Adalar İlçesinde bilhassa tescilli eski eserlere yapılan imar uygulamalarındaki usulsüzlükler artık can sıkmaya başladı.
Bu kapsamda Adalar Belediyesi, Adalar Belediyesi İmar Müdürlüğü, Adalar Belediyesi meclisi üyeleri ve hesapta görevi eski eserleri koruma olan Koruma Kurulu ve KUDEB arasında şeytani uygulamalar planlanmış bir şekilde uygulamaya sokulmaya çalışılıyor!
Adalar Belediyesi’nde vekaleten imar müdürlüğüne bakan, hakkında belediyede çalıştığı zamanlarda türlü şaibeler olan ve teftiş raporlarında hakkında türlü iddialar olan eski vekil müdür Zeynep Gündoğan’ın torpille KUDEB’e gönderilmesi bunun en öne çıkan kanıtı…
Adalar Belediyesinin Ruam’daki sınavına şahit olduk. İkmale değil sınıfta kaldı. Adalar’da atı faytonu bırakın tay bile kalmadı. Neredeyse dört ayaklı ne varsa RUAM karambolünde Adalar’dan atalım diye uğraşılıyordu. Derken korona virüsü geldi. Bizleri tam bir korku sardı. Ruam da atları itlaf edip, kalan sağları da önce karantinaya alıp sonra adadan göndereceklerse de, acaba hayvanlar ile alakası olmayan korona virüsünde biz adalıların başına neler gelir diye düşünmeden edemedik.
Bir rivayet yarasalardan insana geçtiği yönünde. Yarasaların en tehlikeli türü olan kan emici olanları, halk dilinde “vampir” yarasada deniyor. Bizim ülkemizde yarasalar sürü halinde olmasa da var ama bizdeki vampir yarasalar metoformoz geçirip resmi kurumların içine geçmiş, önemli mevkileri ele geçirip halkın kanının emiyor. İşte bunlar korona virüsünden de tehlikeli. Her kurumda en az üç beş tane bulunuyor. Bazı kurumlarda ise üç beş tane dürüst memur diğerleri vampir oluyor.
Adalar’daki durum mu?
Ruhsat alan sizlersiniz doğal olarak yorum sizin. İşiniz resmi kuruma düşüp de hakkınız olan bir şeyi istediğinizde size zorluk çıkartıp sonrada ‘mesai saati bitimi pastanede buluşalım işinizi hallederim’ diyorsa uzak durun, o bir vampir memurdur.
Gelelim konumuza. Büyükada’daki 15 pafta, 35 Ada ve 28 parseldeki,147 m2’lik bahçeli evin hikayesine;
Kısa bir süre önce resimde gözüken evin yerinde şimdilerde yeller esiyor. Yıkılmış, yıkıntı artıkları alınmış, düzlenmiş, sıfır arsa halinde tabelada yazan MTN firmasının (Firma sahibi iddiaya göre Adalar Belediyesi’nde CHP’li Meclis Üyesi Metin Önal) yeni inşaatı yapmasını bekliyor. Adalar’da inşaatın önü açıldı mı derseniz, herkese değil ama işini uyduranlara açıldı. Meclis üyesi isen yolunda, açık inşaat izninde. Yeter ki mecliste ol…
Belediyenin inşaatın önüne astığı tabelaya bakarsan yapılacak iş restorasyon. Yapılan işe bakarsan rekonstrüksiyon. Hangisine inanalım. Tabi ki koskoca Adalar Belediyesinin astığı tabelaya inanacağız.
Yapılan iş restorasyona da uymuyor. Olsun uymasa da restorasyon kabul edeceğiz artık. Çare yok. Devletin Belediyesinde yanlış olmaz. Yine dediklerinizi duyuyor gibiyim. Ama nasıl restorasyon?
Ortada restore edilecek binamı var?
Doğru dersiniz, bina yoksa ve sıfırdan bina yapılıyorsa bu Rekonstrüksiyona giriyor değil mi?
Tam bir çelişki yumağı. Tabelaya göre restorasyon ama ortada bina yok, Koruma Kurulu ve KUDEB’e göre Rekonstrüksiyon ama Belediye tabelası öyle değil restorasyon.
Gel çık işin içinden.
