Hürriyet Gazetesi yazarı Vedat MİLOR’ün ELVEDA BURGAZADA yazısından sonra bugün yazdığı yazısına buradan hemen cevap vermez isek Adaların sorunlarını saatlik takip eden gazetemize yakışmayacağını gazetemizi anlık takip ettiklerine inandığımız adalı hemşerilerimize haksızlık olacağını düşünerek hemen kaleme sarıldık .
Vedat MİLOR’ü ELVEDA BURGAZADA yazısındaki Burgazadası sorunlarını Türkiye’nin en yüksek Tirajlı ulusal gazetesine taşıyıp , Adalar Belediye Başkanını Atilla Aytaç’ ı telefon ile arayıp adanın sorunlara çözüm bulmasına yada en azından duyarsız kalmamasına zorladığı ,duyarlı adalı olduğu için kendisini kutlamış ancak Adalar için yanlış bilgileri içinde gazetemizde açıklamalarını yaparak uyarmış ve Adalar’a olan ilgisinin devamını dilemiştik.
Anladığımız kadarı ile Vedat Milor’ün gazetemizi takip etmediği belli. Nede olsa kendisi Hürriyet gazetesi gibi dev bir gazetede köşe yazarlığını sürdürmekte ve yazılarında daha ziyade insanların keyif alacakları mekanları, lezzetleri, güneşin doğuşunu, akşam batarken içilecek şarabın soğukluk derecesini, rakının geç gelmesini, sosun aromasını, soğuk mezenin 7.-TL olmasını, Çarşamba günü çıkan kuyu kebabının lezizliğini, Perşembe çıkan ahtapot salatasını, Cuma namaz sonrası gün batımı içilecek serinletici içeceğin ne olabileceğini, turna balığı yumurtasının kıvamını,” ne yapın yapın içi dört ayrı peynirle ve otlarla dolu olan közlenmiş patlıcan emelisiniz tavsiyelerini”, garsonların üniversite mezunu olup olmadığını, peynirli koketi vs, vs, vs gibi pembe dizi mevzularını konu etmektedir.
Dolayısıyla köşe yazılarındaki misyonu bellidir. Tabi yazın Burgazadası’nda yaşaması nedeni ile böylede yönetim olmaz ki diyerek geçen haftadaki isyan yazısında kendi yazı kabuğunun dışına çıkmış ve yazısına da bu feryadını gösterecek bir başlık atmış ELVEDA BURGAZADA demiş , kendi tespitlerine serzenişlerine yer vermiş idi. Buraya kadar kendisini kutlamış ve aslında tüm Adaların sorununu Ulusal basına taşıyıp Adalar Belediye Başkanı Atilla Aytaç’ı sorunlara çözüm bulması için zorladığı içinde sonsuz teşekkür etmiş idik.
Tabi 26/7/2015 tarihli yazısından sonra acaba Adalar Belediye Başkanı Atilla Aytaç ile Büyükada’da akşamleyin balık, rakı ziyafeti mi yaptı da bir önceki yazısındaki olumsuzlukları geçiştirecek şekilde Burgazadası’ndan keyif yazı adı altında, önceki yazısı ile 180 derecelik bir manevra ile dönüş yapıp gazetecilik etiğine çokta yakışmayan adeta Adalar Belediyesini aklayan bütün suçun İBB ‘ye yıkan yazı yazmıştı? Bilemeyiz. Bizde; işte demiştik ki nihayet; “idealist bir adalı, hemde koskoca Hürriyet gazetesi köşe yazarı hesap soracak Belediye Başkanından”. Fiyaskoooo!
Bildiğiniz gibi gazetemiz; profesyonel basın statüsünden ziyade İdealistlik içinde hareket etmeyi kendisine düstur edinmiş ve bu özelliğimiz nedeniyle de Adalar’da yaşayan tanıdık tanımadık bir çok adalılardan övgü alarak bu mesleği icra etmeye çalışan , para değil ama dost kazanan, en önemlisi de gelecek kuşaklar için görülmesi gereken Türkiyemizin en güzel Tabiat ve Kültür Varlıklarından olan Adalarımızı doğal yapısının miras bırakılması için çırpınan bir yerel gazete olarak misyonumuzun ve bakış açımızın Vedat Milor’den çok farklı olduğu belli olmuştur.
