İstanbul’un en gözde kaçış noktalarından, tarihi dokusu ve sakinliğiyle bilinen Büyükada, son zamanlarda ciddi sorunlarla boğuşuyor. Sokaklara taşan çöp yığınları, sıcak havayla birlikte yayılan ağır kokular, kontrolsüz akülü araç trafiği ve geceyi aydınlatan rahatsız edici farlar, adanın sakinliğini ve cazibesini tehdit ediyor. Ada sakinleri ve ziyaretçiler, yetkililerden acil çözüm bekliyor.
Büyükada’nın özellikle yaz aylarında artan nüfusuyla birlikte altyapı sorunları da gün yüzüne çıkıyor. Sokaklara bırakılan ve kapasitesini aşan çöp konteynerleri, adanın dört bir yanında endişe verici manzaralar oluşturuyor. Yırtılmış çöp poşetlerinden etrafa saçılan atıklar ve bunlardan yayılan kötü kokular, sıcakların da etkisiyle hem halk sağlığını tehdit ediyor hem de haşere oluşumuna zemin hazırlıyor. Adanın o eşsiz doğası ve tarihi evlerinin önündeki bu görüntüler, “bu kadarı da olmaz” dedirtiyor.
Adanın bir diğer kanayan yarası ise kontrolsüz araç trafiği. Özellikle Kumsal mevkii gibi, insanların deniz havası alıp dinlenmek için tercih ettiği sahil şeridi, geceleri adeta bir yarış pistine dönüyor. Hızla hareket eden scooter’lar ve akülü araçlar, yayaların güvenliğini tehlikeye atarken, bu araçların güçlü farlarından yayılan ışık, denizi seyrederek huzur bulmak isteyenleri canından bezdiriyor.
Konuyla ilgili tepkisini dile getiren bir mahalle sakini, durumu şu sözlerle özetliyor: “Büyükada Kumsal Sahili’nde gece akülü ve far ışınlarından yürümenin tadını çıkartamıyorsunuz.”
Bu sorun yalnızca sahil şeridiyle de sınırlı değil. Adanın dar sokaklarında cirit atan ve halk arasında “azmanbüs” olarak tabir edilen büyük elektrikli otobüsler ile sayısız akülü araç, adanın o sakin ve nostaljik dokusuna büyük zarar veriyor.
Ada sakinleri, Büyükada’nın ruhunu kaybetmeden, bu temel temizlik ve düzen sorunlarına kalıcı çözümler bulunmasını ve araç kullanımının adanın yapısına uygun bir şekilde yeniden düzenlenmesini talep ediyor. Yetkililerin bu çığlığa kulak verip vermeyeceği ise merak konusu