Benimde kafam karıştı. Mimar değilim ama Adalar Belediyesi İmar Müdürlüğünün çetrefilli uygulamaları sayesinde mimar gibi olduk! Doğrusu işin uzmanına danışmak…
Gittim sordum imar işlerinin Adalar’daki duayen ismine.
Dedi ki;
Restorasyon, adı üstünde mevcut bina olduğunda bakım tamir tadilat işlerini kapsar. Asılan tabela doğru o zaman.
Ama ne zamana kadar doğru?
Bina yıkılıncaya kadar.
Bina yıkılıp arsa haline getirildikten sonra, ortada olmayan bir binanın restorasyonu da yapılamayacağı için hemen ikinci tabelaya geçmeleri lazımdı.
15 pafta, 35 Ada ve 28 parseldeki Rekonstrüksiyon projesi.
Demek oluyor ki, yıkıma kadar restorasyon olan projesi, yıkımdan sonra ne olması gerekiyormuş? Rekonstrüksiyon.
Rekonstrüksiyon projesini okurlarımız için anlaşılır hale getirirsek, *tümüyle yıkılmış, yok olmuş ya da çok büyük oranda harap olan bir anıtın ya da sitin temin edilen belgelere dayanılarak özel durumlarda yeniden yapılması işlemi* diye tarif ediyor işin duayen ismi.
Bu projenin uygulanmasının da tariflerini verirken, tarihi eser ise yapılan bu proje ile tarihi eser asıllığından uzaklaşır ve yerine yapıldığı tarihi eserin veya binanın tarihi dokusuna, özgün malzeme ve işçiliğine sahip değildir. Bir kopya olduğunu, tarihi yapının kütle ve mekânlarını ancak biçimsel olarak canlandırabileceğini, anıtın yerini alamayacağını; kısaca artık tarihi değer taşımadığını önemle söyledi duayen isim.
Ama en önemlisi, Türkiye’de Kültür Bakanlığı, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunca, “Taşınmaz Kültür Varlıklarının Gruplandırılması, Bakım ve Onarımları” mevzuatında “660 nolu ilke kararı” ile yeniden yapma (rekonstrüksiyon) sınırlıkları belirlenmiştir.
Bu karara göre;
Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmesine ilişkin gerekli özellikleri taşımasına rağmen elde olmayan sebeplerle tescili yapılmamış ve/veya herhangi bir nedenle yitirilmiş olan yapının, gerek kültür varlığı niteliği, gerekse kültürel çevreye olan tarihsel katkıları açısından, eldeki mevcut belgelerden (yapı kalıntısı, rölöve, fotoğraf, her türlü özgün yazılı- sözlü, görsel arşiv belgesi vb.) yararlanmak suretiyle kendi parsellerinde daha önce bulunduğu yapı oturum alanında, eski cephe özelliğinde, aynı kitle ve gabaride, özgün plan şeması, malzeme ve yapım tekniği kullanılarak, kapsamlı restitüsyon etüdüne dayalı rekonstrüksiyon uygulamasının koşulsuz sağlanmasına, ancak uygulama gerçekleşinceye kadar parsellerde her türlü inşai ve fiziki müdahalenin yasaklanmasına, (otopark, fuar, sergileme vb.) yeni işlev ile kullanma ve aynı parselde tescilli yapı yerinde veya diğer boş alanlarda başka bir yeni yapılaşmaya izin verilmeyeceğine, tüm bu uygulamalar için koruma kurulu kararının alınması gerektiğine karar verilmiştir denilmektedir.
Bu ne demek miymiş?
Yani diyormuş ki, yeniden yapma (rekonstrüksiyon) olması için binanın herhangi bir nedenle yitirilmiş, enkaz halinde veya kalıntı halinde olması gerekirmiş
Ama bina ortadaymış.
Restorasyon yapılırken yıkan yıktı ve ortadan kalkmış. Geriye tabeladaki Restorasyon kelimesi kalmış.
Duayen isim Belediyeye şu soruları sor dedi.
15 pafta, 35 Ada ve 28 parseldeki,147 m2’lik bahçeli evin yıkılması için, tabelada yazan MTN firmasına YIKIM RUHSATI verdiniz mi?