Yazısında, aman günü birlik Burgazadası’na gelenler için ; adanın arkasındaki Kalpazan kayaya yürürseniz bir gaz maskesi alın. Atlı araba ahırlarının olduğu yere yaklaştığınızda takarsınız “ anladığım kadarı ile Atlı araba ahırlarının denetimi Adalar belediyesinde değil” o yüzden olsa gerek diye yazarak adeta Başkan Atila Aytaç’tan özür dilemiş sonra da yazısına doğa, güneş, yemek, yemek sonrası olan gaz vs devam etmiştir. Şimdi Vedat beye geçen yazısında” çarşı içindeki çöp ve WC kokuları yüzünden burnunu tutmak zorunda kaldığı” yazısı başkan ile bir akşam yemeği sonrası mı? Yoksa yine telefonla mı? Öğrendiği anlayamadığımız at ahırlarındaki kokuyu baş sorumlu yapıp adanın tüm pis kokusunu İBB’ye mal etmesi ve daha da öteye gidip günübirlikçi adlı ziyaretçilere bu kokudan rahatsız olmamaları için gaz maskesi takmalarını tavsiye etmesi hiç olmadı. Bizce bu Başkan Atilla Aytaç’tan özür yazısı olduğu belli olan bugünkü yazısındaki koku çok daha çirkin olup günümüz Türkiyesinin halkın sesi olacak gazete ve yazarlarının maalesef düştüğü duruma da örnek bir yazı olmuştur.
Yazısının bir bölümünde yakın bir zamanda Adalar tarihinin en büyük lodos felaketine değinen ve Adalar Belediyesinin lodoson verdiği zararları talafi ettiğine değinen Vedat Milor acaba bu tamiratların İBB tarafından yapıldığını ve İBB’nin yarı CHP li yarı AKP li Adalar Belediyesine 1 milyon 603 bin lira yardım ettiğini biliyor muydu?
Sayın Vedat Milor; Evet Adalar’daki at ahırlarının kontrolü İBB de. Ama tüm adaların yollarının kontrolü ve sorumluluğu Adalar Belediye Başkanı Atilla AYTAÇ’ dadır. Siz Adaların yollarındaki at boklarının dayanılmaz kokularının da mı faturasını İBB’ye keseceksiniz? İstese Başkan Atilla Aytaç Adaların yollarını bok içinde bırakıyorsunuz atların altına torba bile bağlamıyorsunuz diyerek tüm faytonlara yaptırıcı müeyyideler uygulayıp bunları çözemez mi?
Zaten problemleri çözmek için Adalara Belediye Başkanı olmadı mı? Problemlerin parçası olup ta “GÖREVİN VATANDAŞA DÜŞTÜĞÜNÜ ONLARIN LOKANTACILARI UYARMASI GEREKTİĞİNİ ”deyip basitçe sorunlardan sıyrılmaya kalkarsa vatandaşta “ Sen koltuğundan in o vakit vatandaş kendi kendini yönetir” demez mi? Sen niye ortalıkta Belediye Başkanıyım diye gezinirsin denmez mi?
Bu anlayış ile vatandaş ; faytonlarına bok torbası takmayan, delik olan yada bok torbasındaki kokuyu ben çekeceğime yola dökülsün diye bir tekme atıp bokları sokaklara döküp giden faytoncuların önüne geçip engelleyecek birde faytoncular ile kavga edecek. Ne diye ? Adalar Belediye Başkanı olduğunu söyleyen Atilla Aytaç öyle istedi diye. Öylemi Sayın MİLOR. Asla bir Belediye Başkanı Belediyenin yapmak ile zorunlu olduğu asli görevlerini vatandaşa ihale etmez. Eden başkan var ise o başkanın kime hizmet ettiğine, ne diye o mevkie geldiğine bakmak gerekir. Şayet başınızı yemekten iyi şaraplardan kaldırıp gazetemize bir göz atma zahmetine katlanırsanız tüm çabamızın Atilla Aytaç’ın kime hizmet ettiğini ortaya çıkartmak olduğunu görürsünüz. Vatandaşa mı yoksa………
Şükrü ABANOZ