Adalar, İstanbul’un tarihi ve doğal güzellikleriyle öne çıkan bölgelerinden biri olarak, uzun yıllardır imar planlaması konusunda çeşitli tartışmalara sahne olmuştur. 2024 yılında Adalar için hazırlanan imar planlarının iptal edilmesi, birçok soruyu beraberinde getirmiştir.
Adalar’ın imar planlaması, 1984 yılında doğal sit alanı ilan edildiğinden beri sürekli bir değişim ve tartışma konusu olmuştur. 2011 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan “Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı”, 2018’de Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin açtığı dava sonucunda iptal edilmişti. Bu iptal, planın nüfus ve yapı yoğunluğunu artıracağı gerekçesiyle gerçekleşmişti.
2024 yılında ise, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni imar planlarına da itirazlar yükseldi. Adalar halkı ve çeşitli STK’lar, planın doğal ve kültürel yapıyı koruyamadığı, kıyıların plana dahil edilmemesi gibi nedenlerle itiraz etti. Bu itirazlar sonucunda, mahkeme yeni imar planlarını da iptal etti.
İptal edilen planlar, Adalar’ın doğal sit alanı statüsünü ve kültürel mirasını koruma konusunda yetersiz bulundu. Özellikle, kıyıların plan dışı bırakılması, doğal çevrenin ve ekosistemin korunmasına zarar verebilecek bir durum olarak görüldü.
MAHKEME PLANLARIN KAMU YARARINA AYKIRI OLDUĞUNA HÜKMETTİ
Planların kamu yararını değil, özel çıkarları gözettiği iddiaları arasında, mahkeme planların kamu yararına aykırı olduğuna hükmetti.
İmar planının şehircilik ilkelerine ve planlama tekniklerine uygun olmadığı belirtildi. Bu, özellikle yapılaşma ve nüfus yoğunluğu konusunda eleştirildi.
Adalar’daki imar planlarının iptali, bölge için yeni bir planlama sürecinin başlamasını gerektiriyor. Bu süreçte, hem yerel halkın hem de çevre örgütlerinin daha fazla katılımı ve görüşü dikkate alınmalıdır. Adalar’ın koruma alanı statüsü dikkate alınarak, sürdürülebilir ve doğaya saygılı bir imar planı gerekliliği ortaya çıkmıştır.
Ayrıca, bu iptal, İstanbul’un diğer bölgelerindeki imar planlaması süreçlerine de bir uyarı niteliğindedir. Planlamada kamu yararı, doğal koruma ve kültürel mirasın ön planda tutulması gerektiği bir kez daha vurgulanmış oldu.
Adalar’ın imar planlarının iptali, bölgenin geleceği açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Bu kararın ardından, daha kapsamlı, katılımcı ve koruma odaklı bir planlama sürecinin başlatılması kaçınılmazdır. Adalar için gelecek, yeni bir imar planıyla beraber daha sürdürülebilir ve doğayla uyumlu bir şekilde şekillenebilir.
