. Belki de Levent Kırca’nın “Sittir” adlı kısa filmindeki gibi, bazı şeyler için “çivi çakamazsın” demek gerekiyor. Adalar’ın korunması için daha sıkı denetim ve daha bilinçli politikalar gerektiği açık.

Levent Kırca’nın “Sittir” adlı kısa filmi, bu konuyu etkileyici bir şekilde ele alarak, Adalar’ın doğal ve kültürel mirasının nasıl tehdit altında olduğunu gözler önüne seriyor. Film, özellikle inşaat furyasının yarattığı tahribata dikkat çekerek, izleyicilere Adalar’ın korunması gereken bir hazine olduğunu hatırlatıyor.

Yerel Halk ve Çevreciler Tepkili

Adalar’da yaşayan yerel halk ve çevre örgütleri, artan inşaat faaliyetlerinin bölgenin eşsiz dokusunu bozduğunu ve ekosistemi tehdit ettiğini belirtiyor. Yapılan bu illegal çalışmalar Adalar’ın karakterini kaybetmesine neden oluyor. Ayrıca, inşaat süreçlerinde doğal yaşamın zarar görmesi ve yeşil alanların tahrip edilmesi de büyük bir sorun olarak öne çıkıyor.

Levent Kırca’nın Kısa Filmi: “Sittir”

Adalar’da yaşanan inşaat furyası, bölgenin doğal ve tarihi dokusunu tehdit ederken, bu konuda acil önlemler alınması gerekiyor. Levent Kırca’nın “Sittir” filmi, bu sorunu sanat yoluyla gündeme taşıyarak, Adalar’ın korunması gereken bir hazine olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Yetkililerin bu konuda harekete geçmesi ve Adalar’ın geleceğini korumak için somut adımlar atması bekleniyor.

Kısa filmde görüldüğü üzere belediyenin ne kadar etkin olduğunu, müdürlerin ise rezaletin tam göbeğinde olduğunu gözler önüne seriyor. Açıkçası, bazıları zengin olacak seçilmişler de görmezden gelme oyununu oynayarak haksız menfaat elde edecek diye akıl sağlığını kaybeden bir müfettişi canlandıran Levent Kırca’yı, bir kez daha farkındalık yarattığı için saygıyla anıyoruz. Levent Kırca bu skeç ile adeta Adaların röntgenini çekmiş. Başka hiçbir tanıtım bu kadar cuk diye oturmaz.

Adalar’daki inşaat furyası, bölgenin doğal ve tarihi mirasını tehdit eden ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Bu sorunun çözümü için, yerel halkın, çevre örgütlerinin ve yetkililerin iş birliğiyle daha duyarlı ve sürdürülebilir bir yaklaşım benimsenmesi gerekiyor. Adalar’ın eşsiz güzelliklerinin ve kültürel değerlerinin korunması, gelecek nesiller için büyük önem taşıyor.