Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasından satır başları: “Demokrasi ve Özgürlükler Adası’na hoş geldiniz Yassıada’nın önce Yaslıada …
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
“Demokrasi ve Özgürlükler Adası’na hoş geldiniz Yassıada’nın önce Yaslıada’nın ardından Demokrasi ve Özgürlükler Adası’na dönüşme süreci aynı zamanda Türkiye’nin son 60 senelik siyasi tarihinin de bir özetidir.
İstiklal harbini zafere ulaştıran Türk milleti demokrasi mücadelesini de aynı kararlılıkla sürdürmüştür.
Milli iradenin üstünlüğünü tesis etme mücadelemizin önü sürekli darbelerle kesilmeye çalışılmıştır. Türkiye’ye siyasi sosyal ve ekonomik bakımdan ağır bedeller ödeten darbeler silsilesinin ilki olan 1960 darbesi aradan geçen 60 yıla aşkın süreye rağmen milletimizin kalbinde hala kanayan bir yaradır.
Ülkemizi darbenin eşiğine getiren zihniyetin varlığını halen devam ettirdiğini görmemiz ise ayrıca bir üzüntü kaynağıdır.
1971 muhtırasında 1980 darbesi öncesinde 28 Şubat 1997 muhtırasından 27 Nisan 2007 bildirisinde hatta son emekli amiraller açıklamasında sergilenen yaklaşım hep aynıdır.
Sadece darbeciler ve muhtıracıların onları teşvik eden, tahrik eden, onlarla kol kola yürüyen siyasetçi profili de aynı şekilde varlığını sürdürmektedir.
Cumhuriyet tarihinde ülkemizde yaşanan en büyük ihanetlerden biri olan 15 Temmuz darbe girişimini kontrollü darbe diyerek tiyatro diyerek küçümseyen bu tehdide karşı alınan tedbirleri sivil darbe diyerek engellemeye çalışan yine bunlardır.
Tankların arasından kaçıp giden Bakırköy’e sığınan yine bunlardır. Daha geçen bir erken seçimle veya başka bir şekilde iktidar değişikliğinden söz eden yine bunlardır.
Mecliste darbe ile buluşmaktan söz eden şiirler okuyanlar yine bunlar bize indirmekten ve vatana ihanetle yargılamaktan söz edenler yine bunlardır.
Birkaç hafta önce merhum Menderes’in akıbeti ile tehdit edenler yine bunlardır.
Ama şunu bilmiyorlardı biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık.
CHP yöneticilerinin adeta genlerine işlemiştir. Darbeci zihniyetin panzehir milli iradenin güçlenmesidir. Tarihimizin en büyük yönetim ile reformlarından biri olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile bu doğrultuda önemli bir adım attık.
Yeni sivil anayasa çalışmalarımızı, İnşallah yıl sonuna doğru tüm bu metinleri çalışmaları bir araya getireceğiz, kapsamlı bir şekilde değerlendirecek bir ortak bir teklif haline dönüştürmenin yollarını arayacağız. Amacımız meclisteki tüm partilerin yeni ve sivil anayasa çalışmalarına yapıcı etkin samimi destek vermelidir. Böyle geniş bir uzlaşma ile yeni anayasayı mecliste kabul ettirip milletimizin takdirine sunabilirsek çok çok güzel olacaktır.
Arzu ettiğimiz şekilde bir uzlaşma zemini oluşmazsa Cumhur İttifakı olarak bizi de diğer partilerle birlikte kendi hazırlığımızı milletimizin takdirine sunmakta kararlıyız.
Ne zaman demokrasi güçlenmiş, milli iradenin üstünlüğü ilkesi ile siyaset biçimlenmişse, Türkiye kalkınmış büyümüş gelişmiş vatandaşlarımız eserle ve hizmet ile tanışmıştır. İşte o zaman darbe ve vesayet dönemleri ile bu süreç kesintiye uğramıştır.
Cumhuriyet’in kuruluş yıllarındaki kalkınma hamleleri ve heyecanları tek parti döneminde mevcut fabrikaların kapatılmasından girişimcilerin önlerinin kesilmesine uzanan bir hüsrana dönüşmüştür.
Uçak, otomobil, dizel motor üretimi, yeraltı kaynaklarının keşfi ve değerlendirilmesi üretime ve ihracata dayalı ekonominin kurulması gibi atılımlar hep CHP zihniyeti ve onun ikizi olan darbeciler tarafından akamete uğratılmıştır.
İsmet İnönü 1946 seçimleri öncesinde buraya dikkat edin çok önemli ben İhtilalci ve Kuva-yi Milliyeci İsmet’im ülkeyi 3-5 çapulcuya maskara etmeyeceğiz. Muvaffak olamazsak eski usul de devam ederiz diyerek darbe sopasını peşine göstermiştir.
1946 seçimlerinin sonuçlarını tahmin etmek herhalde zor değil. Karşılık gizli oy açık tasnif yöntemi ile yapılan ilk seçimde tüm hileleri ve baskılara rağmen Demokrat Parti yeter söz milletin iktidara gelmiştir.
Bu seçimin hemen ardından da Türkiye ilk defa gerçek manada bir demokrasi ve kalkınma iklimine girmiştir. Milletin üzerindeki baskının kalkması ile oluşan özgürlük havası ülkenin dört bir yanında başlatılan altyapı yatırımlarıyla taçlandırılmıştır.
Madalyonun iki yüzü gibi olan CHP zihniyeti ve darbeciler işte bu demokrasi ve kalkınma katılımından rahatsız olmuşlardır. Darbelerin bahanelerine bak hepsinin de ya şartların olgunlaşması için özellikle önü açılmış huzursuzluklara ya da doğrudan milletin değerlerine yönelik kin ve nefrete dayalı söylemlere dayalı olduğunu göreceksiniz.
