ADALAR’IN GELECEĞİ
Ülkemize boca edilen nükleer atık varillerle bize yapılan çöp ülke muamelesi hepimizin hafızalarındadır.Geçtiğimiz aylarda dış ülkelerden gelen nükleer atıkların Yalova’da depolanmasına hükümetimizin müsaade ettiğini öğrenmiş bulunmaktayız.Radyasyon atıklarını legal olarak emanete almak için belirlenen Yalova’da bir kısım bölge insanı bu işe çok kızdı,hatta bir de yürüyüş düzenlediler.Ciddi bir toplumsal desteği olmayan suya tirit eylem olmaktan öte geçemeyen bu yürüyüş sadece defansif bir yaşama alıştırılmış ülke insanının duyarsızlığını sergilenmesi açısından önemliydi.Potansiyel bir kötülük nesnesi olan bu çöpler yaşadığımız Prens Adalarına dökülmüş olsa tavrımız ne olurdu acaba?Çağdaş ülkelerde düşüncesi bile depresyona neden olacak bu durum karşısında Adalıların depresyon geçirmeyeceğini söyleyebilirim.Yakın dönemdeki Burgazada yangınından başlarsak Heybeliada Şafak bölgesi de denizin günlerce bulanık kalmasına ve de Büyükada Kurşun Burnunda denizle kara arasındaki boşluğun yüzlerce ton inşaat artığı ile doldurularak üzerinin toprakla örtülmesine (Eski Başkanlar dönemlerinde) kayıtsız kalmış Adalılar kuralsızlığa kısmen de olsa alıştırılmıştır.
Gelinen noktada Adalarda en temel eksiklik politikasızlıktır.Sosyal ve siyasal hayatı sorgulaması gereken politik önderlikten mahrum kalan seçmen 20 yılı aşkın bir süredir çakma politikacılar tarafından temsil edilmektedir.İstanbul’un birçok ilçesinde olduğu gibi partiyi kazanç kapısı gören çok sayıda politikacı Adalarda da bulunmaktadır.Dolayısıyla inisiyatifsizliği ana eksenine bu anlayış oturmuştur.
Adalar Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneğinin teklifi üzerine Adalar için hayati öneme sahip 1/5000 lik planları görüşmek üzere Belediye salonundaki toplantıya yapılan davet üzerine ben de görüşlerimi söylemek üzere katıldım.İlçe Belediye yetkilisinin yaptığı sunumdan adı koruma planı olmasına rağmen Adalar’ı bu planlardan korumak gerektiği anlaşılmaktaydı.
Planlarda I.derecede SİT alanlarının II. ve III.dereceye düşürülerek kısmen de olsa betonlaşmaya müsaade edildiği yapılacak inşaatlardaki yüksekliklerin 1/3 oranında yükseltildiği ,ayrıca yetkisi ilçe belediyesine ait olan parsel bazında bazı düzenlemelere yer verildiği gözükmekteydi.Toplantının görüşmeler bölümünde söz alan CHP de İlçe Başkanlığı da yapmış olan mimar Uluç Yurtduru’nun itirazı çok enteresandı.Uluç Bey 200 m2 taban alanını az bularak bu oranın arttırılmasını talep ediyordu.Uluç Bey koruma altındaki Adalarda AKP li Büyükşehir Belediyesinin yoğunluk artınca 200 m2 taban alanını da az bulması herkesi şaşırtmıştı.Arkadaşı Bülent Mısırlıoğlu belki yanlış anlamıştır “ 200 m2 vermişler” diyerek uyarıda bulunmak ihtiyacını hissetti.Buna rağmen Uluç Bey 200 m2 az diyerek talebini tekrarladı.Daha sonra da salondan ayrıldı.
Adalar’da hukuksuzluk sfenksi gibi duran birçok kaçak yapı bulunması nedeniyle Koruma Planlarının bu işten anlayanlar tarafından açıklanmasına ihtiyaç hissettirmekteydi.Sosyal demokrat partinin bu planlardaki görüşü belli değildi.Uluç Bey bu açıdan taşıdığı CHP kimliği nedeniyle de önem arz etmekteydi.Fakat o da “200 m2 az diyen talebiyle hangi özneyi yansıttı belli olmayarak ayrılmıştı.En azından bu talebinin kimler için gerekli olduğunu açıklamalıydı.CHP ve AKP temsilcileri ve de Aykut Mutlu gibi önemli bir uzmanın da bulunmaması ciddi bir eksiklikti.Çünkü salondakilerin net bilgilere ihtiyacı vardı.
Define haritalarına benzeyen rumuzlarla ve de karışık plan notlarıyla 1/5000 lik planların anlaşılması sıradan insanlar için çok zordu.Adalar’ı geleceğe taşıyan bu planların birçok nedenden dolayı hafife alınmaması gerekmekteydi.Kent Konseyi ve Adalar Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği konuyla ilgili salona çalışarak gelmeleri birçok şeyin açığa çıkmasının dışında ilgilenen yurttaşlarımızı bilgilendirmesi açısından da önemli bir ihtiyaca cevap vermekteydiler.Halkımızı bilgilendiren az sayıda da olsa etinde kemiğinde ve de zihninde bu sorumluluğu taşıyan yurttaşlarımızın bulunması Adalar için önemli bir şans sayılmalıdır.İnisiyatif geliştiren bu insanların varlığı Adalar için bir şans sayılmalıdır
Baki Nedim Baltacı