İstanbul’un incisi Adalar İlçesi, yazın şezlonglarla, kışın masa ve sandalyelerle adeta bir “akçeli işler” merkezi haline geldi. İlçede yaklaşık 20 bin şezlongun bulunduğu tahmin ediliyor ve hiçbirinin kıyıda yasal bir yeri yok. Ortalama 500 TL’den hesaplandığında, bu şezlonglar günlük 10 milyon TL’lik bir ekonomi yaratıyor. Üstelik bu rakam, yeme-içme harcamalarını kapsamıyor.
Yaz aylarında sahilleri kaplayan şezlonglar, halkın denize erişimini engellerken, kıyıları adeta işgal ediyor. Kışın ise cadde ve sokaklar, restoran ve kafelerin masa-sandalyeleriyle doluyor, halkın yürüme alanları kısıtlanıyor. Adalar’ın ekonomik döngüsü, bu şezlong ve masa düzenine dayanıyor.
Yerel kaynaklara göre, Adalar’ın oy potansiyeli ve rant sistemi de bu yapı üzerine kurulu. Kıyıları ve sokakları işgal eden bu düzen, ilçenin ekonomik ve siyasi dinamiklerini şekillendiriyor. Yetkililerden bu konuda adım atılması beklenirken, halkın ortak alanlara erişim hakkı tartışma konusu olmaya devam ediyor.
Adalar İlçesi’nde yaz aylarının vazgeçilmezi şezlonglar, sadece tatilcilerin konforu değil, aynı zamanda devasa bir ekonomik döngünün anahtarı. İlçede yaklaşık 20 bin şezlong bulunduğu tahmin ediliyor ve bu şezlongların hiçbirinin kıyılarda yasal bir kullanım izni bulunmuyor. Ortalama günlük 500 TL’den kiralanan şezlonglar, yaz sezonunda günlük 10 milyon TL’lik bir ciro yaratıyor. Bu rakam, yeme-içme gibi ek harcamaları hariç tutuyor ve Adalar’ın ekonomisinde şezlongların ne denli büyük bir paya sahip olduğunu gözler önüne seriyor.
Hacim ve Ciro: 20 bin şezlong, her biri günlük 500 TL’den kiralandığında, sadece bir günde 10 milyon TL’lik bir ekonomi dönüyor. Yaz sezonu boyunca (yaklaşık 90-120 gün) bu rakam, yüz milyonlarca lirayı buluyor. Plaj işletmeleri, bu gelirle Adalar’ın ekonomik çarkını döndürüyor.
Yasal Sorunlar: Şezlongların kıyılarda yasal bir kullanım hakkı olmaması, ciddi bir tartışma konusu. Kıyı Kanunu’na göre, kıyılar halkın ortak kullanımına açık olmalı. Ancak, Adalar’da sahillerin büyük kısmı şezlonglarla kaplanmış durumda, bu da halkın denize ücretsiz erişimini kısıtlıyor.
Ekonomik Etki: Şezlong ekonomisi, sadece kiralama ücretleriyle sınırlı değil. Plajlara gelen ziyaretçiler, yeme-içme, ulaşım ve diğer hizmetler için de harcama yapıyor. Bu, yan sektörlerle birlikte Adalar’ın turizm gelirini katlıyor. Ancak, bu gelirlerin ne kadarının yerel ekonomiye kaldığı ve ne kadarının büyük işletmelere gittiği belirsiz.
Rant ve Siyasi Boyut: Şezlong işgallerinin, Adalar’ın siyasi ve ekonomik rant döngüsünün temelini oluşturduğu iddia ediliyor. İşletmelerin kıyıları kontrol etme gücü, yerel yönetimlerle ilişkileri ve oy potansiyelini etkiliyor. Bu durum, ilçede “şezlong siyaseti” olarak adlandırılan bir yapının varlığına işaret ediyor.
Yazın şezlonglarla kapanan sahiller, kışın yerini cadde ve sokakları işgal eden masa-sandalyelere bırakıyor. Restoran ve kafeler, halkın yürüme alanlarını daraltarak benzer bir rant döngüsü yaratıyor. Bu düzen, Adalar’ın hem ekonomik hem de sosyal dokusunu şekillendiriyor.
Adalar sakinleri ve ziyaretçiler, kıyıların ve sokakların işgalinden rahatsız. Halk, sahillere ücretsiz erişim ve sokaklarda özgürce yürüme hakkı talep ediyor. Yetkililerden, bu işgalleri denetleyecek ve Kıyı Kanunu’nu uygulayacak adımlar atması bekleniyor.
Sonuç olarak, Adalar’da şezlong ekonomisi, milyonlarca liralık bir rant döngüsü yaratırken, halkın ortak alanlara erişimini kısıtlıyor. Bu durum, ilçenin ekonomik ve siyasi dinamiklerini derinden etkiliyor. Sorunun çözümü için hem yerel yönetimlerin hem de vatandaşların ortak hareket etmesi gerektiği belirtiliyor.