Deprem korkusunun en çok hissedildiği İstanbul’a yönelik Jeoloji Uzmanı Prof. Dr. Celal Şengör ile deprem bilimci Prof.Dr.Naci Görür’ün son açıklamaları büyük korkuya neden olurken, tepki ve tartışmaları da beraberinde getirdi.
Prof.Dr.Şengör, İstanbul’dan taşınacağını ifade ederek, “60-70 bin bina tamamen çökmese de yıkılacak. Kurtarma çalışmaları için sokaklara girilemeyecek. Kente giren çıkan yolların önemli bir bölümü kullanılamaz hale gelecek, ortaya çıkacak kaos ortamında sağ kalanlar da günlerce belki haftalarca bloke olacak” derken Prof.Dr.Görür ise “Yaklaşık 2.5 milyon kişi risk altında” açıklamasında bulundu.
“GERÇEKÇİ RAKAMLAR DEĞİL”
‘Haberglobal.com.tr’ye konuşan Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerif Barış, yapılan 2 açıklamayı da doğru bulmadığını gündeme getirirken, “Bilim insanları kişisel düşünceleri yansıtmak haklı olabilir ancak İstanbul’da olası depremde 2.5 milyon kişinin ölümle burun buruna geleceği gerçekçi rakamlar değil. Yapılan deprem senaryoları belli. Elbette kaos kargaşa olacak ancak hiçbir modelleme ve deprem senaryosunda, 2 bilim insanını söylediği kadar büyük rakamlar yok” dedi.
“FAY ŞEHRİN İÇİNDEN GEÇMİYOR”
İstanbul’da nüfus ve yapılaşma yoğunluğuna bağlı oluşacak hasarın kıyamet senaryosu olarak aktarılmasının halkta panik ve endişeye neden olduğunu da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Barış, “Enkaz altında kalanlara erişim problemleri olacak. Ancak ‘tüm arama kurtarma ekipleri İstanbul’da, herkes enkaz altında kalacak’ demek son derece yanlış açıklamalar. İstanbul’u etkilemesi beklenen Marmara Denizi’nin altındaki fay şehrin içinden geçmiyor. 17 Ağustos’ta Kocaeli ve Adapazarı’nda oluşan yıkımın büyüklüğü fayın şehirlerin altından geçmesinden kaynaklandı. Depremin etkisine yönelik bir sürü parametre var” diye konuştu.
“RESMİ KURUM SESSİZ KALMAMALI”
Prof. Dr. Görür ve Prof. Dr. Şengör’ün açıklamalarına tepki gösteren bir diğer isim olan Paleosismolog Dr. Ramazan Demirtaş ise “Devletin kurumu sessiz kalıyor, kalmamalı” derken, “Bu tür açıklamalar, bu şekilde yapılmaz. Ortada belge yok, veri yok. ‘Ben taşınıyorum’ diyorsunuz ancak geride kalanlara neden kıyamet senaryosu çiziyorsunuz? Bu iki hoca da her defasında bir yerlere çıkıp, sürekli kıyamet senaryoları çiziyorlar” uyarılarını sıraladı.
“ELLERİNDE VERİ YOK”
Her iki uzmanın da ellerinde yeni bulgular olmadan yorum yaptığına değinen Demirtaş, tepkisini şöyle dile getirdi:
“İlgili devlet kurumu yetkilileri çıkıp, yeni bulgular eşliğinde uyarı yapsa anlarım ama iki ismin ellerinde hangi yeni veriler var da bu açıklamaları yapıyorlar. Yetki ve görevler yokken bu tür açıklamalar doğru değil. İstanbul’da riskli alanların tahliyesi söz konusu olacaksa, bu çalışma Ulusal Deprem Eylem Planı çerçevesinde yapılır. Sen zenginsin taşınıyorsun, ben ne yapacağım!”
EN ÖNEMLİ VERİLER İRAP RAPORUNDA
Öte yandan İstanbul için en kapsamlı ve önemli deprem raporu olarak kabul edilen İstanbul İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nün raporuna göre, kentteki 1 milyon 165 bin 526 yapının yüzde 30’unun 2000’den sonra yapıldığı belirtiliyor. Rapora göre bu yapıların önemli bölümünün 2007 ve 2018 deprem yönetmeliklerinin tanımladığı koşullara uygun olmadığı aktarılıyor
HEYELAN RİSKLİ YERLER
Raporda ayrıca Adalar, Avcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Küçükçekmece, Maltepe, Tuzla, Üsküdar, Zeytinburnu ve Sultanbeyli ilçeleri ve yakın mahallelerin durumu da ele alınırken, “Büyükçekmece ve Beylikdüzü ilçelerinin heyelan bölgesinde bulunmaları sebebiyle çökmeler yaşanabilir. Esenyurt, yoğun yapılaşma ve nüfus bakımından riski yükselen bir ilçedir” görüşleri sıralanıyor.
12 İLÇEDEKİ BAZI YOLLAR KAPANABİLİR
Raporda, Bağcılar, Bahçelievler, Esenler, Gaziosmanpaşa, Kadıköy, Kağıthane, Kartal, Küçükçekmece, Maltepe, Pendik, Ümraniye ve Üsküdar ilçelerinin, kalabalık ve yoğun nüfuslu olmalarının altı çizilirken, şu uyarılara yer veriliyor:
“Kapanması muhtemel yollar nedeniyle müdahale sürecinde diğer bölgelere göre fazlaca zorluk yaşanabilecektir.”