Adalar’da Hanutçu İsyanı: “Yaz Huzurumuz Kabusa Döndü”

Adalar’da Hanutçu İsyanı: “Yaz Huzurumuz Kabusa Döndü”
Yayınlama: 28.06.2025
A+
A-

Yaz aylarının gelmesiyle İstanbul’un gözbebeği Adalar, hanutçu olarak bilinen ve agresif satış yöntemleriyle hem yerli halkı hem de turistleri canından bezdiren işletmecilerin adeta istilasına uğradı. Kınalıada, Burgazada, Heybeliada ve Büyükada’nın çarşı sokaklarında yoğunlaşan bu durum, “Adalar’ın sakin ruhu yok ediliyor” endişesini de beraberinde getiriyor.

Kervan Restaurant

İstanbul’un Prens Adaları, her yaz olduğu gibi bu yaz da ziyaretçi akınına uğruyor. Ancak bu yoğunluk, bölge turizmine ve halkın huzuruna ciddi zararlar veren bir sorunu da yeniden alevlendirdi: Hanutçuluk. Restoran, kafe veya dükkanların önünde durarak yoldan geçenleri ısrarcı bir şekilde kendi mekanlarına çekmeye çalışan hanutçular, çıkardıkları gürültü ve tacize varan tavırlarıyla büyük tepki topluyor.

“Evimizde Oturamaz Olduk”

Adalar’da yaşayan vatandaşlar, özellikle çarşı bölgelerinde yoğunlaşan hanutçuların gün boyu süren bağırışları nedeniyle evlerinde dahi huzur bulamadıklarını belirtiyor. Bir ada sakini, “Sadece turistleri değil, bizleri de hedef alıyorlar. Yolda yürürken önümüzü kesip bir şeyler satmaya veya bir mekana oturtmaya çalışmaları artık katlanılmaz bir hal aldı. Penceremizi açamaz, sokağımızda rahatça yürüyemez olduk. Bu, Adalar’ın kimliğine yapılmış bir saldırıdır,” diyerek tepkisini dile getirdi.

Turizm İçin “Scam City” Tehlikesi

Hanutçuluk, turist kafilelerini komisyon karşılığında belirli dükkanlara yönlendirerek yapılan ve genellikle kalitesiz hizmet veya fahiş fiyatlarla sonuçlanan bir yöntem olarak biliniyor. Bu uygulama, Türkiye’nin turizm imajına ciddi zararlar veriyor. Hatta dünyaca ünlü National Geographic kanalında yayınlanan “Scam City” (Dolandırıcılar Şehri) belgeselinin İstanbul bölümünde, hanutçuluk şehirdeki en yaygın turist dolandırıcılığı yöntemi olarak işlenmişti. Adalar’da yaşanan bu artış, bölgenin de benzer bir şöhrete kavuşması riskini doğuruyor.

Yasal Yaptırımlar Var Ama Uygulama Yetersiz mi?

Aslında hanutçulukla mücadele için yasal zemin mevcut. Mevzuat, yetkililere geniş yetkiler tanıyor:

2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu (8/f maddesi): Müşteriyi rahatsız edecek yöntemler kullanan işletmelerin, mahallin en büyük mülki amiri tarafından 30 güne kadar faaliyetten men edilebileceğini belirtiyor. Aynı fiilin bir yılda üç kez tekrarlanması durumunda ise işyeri ruhsatının beş gün içinde iptal edilmesi öngörülüyor.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu (37. maddesi): Mal veya hizmet satmak için başkalarını rahatsız eden kişiye idari para cezası uygulanabileceğini ve bu cezayı kolluk kuvvetleri ile belediye zabıta görevlilerinin kesmeye yetkili olduğunu açıkça ifade ediyor.

Yetkililere Çağrı: “Tedbir Alınsın”

Mevcut yasalara rağmen sorunun büyümesi, denetimlerin ve yaptırımların yetersiz kaldığı eleştirilerine neden oluyor. Adalar halkı ve turizm temsilcileri, hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerin huzuru ve bölge turizminin geleceği için kolluk kuvvetleri ve belediye zabıtasının daha etkin bir mücadele yürütmesini talep ediyor. Yetkililerin, kanunların kendilerine tanıdığı yetkileri kararlılıkla kullanarak Adalar’ın huzurunu bozan bu işletmelere göz açtırmaması bekleniyor.

Adalar Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat: “hanutçuluk bize ve Adalar’ımıza yakışmıyor”

Başkan Akpolat, “İçinizden çıkan bir belediye başkanı olarak şunu ifade etmek istiyorum ki mevcut tabloya üzülüyorum. Çağ dışı hanutçuluk bize ve Adalar’ımıza yakışmıyor. Adalılarımıza ve misafirlerimize kaliteli, güvenli bir ortam yaratma sorumluluğumuz var. Bu sorumluluğumuzu hep beraber yerine getirelim ve yaza keyifle girelim. Sizden tek isteğim kurallara uymanız” dedmişti.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.