Büyükada’daki Troçki Evi: Kaybolan Belleğin İzinde Bir Kültür Mirası

Büyükada’daki Troçki Evi: Kaybolan Belleğin İzinde Bir Kültür Mirası
Yayınlama: 07.11.2025
A+
A-

Büyükada, İstanbul’un tarihî dokusu, mimarisi ve çok kültürlü geçmişiyle, yalnızca yerli halkın değil, dünya tarihinin de izlerini taşıyan özel bir mekândır. Bu izlerin en dikkat çekicilerinden biri, 1929–1933 yılları arasında burada yaşamış olan Rus devrimcisi Leon Troçki’dir. Troçki’nin sürgün yıllarına tanıklık eden bu köşk, bugün ne yazık ki harabe hâlindedir.
Bu yazı, evin mülkiyet durumunu, harap hâle gelmesinin nedenlerini ve geleceğe yönelik olası çözüm yollarını, ele almaktadır.

  1. Tarihî Arka Plan

Leon Troçki, Sovyet Devrimi’nin önde gelen isimlerinden biri olarak Stalin yönetimine muhalefeti nedeniyle sürgüne gönderilmiş, 1929 yılında Türkiye’ye kabul edilmiştir. Önce İstanbul’daki bir otelde, ardından Büyükada’daki Yanaros Köşkü olarak bilinen konakta yaşamıştır. Bu dönemde Troçki, “My Life” (Hayatım) adlı otobiyografisini ve “History of the Russian Revolution” (Rus Devrimi Tarihi) adlı eserinin büyük bölümünü burada kaleme almıştır.
Köşk, bu yönüyle yalnızca bir konut değil, 20. yüzyılın politik ve entelektüel tarihine tanıklık eden bir “sessiz tanık”tır.

  1. Mülkiyet Durumu

Evin bugünkü statüsü özel mülkiyettedir. Yapının bulunduğu yaklaşık 3.550 metrekarelik arazi, 20. yüzyılın ortalarından bu yana Hanifi Ailesi’ne aittir.[¹]
2015 yılında köşk satışa çıkarılmış, o dönemdeki haberlerde binanın “çökme tehlikesi altında” olduğu ve “satış ilanı 4 milyon Amerikan Doları civarında” bir bedelle yapıldığı belirtilmiştir.[²]
Evin herhangi bir kamusal kurumun elinde olmaması, restorasyon girişimlerinin resmî olarak başlatılamamasına neden olmuştur. Bugün hâlâ özel mülkiyet kapsamında bulunduğu, fakat kullanılmadığı bilinmektedir.

  1. Neden Harabe Hâlinde?

3.1. Koruma Statüsü ve Hukuki Kısıtlar
Yanaros Köşkü, Büyükada’nın koruma alanı sınırları içinde yer almakta, dolayısıyla yapı üzerinde yapılacak her türlü müdahale için Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’nun izni gerekmektedir.
Bu durum, özel mülk sahibinin restorasyon veya yenileme girişimini karmaşık hâle getirmektedir.[³]

3.2. Yüksek Restorasyon Maliyeti
Uzman tahminlerine göre köşkün orijinal hâline sadık bir restorasyonu için yaklaşık 900.000 ABD doları düzeyinde bir yatırım gerekmektedir.[⁴]
Bu büyüklükteki bir yatırımın, herhangi bir ekonomik getiri olmaksızın yapılması özel mülk sahibi açısından sürdürülebilir görünmemektedir.

3.3. Kullanım Belirsizliği
Yapının gelecekte hangi amaçla kullanılacağına dair net bir vizyon bulunmamaktadır. Bir “Troçki Müzesi” ya da “Kültür Evi” projesi zaman zaman gündeme gelse de, mülkiyetin özel elde olması bu fikirlerin somutlaşmasını zorlaştırmaktadır.[⁵]

3.4. Fiziksel Yıpranma ve Bakımsızlık
Köşk, 1850’lerde inşa edilmiştir ve uzun yıllardır kullanılmadığı için doğal çevre koşulları, rutubet ve malzeme yorgunluğu nedeniyle ciddi yapısal bozulmalar yaşamıştır.
Zemin kat duvarlarında çatlaklar, çatı örtüsünde çökmeler ve iç mekânda nem kaynaklı hasarlar gözlemlenmektedir.[⁶]

  1. Geleceğe Dair Öneriler

4.1. Kamusal–Özel İşbirliği Modeli
En gerçekçi çözüm, evin kamulaştırılması ya da uzun süreli bir kira modeliyle kültürel kullanım için devredilmesidir. Bu model, hem özel mülk sahibinin hakkını koruyacak hem de kamu yararına hizmet edecektir.
Büyükada’da benzer örnekler —örneğin Taş Mektep Kültür Merkezi’nin yeniden işlevlendirilmesi— bu modelin uygulanabilir olduğunu göstermektedir.

4.2. Troçki Evi’nin Kültürel Değer Olarak Yeniden Kazandırılması
Troçki Evi, yalnızca politik bir figürün değil, aynı zamanda Türkiye’nin ev sahipliği yaptığı çok kültürlü bir dönemin de sembolüdür.
Evin, Meksika’daki Museo Casa de León Trotsky örneğinde olduğu gibi müze, araştırma merkezi ve kültür mekânı olarak dönüştürülmesi mümkündür.[⁷]
Böyle bir dönüşüm, Adalar’ın uluslararası kültür turizmine katkı sağlayacak; aynı zamanda Türkiye’nin “politik sürgünlere sığınma” geleneğini hatırlatacaktır.

4.3. Uluslararası Fonlar ve Vakıf Desteği
UNESCO, Avrupa Kültürel Miras Fonu (European Heritage Fund) ve Rusya–Türkiye kültür diyaloğu kapsamında sağlanabilecek desteklerle finansman yaratılabilir.
Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “Kültürel Miras Koruma Programı” bu tür projelere teknik katkı verebilir.

  1. Sonuç

Büyükada’daki Troçki Evi, yalnızca bir harabe değil, dünya tarihinin dönüm noktalarına tanıklık etmiş bir kolektif hafıza mekânıdır.
Bugün metruk durumda olsa da, uygun finansman, kamusal irade ve akademik destekle yeniden yaşatılabilir.
Troçki’nin sürgün hayatını geçirdiği bu evin geleceğe kazandırılması, hem Türkiye’nin uluslararası kültürel saygınlığını artıracak hem de Büyükada’nın tarihsel kimliğine yeni bir değer katacaktır.

Yanaros Köşkü’nün kapıları bir gün yeniden açıldığında, yalnızca bir devrimcinin değil, bir dönemin hatıraları da yeniden nefes alacaktır.

Haluk Direskeneli

Dipnotlar

[¹] Hürriyet Daily News, “Trotsky’s Istanbul House for Sale”, 27 Temmuz 2015.
[²] The Express Tribune, “Trotsky’s House Put Up for Sale in Istanbul”, 29 Temmuz 2015.
[³] Habertürk, “Trocki’nin Büyükada’daki Evi Satılıyor”, 2015.
[⁴] Architectural Digest, “Leon Trotsky’s Exile Home in Istanbul Is Falling Apart”, 2016.
[⁵] Serbestiyet, “Troçki’nin Harabe Köşkü İçin Finansman Aranıyor”, 2023.
[⁶] Anlatılanın Ötesi, “Leon Troçki’nin Büyükada’daki Köşkü Harabeye Dönmüş”, 2019.
[⁷] Museo Casa de León Trotsky – Mexico City Official Guide, 2024.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.