Büyükada’da 5 Temmuz 2017 tarihinde yaptıkları toplantıya ilişkin insan hakları örgütlerinin temsilcisi 11 sanığın “silahlı terör örgütüne üye olma” ve “silahlı terör örgütüne yardım etme” suçlarından yargılandığı davada savcı esas hakkındaki mütalaasını bildirdi.
Savcı, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal Başkanı Taner Kılıç’ın “Silahlı terör örgütüne (FETÖ/PDY) üye olma” suçundan, sanıklar Günal Kurşun, İdil Eser, Özlem Dalkıran, Nejat Taştan ve Veli Acu’nun ise “Silahlı terör örgütlerine (FETÖ/PDY, PKK/KCK ve DHKP/C) yardım etme” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisleri istendi. Diğer 5 sanığın ise beraatleri talep edildi.
İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklar Taner Kılıç, Günal Kurşun, İlknur Üstün, Nalan Erkem ve Nejat Taştan katıldı.
Duruşmada savcı Emre Us esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Banka Asya kayıtları, MASAK ilişki irtibat raporları, Bylock kayıtları ve dijital inceleme sonuçları ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiği kaydedilen mütalaada, sanık Taner Kılıç yönünden örgütün gizli yazışma programı Bylock kullandığının tespit edildiği, Bank Asya’ya örgüt liderinin talimatından sonra para yatrıdığı, kızkardeşinin eşinin halen firari olan ve hakkında yakalama kararı bulunan Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı Mehmet Kamış olduğu, sanığın dijital materyallerinde Gezi Parkı eylemlerine ilişkin olarak “Başbakanın sözleri şiddet olaylarını kızıştırıyor”, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında da “Türkiye: Darbe girişimi ve sonrasındaki baskının ardından insan hakları ağır tehlike altında” başlıklı yazıların bulunduğu anlatıldı. Sanığın cep telefonunda da FETÖ elebaşısının “…o akıntıda geri dönme imkanı kalmamışsa yalan söyleyebilirsiniz, iftirada edebilirsiniz…” şeklindeki konuşmasının olduğu 41 saniyelik videosunun olduğu belirtildi. Sanık Kılıç’ın süreklilik, çeşitlilik ve ve yoğunluk arz edecek şekilde örgütün hiyerarşik yapısı içinde yer aldığı ve bu şekilde gerçekleştirdiği eylemlerle “FETÖ/ PDY Silahlı Terör Örgütüne üye olma” suçunu işlediği kaydedilen mütalaada, 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsi talep edildi.
Diğer sanıklar Günal Kurşun, İdil Eser, Özlem Dalkıran, Nejat Taştan ve Veli Acu’nun “devletin Anayasal düzeni ve toplum huzurunu hedef alan ülkemiz aleyhine gerçekleştirilen uluslararası faaliyetlerde taşeronluk görevi üstlendikleri, terör örgütlerinin amaçları doğrultusunda sivil toplum örgütleri faaliyeti görüntüsü altında organize edilen ve terör örgütlerince desteklenen, şiddet eylemleriyle kamu düzenini tehdit eden toplumsal kaosa dönüşecek hareketlenmeler yaratmak amacıyla toplantı düzenledikleri, bağlantılı oldukları terör örgütleri lehine faaliyette bulundukları” belirtildi. Bu sanıkların “Silahlı terör örgütlerine (FETÖ/PDY, PKK/KCK ve DHKP/C) yardım etme suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisleri istendi.
Mütalaada, sanıklar Peter Frank Steudtner, Ali Ghravi, İlknur Üstün, Nalan Erkem ve Muhammed Şeyhmus Özbekli hakkında ise sanıkların dijital incelemelerinde bulunan belgelerde ve MASAK raporunda terör örgütlerine yardım yapıldığına dair delil olmadığı, sanıkların örgüt üyesi olduğundan bahisle haklarında dava açılan kişilerle yaptıkları görüşmelerin savunmalarında açıkladıkları üzere hayatın olağan akışına uygun görüşmeler olduğu, haklarında başka delil bulunmadığı belirtilerek “Silahlı terör örgütlerine yardım etme” suçundan kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatleri talep edildi.
Mütalaada ayrıca tüm sanıklar hakkında “Uluslararası Casusluk ve Terörizmin Finansmanı” suçlarından yürütülen soruşturma sonucunda, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği de yer aldı.
Mütalaaya karşı söz alan sanık Taner Kılıç, “Savunmamı yapmak için süre istiyorum. Ayrıca mütalaada yer alan 41 saniyelik videoyu ben seyretmedim. Uzantısına bakıldığında whatsapp’tan geldiği anlaşılmaktadır. Bununla ilgili siber suçlara yazılan yazılara cevap verilmemiştir. Bu hususun netleştirilmesini talep ediyorum” dedi. Diğer sanıklar da mütalaaya karşı savunma yapmak için süre talep ettiler. Sanık İdil Eser’in avukatı Erdal Doğan, “Mütalaanın sonuç kısmında ‘ülkemiz aleyhine gerçekleştirilen uluslararası faaliyetlerde taşeronluk görevi şeklinde başlayan ve devam eden açıklamaların maddi delillerle ispatlanması ve ortaya konması gerekir. Bu konuda savcılıktan ek mütalaa talep ediyoruz” dedi. Bazı sanıkların avukatı Hülya Gülbahar da mütalaada kovuşturma esnasında konan delillerin hiçbiri yer almadığını belirterek mütalaanın savcılığa iadesini talep etti.
Mahkeme, sanık ve avukatlara esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapmaları için süre verdi. Duruşma, 19 Şubat tarihine ertelendi.