Verildiyse çok kötü demekmiş. Verilmediyse de kötüymüş. Koruma Kurulu ve KUDEB’in kararında binanın yıkıp yapılacağı ile ilgili bilgi yokmuş. Yıkım ruhsatı verilmişse, veren sorumluluk altına girmiş demekmiş. Vermediyse de mıntıka mühendisi uyuyor mu? Koskoca bina yıkılacak, tüm molozlar adadan taşınacak, arsa haline getirilecek, Belediyenin mıntıka mühendisi bu olanları bilmeyecekmiş.
Böyle bir ihtimal bana da mantıklı gelmiyor. Duayen olmaya gerek yok görünür mantıksızlığı anlamak için.
Koruma Kurulu ve KUDEB yetkililerinin altında imzası olduğu 01/11/2019/431 nolu toplantı tarihi ve numarasında 6736 nolu kararında, Adalar Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 15/10/2019 tarih ve 9978 sayılı yazısı ile 35 Ada ve 28 parsele ilişkin hazırlanan rekonstrüksiyon projesinin incelenmesini talep edildiğini, 490428 sayılı uzman raporunun okunduğunu, 34.01.1160 numaralı işlem dosyasının incelendiğini, yapılan görüşmeler ile tescilli yapı için sunulan rekonstrüksiyon projesinin düzeltmelerle uygun olduğuna, uygulamanın 980 sayılı ilke kararı gereğince müellif mimar ve Koruma Kurulu ve KUDEB denetiminde yapılmasına karar verildiği belgelerden anlaşılıyorsa, birde Kamunun bilgilenmesi adına Koruma Kurulu ve KUDEB’e kafamdaki soruları sor bakalım cevapları ne olur, sana vermeseler de kafalarına bazı şeyler dank eder hiç değilse bir daha yerine gidip bakmadan oturdukları yerden uzman raporunun gazı ile karar vermezler, yinede bir faydası dokunur dedi ve aşağıdaki soruları sıraladı.
1- 01/11/2019/431 tarihli toplantı kararınızda, 35 Ada ve 28 parsele ilişkin hazırlanan rekonstrüksiyon projesinin Adalar Belediyesinin tarafından onaylamanız için tarafınıza sunulmuş olduğunu ve KUDEB olarak 680 nolu ilke kararına uyularak uygulamaya geçilebileceğini karar altına alırken, niye kurumunuzun 660 sayılı ilke kararına aykırı karar aldınız.
2- Koruma Kurulu ve KUDEB olarak size sınırsız bir onay imtiyaz hakkı verilmemektedir. Büyükada’daki, 15 pafta, 35 Ada ve 28 parseldeki,147 m2’lik tescilli bahçeli evin resimleri ekte olup, dimdik ayakta olan binaya, restorasyon izni verilip bakım onarımının yapılması gerekirken, Kurumunuzun binayı kalıntı veya yok sayıp, yeniden yapılma anlamına gelen rekonstrüksiyon projesinin onaylanmasının, onaylayanlara adli sorumluluk doğuracağının farkında mısınız?
3- 01/11/2019/431 tarihli toplantı kararınızda onaylayanlar arasında üye Zeynep Gündoğan’ın olduğu görülüyor. Bu kişi Adalar Belediyesinde vekaleten İmar ve Şehircilik Müdürlüğü yapmış hakkında görevde olduğu müddette türlü şaibeler çıkmış daha sonra bu işler için kurumunuza torpille gelmiştir. Kararınızda imzası olduğu gibi, 05/11/2019 tarihli 490428 sayılı uzman raporunu hazırlayan kişi Zeynep Gündoğan mıdır? Uzman raporunu hazırlayan o ise kararınızın tezatlıkları anlaşılabilinir. Kararınızın sebebi için, “güvendik, inandık, bayandır kandırmaz dedik kandırıldık”, böyle oldu denebilinir mi?
4- 01/11/2019/431 tarihli toplantı kararınızda 35 Ada ve 28 parseldeki tescilli binanın komple yıkımı için bir açıklama yoktur. Kararınız tescilli binanın yıkımını kapsamakta mıdır? Belediye yıkımı kendi inisiyatifinde mi yapmıştır?
