CANLI İKON FENERBAHÇELİ LEFTER
Büyükada’ya gittiğim zamanlar futbolun canlı ikonu Lefter’le karşılaştığımda çok heyecanlanırdım.Sadece beni değil milyonlarca insanı heyecanlandırmış bu yaşayan efsaneyi geleceğe taşıyacak bir şeyler yapılamamasını her zaman bir noksanlık olarak hissederdim.Bu duygularımı bir gün Lefter’le paylaştım. “Lefter sana sokak ismi verilmesi için uğraşacağım” deyince “Baki Nedim sağol,daha önce de uğraştılar ama olmadı.Senin bunu düşünmen hayal etmen bile çok güzel” dedi.O sıralar İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis üyesi ve spor komisyonu başkanıydım.Düşüncemi Belediye Başkanı Nurettin Sözen’e açınca çok sevindi.Sevincini belli ederken eskiye dayanan Lefter ile ilgili bir anekdotunu anlattı.”1960 lı yılların sonunda CHP Lefter’i Beyoğlu’ndan İstanbul Belediye Meclisine seçtirmişti.Ayrıca Lefter’i Yunanistan ülkesine sokmayınca Ecevit devreye girerek sorunu çözmüştü”. Yanından ayrılırken Sözen ilave etti”Ben yanındayım,ama meclisi de ikna etmen gerekli”.Tek tek konuşarak meclis üyelerinin desteğini aldıktan sonra oybirliği ile Palamut Sokağına Fenerbahçeli Lefter isminin verilmesini sağladım.Belediye Başkanı Nurettin Sözen’i, FB Başkanı Güven Sazak’ı ve Adalar Belediye Başkanı Recep Koç’u davet ederek İstanbul Büyükşehir Belediyesine organize ettirdiğim törenle bu düşüncemi hayata geçirmiş oldum.Sokağa Fenerbahçeli ismini ilave etmemim nedeni ise Lefter’in FB ile özdeşleşmiş olmasıdır.Ayrıca sokak ismini vermemden sonra Turgay Şeren’in telefonla beni arayarak “Sayın Baki Nedim Baltacı Lefter’e sokak ismini Lefter hayattayken vermeniz bizleri çok mutlu etti.Teşekkür ederiz” demesi eski efsanelerin Lefter’le kendilerini özdeşleştirerek memnuniyetlerini belirtmesi yaptığım işin önemini belirtmekteydi.
Zaman zaman bir araya geldiğimiz Lefter ile sohbetlerimiz olurdu.Eğer onu görmeden geçersem arkamdan “Başkan, başkan “diye seslenirdi.O sıralar hem Göztepe Hilal Spor’un başkanı,hem de 2.ligde oynayan Büyükşehir Belediye Spor’un futbol şube başkanıydım.Lefter ağabeyisi için kendinden de iyi top oynadığını ,profesyonellik olmadığı için onun o dönem Hilal Spor’da top oynadığını söyleyince çok sevinmiştim.
Kendi özel atmosferiyle FB ve Milli Takıma katkı sunması Lefter’i Lefter yapan en önemli özelliğiydi. O zamanlar Türkiye’de total futbol,yani toplu hücum toplu müdafaa yoktu(gerçi bugün de yok).Fakat Lefter görsel sanatlara giren estetik futboluyla oynadığı her maçın öznesi olarak futbol severlerin kalbine girmeyi başarmıştı.Rahmetli kayınvaldem Lefter için çocuk yaşlarda çaputtan,kağıttan yaptığı topları iki ayağıyla soba borusunun boşluğuna sokmaya uğraşırdı,derdi.Demek ki Lefter böyle olunuyordu.Lefter bir sohbetimizde bana topu bırakma nedenini anlatmıştı.”44 yaşındaydım,ama çok kuvvetliydim.Deparda kimse beni geçemiyordu.İdmanlarda birgün beni bir genç geçti.Kim bu dedim.Ayağı sakattı,yeni iyileşti,Karşıyaka’dan alındı adı Ogün dediler.Vay canına dedim bizi de geçiyorlar demek.O gün futbolu bırakmayı düşünmeye başladım”.
Lefter Adada en kızdığı futbolcunun ise Fıstık Ahmet olduğunu söylerdi.Yazın yapılan minyatür maçlarda kendisine bacak arası atmasına çok sinirlenirmiş.Birçok anısını dinlediğim Lefter çok esprili ,çok candan,değerli bir insandı.İyi ki sağlığında sokak ismini de Fenerbahçenin diktirdiği heykeli de gördü.Nur içinde yat,ışıkların bol olsun Fenerbahçeli Lefter Küçükandoniyadis.
Baki Nedim Baltacı