Büyükada’nın simge yapılarından biri olan Rizzo Köşkü, son günlerde dikkat çekici bir tartışmanın odağında. Nizam Mahallesi Kadıyoran Caddesi No:29’da, Balıklı Rum Hastanesi Vakfı’na kayıtlı bulunan bu Art Nouveau tarzındaki köşkün kulesinin üzerine yapılan yeni bir ekleme, ada sakinlerini ve tarih meraklılarını harekete geçirdi. Pars Tuğlacı’nın 1989 basımı “Tarih Boyunca Adalar” kitabının ilk cildinin 382. sayfasında, Rizzo Köşkü’nün 1980 yılından kalma oldukça net bir fotoğrafı bulunmaktadır. 45 yıl öncesine ait bu fotoğrafta, kulenin üzerinde şu anda inşa edilen yapı görüldüğü gibi yoktur. Ayrıca, adalardaki benzer mimarideki birçok yapıda da bu tür bir “ekleme”ye rastlanmamaktadır. Bu eklemenin bulunmaması, yapının orijinal mimarisine yönelik soru işaretlerini artırıyor.
Rizzo Köşkü, ya da diğer adıyla Rizzo Palas, Yunan uyruklu tüccar Stefan Rizzo tarafından 20. yüzyılın başında inşa ettirilmiş. 1911 tarihli bir tablonun girişte yer alması, köşkün bu dönemde yapıldığını doğruluyor. Stefan Rizzo’nun ölümünden sonra köşk, 1921’de İfiyenia ve Evrediki Rizzo’ya, 1932’de Evdoksia İkonomatis’e, nihayet 1961’de Balıklı Rum Hastanesi’ne geçmiş. O günden bu yana vakfın mülkiyetinde olan yapı, uzun süredir kullanılmıyor ve bakımsızlıktan harap durumda.
Dört katlı, kuleli ve geniş bahçeli bu ahşap köşk, Büyükada’daki az sayıdaki kuleli binalardan biri olarak dikkat çekiyor. Kadıyoran Caddesi’nden birinci katından girilen yapı, iki yönlü eğimli bir araziye konumlanmış. Mimari özellikleriyle göz kamaştıran köşkün güçlü çatı payandaları, giriş kapısı ve balkon kolonlarında kullanılan ahşap panolarla oluşturulmuş. Balkon parmaklıkları ise sade ama robust tasarımıyla yapının estetiğini tamamlıyor. İç mekanlarda ise Art Nouveau stilinin izlerini taşıyan mobilyalar, köşkün bir dönem pansiyon olarak kullanıldığı günlerden kalma.
Türkiye’de 20. yüzyılın başında Sultan Abdülhamid’in mimarı İtalyan Raimondo D’Aronco’nun öncülük ettiği Art Nouveau akımının bir örneği olan Rizzo Köşkü, bu tarzın ender kalan temsilcilerinden. Ancak köşkün kulesine sonradan eklenen yapı, adalarda benzer mimarideki diğer binalarda görülmeyen bir müdahale olarak öne çıkıyor. Ada sakinlerinden biri, “Yetkilileri aradığımda kimsenin tam anlamıyla yetkili olmadığını fark ettim. Umarım bu durum bir an önce açıklığa kavuşur,” diyerek tepkisini dile getirdi.
Köşkün geçmişi de bir o kadar zengin. Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’ın, Adalar Şube Müdürlüğü yaptığı dönemde burada kiracı olarak kaldığı biliniyor. Ayrıca 2015 İstanbul Bienali’ne ev sahipliği yapan mekanlardan biri olan köşk, işlemeli demir parmaklıklarıyla da dikkat çekiyor. Bu parmaklıklar, Büyükada Rum Yetimhanesi atölyelerinde ilk kez üretilen tasarımlardan biri olarak tarihe geçmiş.
Bugün sarmaşıklarla kaplı bahçesi ve harap haliyle Rizzo Köşkü, hem mimari mirasın korunması hem de sonradan yapılan eklemenin yasallığı konusunda yetkililerden yanıt bekliyor. Büyükada’nın bu eşsiz yapısının geleceği, tarih ve kültür meraklılarının yakın takibinde.