CHP zihniyetinin yandaşlarının bunların özgürlük de bunların demokrasi ile yakından uzaktan alakası yok. Hür ve demokrasinin egemen olduğu bir Türkiye’den bunların alakası yok. Bunları en çok ürküten zaten geçtiğimiz 19 yılda Türkiye’yi hem demokraside hem özgürlüklerde hem kalkınma ‘da Cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanların fersah fersah ilerisine taşıyan AK Partidir.
Son dönemde yalan ve iftirada vitesi yükselttiler; Man Adası, tank palet fabrikası, 128 milyar dolardan son günlerdeki iddialara kadar bir dizi konuda yalanları sürekli tekrar etmesi izlenmektedir.
Türkiye’nin yerli ve milli ne kadar projesi varsa hepsi de hedefe konularak saldırıya maruz bırakılmaktadır.
Çünkü bunların siyaset adına heybelerin de başka hiçbir malzeme yok. Çünkü eser ve hizmet siyasetinde bizimle rekabet edebilecekleri hiçbir projeleri hiçbir çalışmaları hiçbir hazırlıkları da yok.
13 sivil vatandaşımızı şehit verdiğimiz hadisenin hemen ardından Milli Savunma ve İçişleri Bakanlarımız CHP Genel Başkanına gidip olayı tüm boyutlarıyla anlattılar. CHP Genel Başkanı bu görüşmeden dakikalar sonra grup kürsüsüne çıktı ve sanki kendisine biraz önce hiç bir bilgi verilmemiş gibi konuştu. Çünkü akşamdan kararlaştırılan yalanları bir bir sıraladılar bunlar çünkü o şekilde kodlanmıştır.
Çünkü kendisine verilen misyon buydu! Kendi Genel Başkanını da böyle aldatmadı? Ben aday değilim dedi ertesi sabah aday oldu.
Sayın Baykal’ı olan devir teslimleri de bunların böyle tecelli etti. Bunları iyi tanımak daha iyi tanımamız lazım.
Bunların oyununa gelmemek gerekir. Siyasi tarihimizin en utanç verici kumpası ile CHP Genel Başkanlığı koltuğuna bu şekilde oturtulmuştur.
Televizyonlarda maalesef bir deniz albayın bu milletin ordusunda deniz albayı olarak görev yapmış olarak olan bir zat! PKK terör örgütü ile iltisaklı olanlara nasıl bakanlık verileceğini verilmesinin de normal olduğunu anlatmasından daha büyük bir zillet olabilir mi.?
Terör örgütleri ve suç çeteleri ile yürüyüşüyle ülkesini yabancılara şikayet etme hastalığı ile CHP apaçık ortadadır. Bugüne kadar girdiği her seçimde CHP hak ettiği dersi veren milletimiz şu anda ekranları başında bizi izleyen aziz milletimiz İnşallah 2023’te bir kez daha aynı iradeyi ortaya koyacaktır.
AK Parti olarak bize düşen 19 yıllık müktesebatımızdan aldığımız güçle yeni başarılar için Durmak Yok Yola Devam diyerek işimize bakmaktır. Geçtiğimiz grup toplantısında da ifade ettiğim gibi AK Parti olarak dün vesayete karşı nasıl mücadele ettiği için siyaset ve toplum mühendislerine nasıl meydanı bırakmadı. İnsan uluslararası alanda ülkemizin başını nasıl dik tuttuysak Türkiye’nin 81 vilayetinin her karısını nasıl eserlerimiz de ve hizmetlerimizde donattık.
Bu çerçevede son yıllarda petrol ve doğalgaz aramacılığında da önemli bir ivme yakaladığımızın müjdesini milletim ile paylaşmak istiyorum. Karadeniz’de bulduğumuz 405 milyar metreküplük doğalgazın ardından, sürdürdüğümüz çalışmalarında sonuçlarını almaya başladık.
Daha önce petrol yok diye üzerine beton dökülen kapatılan kuyulardan da petrol üretmeye başladık.
Sadece son bir ayda 3 yeni kuyuda petrol keşfettik.
Petrol ve doğalgaz yanında hemen her alanda benzer müjdelerin hazırlıkları içerisindeyiz.
İl teşkilatlarımızdan her birinin bugünden başlayarak Haziran 2023’e kadar olan süreci gün gün planlamalarını vatandaşlarımızın tamamının gönlüne dokunacak faaliyetler belirlemelerini istiyorum.
Bu çalışmaları hem yerinde görecek hem de bizzat iştirak edeceğiz.
Tabii bu arada inşallah bazı adımlar atıyoruz. Yarın Taksim Cami’nin İnşallah Cuma Namazı ile açılışını yapacağız. Yıllar yılı çocukluğumdan itibaren bilirim yapamazsınız edemezsiniz derlerdi. Bu arada şöyle kıytırık bir köşede adete çöp depolama merkezi bir yerde maalesef müslümanlar cumasını kılardı Rabbim bunu da yine bizlere nasip etti sağ olsun hayırsever bir kardeşimiz Suryapı burayı kendileri inşa ettiler.
Haftaya da inşallah Zonguldak’ta olacağız. Zonguldak’ta da Karadeniz’in kıyısında Uzun Mehmet Camii’ni inşa ettik o da muhteşem bir mimari tam Karadeniz’in kıyısında oranın açılışını da inşallah bir hafta sonra yine bir cuma namazı ile birlikte yapacağız.”