Eddâi Kültür&Eğitim Vakfı’ndan haklarında sosyal medyada bir oluşumun yaptığı paylaşım için açıklama geldi.
Eddâi Kültür& Eğitim Vakfı Büyükada Meşveret Heyetinden İsa Kalay tarafından Vakıf Başkanı onaylı duyuru şöyle;
‘Değerli Adalı dostlarımız,
Bazı sosyal medya mecralarında Eddâi Kültür& Eğitim Vakfımızın Adalar temsilciliği ile ilgili eksik ve yanlış bilgiler vererek, ötekileştirmeye yönelik yazısını görünce, doğru bilgileri verme ihtiyacı hasıl olmuştur.
Eddâi Kültür& Eğitim Vakfımız tarikat değildir.
Bu vakfımız, Türkiye Cumhuriyeti Devleti yasalarına uygun olarak tescillenmiş olup, topluma amacı doğrultusunda hizmet vermektedir.
Eddâi Kültür& Eğitim Vakfımızın, Büyükada Temsilciliği 20 yılı aşkın kiralamış olduğumuz yerde, bir çok Adalı Dostlarımız ile birlikteliğimiz olup aynı sofrada gönül dünyasına yönelik sohbet ve muhabbet ile Büyükadalı dostların gönüllerini kazanmıştır.
Şimdi ise vakıf adına yer satın alınarak daha iyi şartlarda hizmet etmektedir.
Satın aldığımız bina için belediyemizden gerekli izinler alınmış olup tadilat yapılmaktadır.
Bazı çevrelerin eksik ve yanlış bilgi vererek algı operasyonuna sebebiyet verdiğini üzüntü ile görmekteyiz.
Tüm Adalı dost ve hemşehrilerimize duyurulur.
Eddâi Kültür& Eğitim Vakfı Başkanlığı’
Vakıf madem bir açıklama gereği duydu bari gerçek bir açıklama yapsalardı,bu yatıkları açıklama nerden tutarsan tut yalan ve yanlıştır.Eğer dine ve dini değerler bakış açıları da bu ise tam da Yaşar Nuri Öztürk’ün “Allah ile Aldatmak” kitabındaki tanım ile ; dini; çıkar, koltuk, baskı, egemenlik aracı yapan bir sanayi koludur. İşin esası bakımından ne dini vardır ne de imanı. Onun dini-imanı, Tanrısı, ibadeti hep çıkarı ve hesabıdır.Allah ile aldatanlar dokunulmaz, eleştirilmez bir “tahakküm teolojisi” oluşturmuşlardır. Türkiye’de bu teolojiyi egemen kılmak istiyorlar ve bunda büyük ölçüde başarılı olmuşlardır.
Adadaki konuya dönersek söz konusu bina yakın zaman içinde adı geçen vakıf tarafından satın alınmış ve yasal olarak herhangi bir inşai faaliyet izni olmayan bir yerdir.Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi olması ve şu an geçerli bir imar durumu olmaması sebebi ile şu an inşaatta yaptıkları güçlendirme vb. işlemlerin tamamı kaçak inşaat faaliyetidir.Zaten 1 Haziran itibari ile inşaat yasağı da söz konusudur. Açıklamada bahsedilen ” Satın aldığımız bina için belediyemizden gerekli izinler alınmış olup tadilat yapılmaktadır.” cümlesi baştan sona yalandır.Adalar Belediyesinin zaten böyle bir izin verme yetkisi yoktur.Vakıftaki açıklamayı yapan arkadaş elini vicdanına koysun ve yaptığı açıklamayı bir de kendisi okusun.Vicdanı var ise yapması gereken açıklama şu şekilde olmalıydı :
Biz bu bina için yapmayı düşündüğümüz inşaat işleri için hiçbir kurumdan yasal izin alamadık, Adalar Belediye Başkan Yardımcısı Engin Çelik ve İmar Müdürü Hüseyin Yılmaz’ın şifai izni ile başladık.Fakat adadaki bazı duyarlı vatandaşlar bizim yaptığımız kaçak işleri farketti ve şikayet etmeleri üzerine belediye bizi bir süre idare etti ama işbasına çıkınca belediye binayı mühürlemek zorunda kaldı.Sonra belediyeye gittiğimizde imar müdürü bize “çok yanlış yaptınız,yaptığınız tamamen kaçak güçlendirme,biz şimdi göstermelik mühürledik,olay biraz unutulsun sizin istediğiniz gibi her işinizi hallederiz merak etmeyin” dedi . şeklinde bir açıklama yapsaydınız en azından din adı altında yalan söylememiş olurdunuz. Saff suresi 3. ayeti Diyanet tercümesinde şöyledir : ” Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz,Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir.”