5- 35 Ada ve 28 parseldeki tescilli binanın gazetemizdeki resmi incelenecek olursa, kapı ve pencere doğramalarının sağlam olduğu, binanın yıkım tarihine kadar içinde oturulduğu, dış cephe sıva, çatı, saçak tamirleri ve tahmini olarak daire içi boya badana yapılması yani restorasyon projesinin uygulanması ile halledilebilecek meseleyi (kapısındaki tabelada yazdığı gibi restorasyon yapılması), tescilli binanın yıkımına kadar götürmek, Belediyenin kurumunuza onaya sunduğu rekonstrüksiyon projesini onaylamak ve uygulamaya sokmak, tarihin bir parçasını yok etmek olmuştur. Konuyu detayları ile bilmiyor olabileceğinizi düşünerek açıklamalarını yaptığımıza göre, işin bu hale gelmesinde tasarrufları olanlar hakkında işlem yapacak mısınız?
6- Binanın yıkılmadan önceki resmine bakıldığında ön cephenin dar olması nedeniyle ön cephede her katta dört kanatlı pencere doğraması olduğu görülmektedir. İnşaata asılan projesinde ise ön cephede her katta iki ayrı pencere doğraması olduğu ve giyotin pencere şeklinde projelendirildiği anlaşılmaktadır. Buradan da 35 Ada ve 28 parseldeki tescilli binanın eski halinde ön cepheye bakan tek odası varken, onaylayıp uygulamaya sokturduğunuz rekonstrüksiyon projesinde iki oda yaptırılmıştır. Eski hali olan dış cephesi değiştirilmiş, yeni hali bol odalı pansiyon veya butik otel hazırlıkları için binanın eski hali feda edilmiştir. Koruma Kurulu ve KUDEB olarak göreviniz, Adalar’daki eski tescilli binaları korumakken, bir takım ticari işletme planlarına, Adalar tarihini oluşturan tescilli binaların tek tek elden gitmesine yol mu vereceksiniz?
7) Tabeladaki yapı denetim neden boş? Yoksa bu yapı denetimden muaf mıdır?
Adaların duayen ismi soruların ardından konuyu toparladı ve “zamanın özgün malzemeleri ile yapılmış tescilli bir bina, gelecek kuşaklara bırakılacakken, Belediye eli ile yok edilmiş, belki de yanında komşu bina gibi butik otel yapılmak için, yerinde yokmuş gibi, katta kaç oda olursa daha rantıbıl olur mantığı ile binayı kullanacaklarını düşündükleri iş ile alakalı, iç mahallerin projelendirilmesi ve yeni binanın yapılması için, mevcut sağlam sayılacak tescilli bina ranta kurban gitmiş ve tamamen yıkılmıştır” dedi.
Duayen mimar, yapılan bu işlemin 2863 S.K’nun 65. Md. ne aykırı olduğunu ve cezai sorumluluğu bulunduğunu, Belediyenin İmar ve Şehircilik Müdürlüğü 35 Ada ve 28 parseldeki tescilli binanın basit onarım ile yapılacağını bilmelerine ve Belediyenin asmış olduğu inşaat tabelasında restorasyon yapılacağı yazmasına rağmen, KUDEB’İ yanıltmak için, hazırlanan rekonstrüksiyon projesine ön onay yani uygunluk vererek, onaylanması için defalarca KUDEB’e göndermiş, KUDEB’de Adalar Belediyesi’ndeki İmar ve Şehircilik Müdürlüğünde vekaleten müdürlük yapan şaibeli memur Zeynep Gündoğan’ın da yardımlarıyla 04/11/2019 tarihinde onaylattırılmış olunduğunu ve tescilli binayı da, yıkım ruhsatı vererek veya vermeseler de göz yumarak yıkılmasına müsaade edildiğini ve planlandığı şekilde olayı restorasyondan yani basit tamir bakımdan, rekonstrüksiyon projesine, yani yeniden yıkılıp yapılmaya çevrildiğinin anlaşıldığını söyledi.
Adalar’da iş yapanların Belediye meclis üyeleri olmaları bir yana, koronanın bile inşaatçılar için fırsata dönüştüğü, yıkımların, kaçak inşaatları PANDEMİ ilanının 3194,2863 sayılı yasalara muhalefet için en güzel zaman olduğunu söyleyen Adaların Duayen ismi, bu işin savcılığa taşınması halinde, Belediyenin başkanı, İmar Müdürü, Mıntıka Mühendisi, Projeyi onaylayan uygunluk verenler ile İstanbul V Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 07/11/2020 tarihli 6736 karar nosu altında imzaları olanların hepsi 2863S.K.’nun 65.Md.’sine göre yargılanma durumlarının kaçınılmaz olabileceğini belirtti..
Şükrü Abanoz