Sayın Kılıçdaroglu’nun dün gece evinin mutfağında çekip yayınladığı videoyu hayretler içinde izledim.
Ben ucuz emek ile ihracattan kazanılacak paraya karşıyım diyor.
Ayrıca da fakirleşiyoruz diyor.
Garip olan husus bir kişinin hem ihracata karşı olup, hem de fakirleşiyoruz diye dert yanması. Ucuz emek ile ihracat yapmaya karşı olmak ise zaten ihracatın ne olduğunu bilmemekten geçiyor. Almanya örneği ise Almanya’nın bugüne kadar geçirdiği evrelerden habersiz olmak demek.
İktisadin temel kurallarından biri, ihracatın üretim artışını , üretim artışının da istihdam artışını getirmesidir. Tabi bununla birlikte bütçede cari fazla oluşur. (Buna şirket bilançolarında kâr denir.)
Kısaca ihracat cari fazlanın yanında işsizler ordusunun iş bulmasıdır. Ancak ihracat zor iştir fedakarlık ister. Zira başka ihracatçı olan ülkelerle kıran kırana rekabeti getirir. Bu sebeple başta ücretler olmak üzere bir sürü konuda fedakarlık gerektirir. Bundan en çok etkilenen kesim ise emekçilerdir.
Ancak sosyal demokrat diye kendisini tanımlayan bir siyasetçiye düşen görev, “ben ucuz emeğe dayalı ihracattan kazanılan paraya karşıyım” diyeceğine, tüm ihracatçı ülkelerde zamanında bu sorun sosyal yardımlarla devlet tarafından nasıl çözüldüyse, o şekilde çözüm yolları sunmaktır. Sosyal yardım konusu gözardı edildiğinde de hükumetin karşısına dikilmektir.
Ayrıca “fakirleşiyoruz” söylemi koskoca CHP nin başında olan bir kişi açısından üzüntü vericidir. Zira adama sorarlar demek ki bugüne kadar zenginmişiz diye.
Ülkemiz zengin falan değildi. Sadece ucuz döviz sayesinde ihracatçı ülkelerin mallarını tüketen, bunun karşılığında da yüksek faizle borçlanan, vadesi geldiğinde daha fazla borç alarak eski borcunu kapatan, bu sayede altı ayda bir i-phone değiştiren, hafta sonu Şile yerine daha ucuz diye Kavala’ya giden, buna mukabil kendi sanayicisini cezalandıran bir ülkeydi.
Anlaşılan ülkeyi idare eden akıl bambaşka bir yola girdi. Belli bir vadede ülkeyi ihracatçı bir ülke haline getirmeye çalışıyor. Bunda sarayda bulunan bu düşüncedeki kadroların Sayın Cumhurbaşkanını ikna etmesinin rolü var gibi görünüyor.
Tabi ki önünde seçim baskısı olan bir iktidarın bu zor yolu tavizsiz şekilde nasıl götüreceği bir soru işareti.
Ancak Sayın Kılıçdaroglu’nun videosunda söyledikleri hala sosyal demokrat düşüncenin ne olduğunu ve ihracatın ne anlama geldiğinden bile bihaber olduğunun kanıtı. Bugün Almanya’yı örnek verenler, Almanya’nın hangi yollardan geçerek bu duruma geldiğine baksalar yada son 25 senedeki Çin örneğine baksalar olayı daha iyi kavrarlar.
Bence Sayın Kılıçdaroğlu, ihracatçı ülkeler ile ithalatçı ülkeler arasındaki farkı anlamak için iktisadın babası kabul edilen Adam Smith’in “ulusların zenginliği” adlı eserini okuyarak ise başlasa ve o kitabı bitirene kadar da videolara ara verse başta kendi seçmeni olmak üzere ülkeye daha büyük hizmet verir.
DSP ADALAR İLÇE BAŞKANI
NAİL MURAT PEKİN